Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

TAHSİN ERASLAN


2021 YILI ?İSTİKLÂL MARŞI´ YILI -10-

1900 yılında, İngiliz Bakanı Gladstone, Kur´ân-ı Kerîm´i eline almış ve ?Bu Kitap, Müslümanların elinde oldukça, bizim onlara hâkim olmamız mümkün değildir...


?RÛHUMUN SENDEN İLÂHÎ ŞUDUR ANCAK EMELİ,

DEĞMESİN MABEDİMİN GÖĞSÜNE NÂMAHREM ELİ,

BU EZANLAR Kİ ŞEHÂDETLERİ DİNİN TEMELİ

EBEDÎ, YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ.?

                    *

Yunanlılar, Bursa´yı işgal edince Sultan Osman´ın türbesini çiğnemişlerdi!

Venizelos´un oğlunun, Sultan Osman´ın türbesini aşağılayan bir fotoğrafı vardır!

H. B. ÇANTAY´dan öğrendiklerimiz, içler acısıdır:

?İzmir´de, Balıkesir´de, Bursa´da, daha başka yerlerde,  

cevâmi-i şerîfeyi (şerefli camileri) aşağılamaya yeltenmişler!

Müslümanların gözü önünde, Lafza-i Celâl (Allah sözü) levhalarını söküp

?haç´ resimlerini yerleştirmişler!

Kimi müezzinleri aşağılamaya çalışıp dövmeye kalkışmışlardır!

?Lihye-i saadet?(sakal kılları) alınarak çiğnenmiş!

Balıkesir´de 6 altı Müslüman kadının cebren çarşafları çıkartılmış!

Behice adındaki bacımızın başına gelenleri anlatmaya dilimiz varmıyor.

                    *

İçişleri Bakanı Fethi Bey´in açıklamalarından öğreniyoruz:

Yunanlılar, Ertuğrul Gazi´nin Söğüt´teki mezarını bombayla uçurmuşlar!

Şeyh Edebâl´nin mezarındaki örtüyü ve Kur´ân yapraklarını da

parçalayarak halkın yüzüne fırlatmışlar!

  

Yunanlıların, kimi yerlerde,

müftlük-İslâm cemaati işlerine de karışarak

kendi emellerine uygun olabilecek yetkisiz kişileri

seçme yoluna bile gittikleri olmuştur.

                    *

Ezan, içeriğiyle, dinimizin temelini anlatan bir simgedir.

Ezan, İslâm´ı temsil eden bir unsurdur.

Akif, Süleymaniye camiindeki vaazında:

?işte Rumeli´nin hâli!

Düşman galip geldi, camileri, kilise yaptı, ahır yaptı.

Mescit bul da namaz kıl; minare bul da ezan oku!

Bununla beraber olacağa nispetle bu olmuşlar bir şey değil!

Eğer biz gözümüzü açmazsak neûzü billâh (Allah korusun)

İslâm´ın dünyada namı bile kalmayacaktır.?

Kastamonu Nasrullah Camii´ndeki bir vaazında da değinir:

??Endülüs diyarını gözünüzün önüne getirin.

O, cihanın en mamur, en medenî, en mütefennin iklimi

vaktiyle sinesinde on beş milyon Müslüman barındırırken

bugün baştan başa dolaşsanız, tek bir dindaşımıza rast gelemezsiniz.

Allah´ın vahdaniyetini garbın âfâkına ikrar ettiren

o binlerce minarenin yerlerindeki çan kulelerinden bugün etrafa

teslis velveleleri aksediyor.

Şevketin (gücün, yüceliğin) medeniyetin, irfanın (bilginin),

umrânın (bayındırlığın),  müntehasına varmışken

birbirlerine düşerek vatanlarını üç buçuk İspanyol´a karşı

müdafaadan aciz kalan bu zavallı dindaşlarımızdan olsun

ibret alalım da İslâm´ın son mültecâsı (sığınağı) olan

bu güzel toprakları düşman istilası altında bırakmayalım.?

                    *

1900 yılında, İngiliz Bakanı Gladstone, Kur´ân-ı Kerîm´i eline almış ve

?Bu Kitap, Müslümanların elinde oldukça,

bizim onlara hâkim olmamız mümkün değildir.

Ya bu Kitap´ı Müslümanların elinden almalıyız ya da

Müslümanları ondan soğutmalıyız.?

demesinin üzerinde düşünülmelidir.

                    *

İslâm Tarihi´ni, yeterince okuyanlar bilirler ki:

Hz. Muhammed (SAV.) Dönemi ile

ardından gelen 4 Halife Dönemi´nden sonra

İslâm´ın en parlak dönemi Endülüs´deki dönemidir.

Batı, tuvalet/WC/helâ/ayakyolu/memişane bilmezken

Endülüs´tekiler helâ yapmayı biliyorlardı.

Sokakları aydınlatmayı başarmışlardı.

Kur´ân´ın içeriğini tam olarak anlamaya çalışmalıyız.

 

-Devamında görüşmek dileğiyle.-

 

 

21.3°