KILIÇDAROĞLU´LU CHP´NİN HDP HAYRANLIĞI...

KILIÇDAROĞLU´LU CHP´NİN HDP HAYRANLIĞI...

HAMZA AVCI´NIN CHP HAKKINDAKİ YAZISI

KILIÇDAROĞLU´LU CHP´NİN HDP HAYRANLIĞI...

Hafızalarımızı biraz yoklarsak, 12 Eylül sonrasında CHP´nin adını devam ettirmek için yerine kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP), 1991 Türkiye genel seçimlerinde, Leyla Zana ve Hatip Dicle adlı PKK yandaşlarını Diyarbakır Milletvekili olarak seçtirdi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi´ne girdirdi. 
Geçmişi çok kurcalayıp kafaları karıştırmadan bugünlere gelelim. 7 Haziran Genel Seçimlerinde de "barajı aşsın" diye CHP´li seçmenin bir kısmı HDP´ye oy verirken, Kılıçdaroğlu´lu Yeni 
CHP ise; terör örgütü PKK´nın siyasi uzantısı olduğu herkes tarafından bilinen HDP´yi iktidar yapmak için çok uğraştı. CHP-HDP ve MHP´yi yüzde 60´lık cephe diyerek Türkiye´yi iki kutba bölmek istedi. MHP´yi de, kendinin dahil olduğu terör yandaşlarıyla aynı kefeye koymak istedi. HDP´yi tanımayan MHP´yi ise vatanseverliliğini gayet iyi bildikleri halde kendi kabahatlerini bastırmak için, "ayrımcı" olarak suçladı. Hatta Kılıçdaroğlu partisinden de ileri gitti. Kılıçdaroğlu, MHP ve Lideri Bahçeli´yi "Hayırcı" ilan eden AKP´nin dümen suyuna girerek, (Davutoğlu´nun Koalisyon teklif etmediğini kendi görüşmelerinden bildiği halde, o da Sayın Bahçeli´yi "Hayırcı" ilan etti.

Bu görüşmeler ve davranışlar sonucu CHP´nin de, AKP ve "Çözüm ortağı" BDP´den bir farkının olmadığı bir kez daha tescillenmiş oldu.

KOALİSYONU KİM İSTEMEDİ?
Koalisyonu hangi partinin istemediği ise, çok açık ve bariz olarak MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli´nin Show Tv-Habertürk ortak yayınında açıklaması ile tamamen su yüzüne çıktı. 
Aslında zaten Saray´ın talimatları doğrultusunda kimin koalisyon istemediğini herkes biliyordu ama bunu gizlemek için işbirliği ve söz birliği ile Sayın Bahçeli´yi hepsi birden "Hayırcı" ilan ettiler.

Bu arada, koalisyonu kimin istemediği Sayın Bahçeli´nin açıklamasından sonra açıkça ortaya çıkmasına rağmen, bazı kuyruklar hala açık oturumlarda ve seçim konuşmalarında Davutoğlu ve AKP yerine yine de Sayın Bahçeli´yi hiç utanmadan sıkılmadan hayırcı olmakla suçlamaya devam ediyorlar.

Yazık çok yazık. Kendini en büyük yazar-çizer olarak gören, bilim adamı olarak lanse eden korkaklar, güçlünün yanında kendi düşüncelerini ortaya koymaktan aciz kalıyor, belli odakların sözcülüğünü yapıyorlar. Bugünün zayıfı yarının güçlüsü, bugünün güçlüsünün ise yarının zayıfı olabileceğini ne yazık ki bugün için göremiyorlar. Bir gün görecekler fakat dönüş için çok ama çok geç olacak.

Son olarak geçtiğimiz gün Sayın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bunlarla da yetinmeyerek, terör örgütü PKK´nın siyasi uzantısı olduğu, yapmış oldukları açıklamaları ve icraatlarıyla ortada olan, esasta Türkiye´den toprak kopararak Kürdistan´ı kurmak olan düşüncelerini Türkiyelilik adı altında gizli gizli yürüten HDP´li Selahattin Demirtaş ile görüştü. Kamuoyunun takdirine bırakıyorum, teröristle terör görüşülür mü? Görüşülürse ne elde edilir, ne fayda sağlanır?

Teröristbaşı ve terör örgütü PKK ile 13 yıllık iktidarı dönemi boyunca görüşen, adına Çözüm Süreci adını veren AKP´nin ülkeyi ne hale getirdiği ortada iken, ondan geri kalmayan Kılıçdaroğlu´lu CHP´nin, terör örgütü PKK´nın siyasi uzantısı HDP´yi hükümete taşımak ve meşrulaştırma görevini yürütmekle ne yapmak istiyor öğrenmek hakkımız olsa gerek...

Hamza Avcı