?KAHRAMAN IRKIMA BİR GÜL, NE BU ŞİDDET, BU CELÂL??
Kurban olayım, surat asma. Öfkelenme.
Irk, kan bağı değildir. Can bağı olunca kan bağı aranmaz.
?Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavudum?/
Başka bir şey diyemem?,işte perişan yurdum!?
diyen Âkif, 21 Şubat 1920 tarihli Hakimiyet-i Milliye´de şöyle der:
?Sınırlarımız içinde kalan her ırkı milletdaşımız sayıyoruz.?
*
Türk adı, türü/yürü-k, yürü-mek, türe-mek, türeli (düzenli),
töre,-türü-k (gelenek-ilke-ülkü) kelimeleriyle ilişkilidir.
İslâm kaynaklarında geçen Nuh´un torunu Yasef´in oğlu
Thraetona, Tûrac, Tûr (Tûran) ile ilişkilidir.
İran edebiyatında ?güzel insan´ karşılığında kullanılmıştır.
Kaşgârlı Mahmut´a göre, gençlik, güç, kudret, olgunluk çağı demektir.
*
Türk, sadece bir kelime olmayıp başlıbaşına kavramdır.
Tarihiyle, kültürüyle.
Kültürün tanımı neydi?
Maddi-manevi varlıkların tümüne kültür denir.
Yaşayışları, yedikleri-içtikleri, inançları, töreleri, türküleri, ağıtları,
edebiyatları, dilleri?tümü kültür içine girer.
*
Âkif, Zağanos camiinde şöyle der:
?Osmanlı saltanatını i´lâ (yükseltmek) için Karesi´nin (Balıkesir)
bu kahraman İslâm muhitinin vaktiyle
büyük fedakârlıklar gösterdiği herkesin malumudur.
Rumeli´yi baştanbaşa fetheden hep bu topraktan yetişen babayiğitlerdi.
O kahraman ecdadın torunları olduğunuzu ispat etmelisiniz.?
Celâl. Allah´ın sonsuz güzelliğinin yansımalarından birisidir.
Allah´ın en genel anlamda iki güzel sıfatı vardır.
Cemâl-Celâl.
Allah´ın güzelliği merhametle, yardımla, cennetle tecelli ederse cemâl,
-eğer-kahırla, cezalandırmakla, cehennemiyle tecelli ederse celâl denir.
Türkler´de bayrak, kutsaldır, koruyucu özelliktedir.
BAYRAK şiirinde A. N. ASYA da diyordu ki:
?Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün kızıllığında ısındık;/
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün gölgene sığındık.?
*
ÂKİF, Hikmet BAYDUR´a, İstiklâl Marşı´nı yazarken,
Namık Kemal´deki ateşli ifadenin kendisinde olmayışından sızlanmıştı.
Bayrak/Hilâl/Sen/Sana. Türk millî bağımsızlığının simgesidir.
Sen/sana, Salib-haç karşılaşmasında Haçlılara karşı İslâm dünyasını temsi ediyor.
Allah´a tapan, doğruluktan ayrılmayan
Türk Milleti´nin tam bağımsız/bağlantısız olarak yaşamasının
en temel haklarından biri olduğu vurgulanmaktadır.
*
Âkif, bir vaazında:
?Ey Osmanlı Müslümanları!
Allah aşkına bizim düştüğümüz mahkûmiyete sakın sizler de düşmeyiniz.
Saltanatınızın, istiklâlinizin kıymetini biliniz.
Çünkü dünyada onsuz yaşamak meğerse yaşamak değilmiş.
Biz bunu pek acı, pek uzun tecrubelerden anladık.
İnşallah siz o tecrubelere maruz kalmazsınız.? diyordu.
İzmir´in işgali üzerine Prof. Selahaddin Bey´in şu konuşmasından etkilense gerek:
?Milletler uyanıyor, devlet oluyorlar,
hakkını isteyen bir millet ortadan kaldırılamaz.?
H. B. ÇANTAY´ın, bir yazısındakileri sadeleştirirsek:
?...Çünkü yeryüzünde ve İslâm dünyasında
Cenab-ı Hakk´ın özgürce yaşattığı tek bir millet varsa o da
Allah´a hamd ve şükürler olsun ki biziz.
Bağımsızlık mutluluğuna sahip gibi görünen bazı Müslüman hükümetler,
Batı pençesinden henüz kendisini kurtaramamıştır.
Bununla birlikte ey dindaş! İslâm mutlaka hürriyet ve istiklâl ile yaşar.?
İşgalde, İngiliz General Milne,
24 Kasım 1919´da gönderdiği bir yazısında-özetle-,
?İstanbul´da Osmanlı askerlerinin kendi bilgisi dışında
yer değiştiremeyeceğini´ küstahça belirtiyordu!
Ayrıca, Osmanlı askerlerinin, işgalci askerlere,
sokakta, rütbe fark etmeksizin selam vermesi isteniyordu!
İşgalci askerler, tren ve vapurlarda 1. mevkide oturuyorlardı!
Haydarpaşa hattında seyahat eden yolcular kontrol ediliyordu!
Daha neler!!!
-Devamında görüşmek dileğiyle.-
