Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

BEKİR YALÇINKAYA


BUNLAR İŞTE HEP BÖYLEDİR; ?DERSİNİ ALMAZLAR DA EDERLER EZBER!´

Bize düşen elbette tahammül, yine de tahammül.. Bu vatanın bekâsı için birliği muhafazaya mecburuz.


Yakasında, CHP Milletvekili Rozeti..

Altında sanki CHP Vekil Kürsüsü..

Vekil Seçtikleri il Konya amma..

Çanakkale´nin Ezine´sinden olur..

   Niye Çanakkale´den vekil değil de Konya´dandır? Çünkü..

 1980 yılında Konya´daki askerî bir hastaneye tâyin edildiğinden.. Burada önce SHP´de siyasete atılmış Konya Örgütü´nde aktif rol aldığından. Sonra SSK Konya Hastanesi´nde Başhekimlik´te bulunduğu sıra Refahyol hükümetince görevden alınınca da 1997´de memuriyet hayatına son verip kendisini CHP´nin malûm siyasî içinde bulduğundan -ki galiba AKParti ve Recep Tayyip Erdoğan´a olan aşırı kininin temelinde de bu Refahyol´lu zamanların hıncı olsa gerektir- göz doldura doldura Milletvekilliği´ni oldurmuş..

  Samimi CHPli´ler beni bağışlasın.. Malûmlardan malûm ki, CHP´de göz dolduracaksan ilminden medenî vaziyetine kadar her türlü güzel değerlere sırt dönerek Türk Milletine küfürü, hakareti ve aşağılamayı kendine meslek edineceksin.. Böyleleriyle aynı karaktere yapılananlara göre; SAĞ dendiğinde için dışın diken diken olmazsa SOL´dan sayılmazsın.. Bu da böyle yapmış ve 1998-1999 yıllarında CHP Konya İl Başkanlığı esnasında yükselttiği boy mesabesinin karşılığını 1999 Genel seçimlerine milletvekili olarak koparmış.

   Baksanıza şu nutkuna.. O´ çırpına çırpına bağırıyor, yağcıları da alkış üstüne alkış tutuyorlar..

  İyi.. İyi de bu Dr. Mustafa Hüsnü BOZKURT denen adam niye kadar kötü ve kötü bağırıyor?

   İnsanın aklına ?İçinde Refahyol acısı var´ gibi bir yakıştırma geliyor..

Peki, Vekil seçilmezden önceki hastanelik mesleği neymiş bunun?

KBB Uzmanı..

Peki KBB Uzmanlığı neydi?

Bilirsiniz canım.. Bilmemek mümkün mü? Kulağınızda veya boğazınızda bir tıkanma ve hırlama başladı mı gideceğiniz yerin tabelasında yazar; Kulak Boğaz Burun Uzmanlığı.

  Peki, soyadı itibariyle BOZKURT olan, lâkin esasında Yozkurt´lukta mahir Hüsnü´nün uzmanlık alanı KBB´ye inhisarı ne derece?

Hiç..

Niye? Adamın kulağı da arızalı, boğazı da.. Uzmanı olsa da bir türlü sağırlığını telef edememiş ki kendi dediğini kendi kulağı duymuyor..

  Niye mi? Şimdi O´nun şu sözlerine ve sözlerine sebeb hâline bir bakarsak niyesini pekâla anlarız..

  Malûmdur ki son günlerde, özellikle 16 Nisan´a yaklaşıldıkça ülkemize karşı yürütülen haricî tehdit ve karalamalar içimizden daha çok destek bulmaya başladı..

  Başladı ki hapishane kaçkınlarının, himaye babası bile hâkim ve savcılarımız oluyor sık sık. Kandil-Mandil, Batı-Matı, Haçlı- Taçlı; Uçlu uçsuz, nerede kim ve hangi teşekküller varsa EVET-HAYIR kampanyasının Hayırcı´larıyla sarmaş dolaş vaziyetteler. Hattâ hiddet ve şiddetleriyle EVETci´lere zulmeden, ama söz konusu Hayırcı PKKlı´lar olunca ancak onlara muhafız çobanlık yapan asıl Terörist Devletler´in besledikleri diğer unsurlarla hemen her gün fikren kol kola bir dünya doğuruyorlar.  

   Özellikle de referandumda "Evet" oyu verecekler açık seçik ve saçık-kaçık tehdidlere uğruyorlar.

  Bir türlü zillete düşüremedikleri Türk Milleti için entrika üstüne entrika üreterek Türkiye´nin EVETÇi kesimine düşman kesiliyorlar.

   Aynı hâl; Ülkenin temkinli ve temiz halklarına karşı propaganda yürüten çirkef siyasîlerde de mevcut. Onlar da kendileri dışındaki hiçbir iradeye tahammül gösteremiyor ve çeşitli saldırganlıklar sergiliyorlar.   Özellikle CHP´nin Moloz Siyasî ekabirleri, Cadaloz cemiyetleri ayağa kaldırabilmek için gözleri önünde başörtülü-başörtüsüz kim EVET´çi görünüyorsa onlara saldıranlara alkış tutuyorlar.

   Bu durum; Kandil´den Persilvanya´ya, Persilvanya´dan Avrupa´nın Haçlı, Faşist, Nazizm gibi ırkçı molozlarına kadar çember genişletmiştir ki bütün bunların tek sebebi vardır, o da Ortadoğu´ya 3. bin yılda hâkim olma sevdası yaşayan Hıristiyanlığın, önünde engel gördüğü İslâm Âlemi´nin tek ve güçlü temsilcisi Türkiye´yi bertaraf etmektir.

   Yine, sanki böyle bir niyet görüldüğü kadarıyla MHP içindeki Enkaz-ı Beşer´lerde de mevcuttur.. Çok yerlerde nice saldırılar, paldır küldürler, ara ara boğaz boğaza ve yumruk yumruğa girişmelerle, düne kadar birbirlerine ?Kardeş´lik bağlarıyla sarılanların arasına fitne yerleştiriliyor, bir oy uğruna olmadık küfürlere başvuruluyor ve EVET´çi iradelere ?Ananı-avradını..´ terkibli hakaret üstüne hakaretler dâhi yağdırılıyor..

   İşte bütün bu genel durumun azına münhasır hâlde bile milletin birlik ve beraberliği zedelenirken bir de kendini bilmez CHPli dinazorların ?halkın arasına fitne ve nifak sokucu´ söz ve hareketlere başvurması baş döndürücü bir hızla devam ediyor ve bu da SAĞ´ın salaklarına ve yamuklarına ?Propaganda Tesellisi´ oluyor.

   16 Nisan´a çok az kaldıkça milletin kendi iradesine sahib olma hakkına gasb daha tahammül edilir gibi değil de 16 Nisan sonrası bu Kardeşler acaba birbirlerinin yüzüne nasıl bakacaklar?

   Bize düşen elbette tahammül, yine de tahammül.. Bu vatanın bekâsı için birliği muhafazaya mecburuz. Fitneyi defedelim, birliği sağlayalım derken, Şeytan´lara tâbilik göstermek en büyük zararımız olur.. Varsın, iradeler saldırı görsün, aşağılansın.. Bu tarz tevessüller iradenin hakimiyetini ve neticede Hayır´ını değil, Hayr´ını sağlar.. Nihayet; Önümüze gelecek sandıkta her birey bir Tercih oyu kullanacak. Bunun ikisi, üçü yok. Kırkı, ellisi filân da hiç yok.. Bu kadar debelenmenin manâsı var mı? Bu ara düşüncemiz ve sözümüzün ardından kendimizi toparlayacak olursak, sorumuzu yineleyip diyelim ki; ?Niye şu Adamın kulağı da arızalı, boğazı da dediğini bilmiyor??

   Çünkü O´ sadece halk iradesinin halka verildiği ve Referandum hakkıyla neticeye varılmak istenen 16 Nisan seçimine binaen kendisini buhrana kaptırmış, zangır zangır ve titreye titreye 16 Nisan´daki referandum haykırıyor ve;

   "Adımın Hüsnü olduğu kadar eminim ´Hayır´ çıkacak, bu millete güvenmek gerek. En az yüzde 60-65 ´Hayır´ çıkacak. Ama arkadaşlar de ki ´Evet´ çıktı.. Kimse heveslenmesin, biz yine Samsun´dan başlarız, Amasya´ya, Sivas´a gideriz, Ankara´ya geliriz. Buradan İnönü´ye, Sakarya´ya.. Ulan sizi İzmir´e kadar kovalamazsak anamızdan emdiğimiz süt helâl olmasın. Yine sizi de sizin gibi emperyalistleri de denize dökeriz" diyerek Kahramanlık taslıyor. Kime? Türkoğlu Türk olan insanları..

   O´ zihniyet çamuruna batmışlar bu milleti denize dökerler mi, dökmezler mi şimdilik bilinmese de.. Hani büyüklerimiz derlerdi ya; ÜFÜRÜKTEN TEYYARE. İşte O´ böyle.. Üfürüyor da üfürüyor.. Sahte Kahraman, İpsiz Cambaz ve  Cazgır Siyasî..

   Söylenecek çok söz var da esas sözün söyleneceği ve derslerin alınacağı tarih 16 Nisan´dır..

  Halka küfredenler, halkın iradesini hiç sayarak olmadık kepazelikleri yapanların hüsrana uğrayacağı tarih de 16 Nisan´dır.

  Sözün özüyle; Allah´ın dediğinin olacağı ve tuzakların bozulacağı gün, ne Yozkurt´ların, ne Baykal´ıp kalanların, ne de Kılıç´ını DÂR´a değil, yalan dolanla hep DAR´a, hep AZALMA ve KÜÇÜLME´ye sallayanların günü değil, MİLLÎ İRADE´sine dört elle sarılanların günü 16 Nisan olacaktır..

   Haaa.. bugün itibariyle; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nca ?Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan (TCK 216)´ ile soruşturma başlatıldığını da buradan duyuralım..

  İnşallah, azgınlık dersini alır da bundan böyle terbiyesiyle hareket etmeyi öğrenir.

 

 

 

 

23.7°