Bugün, 11 Mayıs 2025 Pazar

TAHSİN ERASLAN


12 MART 1921

“UNUTMA Kİ, ŞAİRLERİ HAYKIRMAYAN BİR MİLLET,/SEVENLERİ TOPRAK OLMUŞ, ÖKSÜZ ÇOCUK GİBİDİR.”


Balkan savaşları sonucunda, Avrupa’da 237.298 kmkare toprak kaybettik.

Tarihte ‘93 Harbi’ olarak bilinen savaşların sonucundaki durum, sanki ‘Mahşer ‘provasıydı.

Eski Zağra Müftüsü dertlenmişti:“AZİZ-İ VAKT İDİK ´D ZELÎL KILDI BİZİ.”

                    *

15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i, 16 Mart 1920’de İngilizler İstanbul’u işgal ettiler.

1.D.S. sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf devletleri arasında 10 Ağustos 1920’de SERV anlaşması yapıldı.

Serv paçavrasına göre, BATI, zincire vurulabileceğimizi hayâl ediyordu.

Adapazarı, Afyon, Amasya, Ankara, Bilecik, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Kastamonu, Kayseri, Kırşehir, Kütahya, Merzifon,

Nevşehir, Samsun, Sinop, Yozgat, Zonguldak gibi yerler dışında Güzel Yurdumuz parçalanacaktı sanki!

Oysa, Türkler, Ergenekon’da da alıkoyulmaya denenmişti. Demir dağları eritip yeryüzüne dağıldıydık.

                    *

Uzun yıllar süren savaşlarda artık yorulmuştuk. Tarlalar ekilemiyordu. Kıtlıklar başlamıştı. Salgın hastalıklar çoğalmıştı.

Ordunun morale ihtiyacı vardı. Bağımsızlık mücadelesi azmi, umudu, heyecanı aşılamak, özgüveni sağlamak gerekiyordu.

-Nedense, Cihan İmparatorluğu’nun resmî marşı yoktu?-

                    *

Millet, kurtuluş için hazırdı. ‘Baş’ aranıyordu. Mustafa Kemal Paşa (ATATÜRK) öncü oldu.

Millî şairlerimizden M. E. YURDAKUL, parmak basmıştı:

UNUTMA Kİ, ŞAİRLERİ HAYKIRMAYAN BİR MİLLET,/SEVENLERİ TOPRAK OLMUŞ, ÖKSÜZ ÇOCUK GİBİDİR.”

F. H. DAĞLARCA, “Uluslar, büyük oğullarıyla soluk alırlar.” diyordu.

                    *

Halkın bizim tarafımızdan aydınlatılmaya ihtiyacı varmış, kalkın gidiyoruz, burada durmak zamanı değil.”

diyerek nimetleri İstanbul´da bırakıp Anadolu´ya geçen M. Âkif, Balıkesir ve Kastamonu’da camilerde ateşli konuşmalar yaptı.

-Özgürlük yoksa din-ibadet, ahlâk, vicdan, güven, utanma, güzellik, sadakat beklenemez.-

                    *      

İstiklâl Marşımız, Türk Milleti’nin ölüm-kalım mücadelesi verdiği savaşın tam ortasında yazıldı.

Yarışma için konulan para ödülünü de almayıp bağışladı.

12 Mart 1921´den beri Türk´ün hep bir ağızdan söylediği özgürlük manifestosudur.

9 dörtlük,1 beşlik olmak üzere toplam 10 birim, 41 dize/mısra, 257 sözcük/kelime vardır.

Nazım birimi dörtlüktür. Ancak, vurguyu güçlendirmek amacıyla olsa gerek, son birim beşliktir.  

                    *

Âkif, yaşlanmıştı. İçlerinde yazar Tarık Us’un da bulunduğu bir grup, kendisini ziyarete gitmişti.

Gelen ziyaretçilerden biri, bitkin bir halde yatağında yatan M. Akif’e konuşma esnasında:

 “Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?” diye sormuştu.

Bu sözü duyan M. Akif ERSOY, yatağından başını kaldırarak:

O şiir bir daha yazılamaz, onu ben de yazamam.

Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım.

O şiir artık benim değil, milletin malıdır.

Benim, millete en kıymetli hediyem budur.

Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!” cevabını vermişti.

Yaşadığı devrin özelliklerini, bütün genişlik ve derinliğiyle şiirlerine yansıtan

M. Akif’in sözlerindeki hikmet, ziyaretçileri tarafından açık bir şekilde anlaşılmıştı.

 

19.9°