?GARBIN ÂFÂKINI SARMIŞSA ÇELİK ZIRHLI DUVAR;
BENİM İMAN DOLU GÖĞSÜM GİBİ SERHADDİM VAR.
ULUSUN, KORKMA! NASIL BÖYLE BİR İMANI BOĞAR,
?MEDENİYET!? DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR??
*
Batı, teknolojik aygıtlarla donatılmış/sarılmış olabilir.
Türk Milleti´nin de iman dolu göğüsleri vardır.
Âkif, N. Kemal´in şu dizesinden esinlense gerek:
?Serhaddimize kal´a bizim hâk-i bedendir.?
(Sınır boylarımızın kalesi beden toprağıdır.)
Etten duvar denir ya işte öyle olsa gerek.
Hüner atın değil, erindir.? At binenin, kılıç kuşanın derler.
*
?Ulusun´ sözcüğü tevriyeli (2 anlamlı) kullanılsa gerek.
1.Boğuşmaktan dişleri kırılıp tek dişe düşmüş Batı´nın çakalları.
Çakal sürüleri kendi kendilerin-c-e ulusun/ürüsün dursunlar. Aldırmayalım.
2. Ulu/yüce, büyük anlamındadır. Büyükçe yerlere ulu deriz.
Ulu cami. Ulu-abad/Uluabad (büyük su/göl), ulu çınar gibi.
Medeniyet/uygarlık, kavgayla, yakıp yıkmakla olmaz.
İnsanlık adına hizmet etmekle olur.
(Medenî/Medîne sözcükleri bize yabancı değildir.
Mekke´de vahşilik varken Medine´de bağrına bastılardı Hicret edenleri.
Gidilen o şehrin adı medenî/uygar anlamında Medîne oldu.
*
Âkif, bir başka yerde şöyle diyordu:
?Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler onu t o p sindiremez.?
Yalnızca topa tüfeğe güvenmeyin.
*
Düşünelim hele. Uzun savaş yılları sonucunda yorgunduk.
Askerlerimiz, cepheden cepheye koşuyorlardı.
Öyle ki, asker terhis edildi diyelim.
Daha memleketine varmadan başka cepheye çağırıldığı bile oluyordu.
Kara bulutlar ağmıştı. Türk Milleti, -neredeyse- yalnız kalmıştı.
Değişik kurtuluş çareleri düşünenler oluyordu.
Kimi ABD´nin, kimi Fransızların yardımına sığınmak zorunluluğu duyuyorlardı.
Kimileri de İngilizlere güveniyorlardı.
Mandacılığı kabul edelim mi, etmeyelim mi tartışması bile olduydu.
Manda´nın ne anlama geldiğini bilmeyenler de vardı.
?Bizim Susurluk´ta manda´dan çok ne var´ diyenleri duyar gibiydik.
(Akla gelen manda, değişik yörelerimizde camuz, çamuş, kağnı ineği olarak bilinir.)
*
Vatan ve hürriyet şairimiz Namık Kemal, ana´ya benzettiği vatan için sızlanıyordu:
?Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yoğ imiş kurtaracak baht-ı kara maderini.?
Mader, İngilizce´de ana/anne demektir.
Şanlı kürsüsünden Mustafa Kemal ATATÜRK, Namık Kemal´e nazire yapacaktı:
?Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracak baht-ı kara maderini.?
Kurtuluş Savaşı´nı, kazanacağımıza inandıydık. İnandığımız için kazandık.
Dede Korkut Kitabı´ndan hatırlayalım:
Kazan, alıkonulur (esir demiyorum). Urganlarla kollarını bağlarlar. Kendilerini övmeleri istenir.
Kazan da urganları kırar. Düşmanı övmez, kendini över. İyi mi?
-Devamında görüşmek dileğiyle.-