Bugün, 4 Mayıs 2024 Cumartesi

Milliyetçilik, Demokrasi ve Azınlıkların Azgınlığı (Ortadoğu Gazetesi)

Yakın tarihte Türkiye, iki etkili azınlığın çoğunluğun içinde kendi hedeflerine doğru ilerlediğine şahit olmuştur.

Güncel 30.09.2017 11:22:41 384 0
Milliyetçilik, Demokrasi ve Azınlıkların Azgınlığı  (Ortadoğu Gazetesi)

İnsanlık, ilkçağdaki Sümer kent devletlerinden Yakınçağa kadar, 5.000 yıl boyunca, nitelikli azınlıklar tarafından yönetilmiştir.

Yakınçağda Avrupa´daki ihtilallerden sonra krallıkların yerini millet iradesine bağlı "ulusal devletler" almıştır.

Bundan sonra yine belli bir tekâmül içinde, halkın çoğunluğunun siyasi tercihlerine göre yönetilen "demokratik rejimler" ortaya çıkmıştır.

Krallıklar döneminden itibaren hâkimiyetin fiziksel kaynağı "ordu" olduğu için askeri gücü doğrudan veya siyasi bir aracı kurum vasıtasıyla elinde tutan gruplar, iktidarlarını sürdürmüşlerdir.

Demokratik rejimlerin esası, misyon ve vizyon sahibi örgütlü grupların halkın teveccühüne mazhar olmaları ve girdikleri seçimlerde siyasi rakiplerine üstünlük sağlamalarıdır.

Tarihteki bütün bu siyasi yaşanmışlıklardan iki farklı insan tipi ortaya çıkmıştır:

1- Toplumsal bir amacı olan "ideolojik" insan?

Bu insan tipine birbirleriyle ideolojik rekabet halindeki Masonları, Milliyetçileri, Marksistleri ve İslamcıları örnek olarak gösterebiliriz.

2- Sadece geçim derdiyle uğraşan "kitlesel" birey? Bun insanlar masadaki memurlar, tarladaki çiftçiler, fabrikadaki işçiler ve tezgâhının başındaki esnaflardır.

Örgütlü azınlıkların Tarihteki rolü hakkında verilebilecek en iyi örnek "Yahudiler ve Masonluk"tur.

Fransa´daki Kapitalist mason devrimine güçlü bir alternatif olduğu sanılan Rusya´daki Sosyalist proletarya devriminin 32 kişilik ihtilal komitesi üyelerinin tamamının Yahudi olması, önemli bir ayrıntıdır.

Konumuz Siyonizm değil. Ben sadece hiçbir milletin: "Ülkede Yüzde Seksenim? Doksanım? Doksan dokuzum?" diyerek ve kulağının üzerine yatarak ülkesine egemen olamayacağını anlatmaya çalışıyorum.

Gizli misyon ve vizyon sahibi örgütlü azınlıklar, hayat sıvılarındaki aktif maddeler gibi, çoğunluğun içinde dolaşmışlar ve ideolojik amaçları doğrultusunda kendilerini kitleye taşıtmışlardır.

Tabiattan buna verebileceğimiz en uygun örnek, sperm sıvısı içinde hedefine doğru ilerleyen spermatozoidlerdir.

Kendini dinamik bir şey zanneden bu sıvının yegâne misyonu, içindeki "gizli dinamikler"i hedefine ulaştırmaktır.

Demokrasilerde özellikle de Türkiye gibi tarihte epeyce düşman kazanarak kurup-kurtardığı yurdunda beka mücadelesi veren ulusal devletlerde "çoğunluğun" içine düştüğü durum, başkalarının amaçlarına hizmet etmek olmamalıdır.

Çoğunluk, içinde eğer misyon sahibi bir "öz" taşıyacaksa bu yine kendi niteliğine, misyonuna ve vizyonuna uygun yani "Milliyetçi bir çekirdek" olmalıdır.

Kendini kitleye taşıtma stratejisinin en yakın örneği, Gülen Cemaati´nin kitle partilerini kullanarak devletin kılcal damarlarına, kozmik bürosuna, en derin mahremine kadar sızmasıdır.

Bilindiği gibi, özel kuvvetlere ait kozmik büroların, devlet yıkılsa bile devleti yeniden kurmak gibi "doğurganlık" görevi vardır.

Dolayısıyla kitlenin milli namusunu korumanın yolu, iktidara teslim edilen hassas bölgelerin korunabilmesine bağlıdır.

Namuslu bir milletin yöneticileri bu yüzden bağımsızlıkta ve milliyetçilikte kıskanç olmalıdır.

Liberalizmin domuzluğunu, Sosyalist enternasyonalin soysuzluğunu veya beynelmilel ümmetçiliğin gamsızlığını vatanın rahmine taşımamalıdır.

Yakın tarihte Türkiye, iki etkili azınlığın çoğunluğun içinde kendi hedeflerine doğru ilerlediğine şahit olmuştur.

Bunlardan biri sağ kitle üzerinden gelen İslamcı Nur cemaati hareketi ve onun Ilımlı İslamcı kolu olan FETÖ´dür.

Diğeri de soldan gelen Marksist Kürt etnik hareketi ve onun terör örgütü olan PKK´dır.

Bu ikisinin sonunda 7 Haziran 2015 seçimlerinde işbirliğine gitmesi manidardır.

İki hareketin de ülkenin doğusundan neşet etmesi ise ayrı bir ibret konusudur.

Her iki hareketin de gizli intikam misyonuyla hareket eden "Ermeniler"le olan muhabbeti de gözden kaçırılmamalıdır.

Masonların, Liberallerin, Marksistlerin ve İslamcıların uzun süre bu iki hareketin serpilip büyümesi karşısındaki ilgisiz tutumları bize, milletin bu ülkede uyuyarak egemen olamayacağını anlatmaktadır.

Türk Milletine, vatanını elinden almak için sağdan ve soldan azgın iftiralar atılmaktadır.

Her savaşta görülebilecek tenkil ve tehcir uygulamaları, katliam gibi sunulmakta?

Her Cumhuriyetçi inkılapta yaşanan otoriter uygulamalar, destanî bir haksızlık gibi anlatılmaktadır.

Bunların ikisi de azınlıkların azgınlığıdır.

İslamcısının da Allahsızının da bu derin senaryodaki rolü, Türkiye´den Ermenistan´ı ve Kürdistan´ı koparmak, sonra da Türkleri Anadolu´dan çıkarmaktır.

İşine gücüne bakan vatandaştan hususi bir Milliyetçilik veya eğitimli bir Vatan sevgisi beklemiyoruz.

Çocuğunu seven, torununu seven herkes bugünden tezi yok var gücüyle Milliyetçi olmalıdır.

Milliyetçiliğin, evladının huzuru, torununun güvenliği olduğunu bilen herkes, ilk fırsatta?

Milliyetçi Hareket Partisi saflarına katılmalıdır.


14.5°

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 34 18 12 4 15 58
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Rizespor 34 14 13 7 -6 49
8.Alanyaspor 34 12 10 12 3 48
9.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
10.Antalyaspor 34 11 11 12 -3 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Kayserispor 34 11 13 10 -9 40
13.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
14.Ankaragücü 34 8 12 14 -3 38
15.Fatih Karagümrük 34 9 16 9 -2 36
16.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
17.Gazişehir Gaziantep 34 9 18 7 -15 34
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 34 7 18 9 -32 30
20.İstanbulspor 34 4 23 7 -41 16