Ben aşağıdaki su yüzüne çıkarılan zeka ürünü şu ve benzeri tespitlere bayılırım. Zaman zaman bunları daha bir geliştirip zenginleştirip güzelleştirerek ?Yerel Gazetelerdeki köşe yazıları? mda ve ?Fesbukta? siz sayın okurlarıma sunmayı görev biliyorum.
Bu günlerde Türkiye ile ABD arasında ?Siyasi, Ticari, İnsani? alanlarında süren ölüm kalım savaşlarında, hararetle ABD´nin bütün mallarının boykot edilmesi isteniyor. ?Bilmeyene bildireceksin veya Kendini bilmek kadar irfan sahibi olunmaz? demiş atalar. Ne kadar güzel. Azeri şivesiyle yahşi.. Bu asil tavrı gönülden kabul ediyor destekliyoruz. Yalınız ABD´nin içimize soktuğu sadece bu ürünlerden ibaret değil ki... Madalyonun daha önemli bir de öteki yüzü var. Öteki yüzünü unutuyoruz. O da nedir diye sorarsanız, cevabı hemen verelim: O da ABD´nin içimize ve bütün İslam ülkelerine soktuğu ?Siyasal İslam´ yani ?haşa Dindarlık´ değil ?Dincilik? virüsüdür. Asıl boykot edilmesi gereken bu beyin kirliliğidir. O kadar ki bu durum, yalınız Türkiye´yi değil, bütün İslam ülkelerinin kangren olmuş onulmaz yarasıdır. Bu virüsten cennet mekan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının demokrasinin vazgeçilmez unsuru/olmazsa olmazı ?Laiklik´i getirmeleri sayesinde kurtulunmuş, bunun neticedir ki Türkiye bu gün, İslam ülkelerinin en kalkınmışı, en gelişmişi ve de en modernidir. Ne acıdır ki bu virüs son yıllarda üremesine uygun alan bulmuş olacak ki her gün ülkenin bir köşesinden Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik aleyhinde bir baykuş ötmektedir. Pabuç bırakılmaz ve de Allah devletimize milletimize zeval vermez inşallah. Ne buyurmuş Erzurumlu İbrahim Hakkı:
?Görelim Mevla neyler
Neylerse güzel eyler...?.
