?Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va´d ettiği günler Hakk´ın.
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.?
*
Vatanıma düşmanları uğratma.
Gövdeni siper ederek işgale diren.
Allah´a güven. İnancını yitirme.
Kurtuluş günleri yakındır.
*
İşgalciler, namerttirler.
Kadınlarımıza, kızlarımıza, yaşlılarımıza saldırmışlardır.
Çok yerleri yakıp yıkmışlardır.
N. Kemal´in ?Vatan Mersiyesi adlı şiirini hatırlayalım.
Deli Hikmet´in ağzıyla dile getirilen dizeleri vardır:
?Ey vatan genç idin eyvah tükendin bittin
Bizi alçaklara, hainlere muhtaç ettin.
Bunca öksüzlerini kimlere koydun gittin.?
Akif´in bu dizelerden etkilendiği düşünülmektedir.
Ziya GÖKALP, ruhu´nu oksijene benzetip umut aşılıyordu.
*
(Balıkesir/ERDEK´e yolum düştüydü.
Kurtuluş Günü Törenlerini izlemiştim.
?İşgaldeki hal´i orada öğrendim. Ağlamamak elde değil!
İşgalciler,-meğer-ahâliyi meydana toplamışlar.
Herkesin bir çubuk (ağaç) kesmesini istemişler.
İrili-ufaklı çubuklar kesilmiş.
Kesilen çubuğu ağızlarına almaları istenmiş.
(Güya akıllarınca ?gem´ olacak!)
Çubuk ağızda yarış yapmaları istenmiş.
Çubuğu düşürenin süngüleneceğini belirtmişler!
Erdek´lim, süngülense de gemi takmaz?
Sataştıkları 15 yaşlarındaki bir gencimiz, ölüm döşeğine düşmüştü.
Şimdilerde o meydanın adı, ?Cumhuriyet Meydanı´dır.
Kitabe´de şunlar yazılıdır:
?Türklerin vatan sevgisi ile dolu olan göğüsleri,
lanetli tutkulara karşı
daima demirden bir duvar gibi yükselecektir.?
-Kemal ATATÜRK.
Turistlerin yoğun ilgisini çekiyordu. Özdeyişi görüntülüyorlardı.)
*
Trakya, Adana, Maraş´ta sarkıntılık olayları görülmüştü.
Sütçü İmam olayını hatırlayalım.
Cuma namazı öncesi, kadınlarımıza sarkıntılık yapıldığı duyulmuştu.
Özgürlüğün olmadığı bir yerde Cuma namazı kılınabilir miydi?
Özgürlük yoksa ibadet, ahlâk, güven, güzellik, sanat, sadakat beklenemez.
*
Halide Edip (ADIVAR), İstanbul´daki ateşli konuşmasında şöyle demişti:
?Her gecenin bir sabahı vardır.?
Âkif, etkilenmiştir.
*
Heyet-i Temsiliye, 27 Aralık´ta Ankara´ya gelmişti.
O zamanki Ankara gazetesindeki bir yazıya göz atalım.
T. Fikret´in ?Millet Şarkısı´ adlı şiirinden beyitler yer alıyordu.
?Zulmün topu var güllesi var kal´ası varsa
Hakk´ın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.?
?Göz yumma güneşten, ne kadar nuru kararsa
Sönmez ebedî her gecenin gündüzü vardır.?
Bu nuru, çekemeyenlerde yok değildi. Ancak;
?Rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan.?
(Yarasanın gözü, güneşten rahatsız olur/kamaşır.)
-Devamında görüşmek dileğiyle.-
