Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

BEKİR YALÇINKAYA


Ecdadımız YENİ YIL´larını Niye Kutlayamamışlar?

Nerdeee.. Çağlar açıp çağlar kapatan Muhteşem Süleyman´lı Böyyyükk ve Devlet-i Âli Osmanî´nin Cumhuriyet talebeleri Süt Tozu paketli bir Marshal yardımı içer olsalar da sair muhtaçlıklar YENİ YIL´ların KUTLU YOL´larını hep tıkamış da tıkamış..


   Soru bu..

   Ecdadımız YENİ YIL´larını Niye Kutlayamamışlar?

   Cevabıysa zamana göre ne zor, ne kolay..

   Derler ki; Anadolu, Almanlar´ın ?Turkhia´ adını takmadan evvel, Bizans yurdu olan bu ülkede  Alpler´imiz devamlı UÇ´larda cenglere tutuştuklarından ve YIL´larını bir türlü YENİ´leyemediklerinden YENİ YIL kutlamaları mümkünleşmemiş..

   Sonra.. Selçuklular Anadolu´da her ne kadar Devlet olsalar da yine UC Beyliği sevdasıyla içlerinde, GÜMÜŞTEKİN Bey´ce bir hayli fitne meydana gelince..

   Daha ilerilerde de Çavdar Boyu´nun içinden Sadettin Köpek andlaşmalı bir UC sevdalısı Ur(h)al Bey, fitne üstüne fitneye sarılınca, yine YENİ YIL kutlaması hayâlden öte geçememiş..

   Osmân Bey, kendi adına bir Osmanî Devlet kurmuşsa da torunlarından I. Bayezîd, fitneye matuf Ankara Ovası´nda Aksak Timur´a yeniliverince YENİ YIL kutlaması da suya düşüvermiş..

   Derken Fatih, Konstantinepolis´i fethedip İslâmbol Şehri yapmış yapmasına da, Gebze Ovası´nda 16. Zehiri yutarak, -daha doğrusu yutturularak- vefat eyleyince ve Vatikan´a; ?Büyük Kartal Geberdi´ haber ulaştırılınca..

   Fatih evlâdı II. Bayezîd-i Velî tahtını zorlu oğul Yavuz´a -şedsiz-merasimsiz- zorla devredince..

  Oğul Yavuz da ?Ata İntizarı´ ile ensesini Arslan Pençesi çıbanına kaptırıp dünyasını değiştirince, mesele torun Kanunî´ye kaldı gibi görünse de, Kanunî de Mustafa Şehzadesi´ni fitneye boğdurarak kurban eyleyipbüyük elemlere garkolunca..

   Vay Anam vay..!

  Şu mühim Batı ve Batıl gelenekten YENİ YIL için ne bir fetvaya, ne de bir fermana kaydedilecek ?Karar virildi´ deyu bir Pâdişah yazısı yazılamamış..

   Sonra, tam da ?Genç geldi, geç gelmedi Genç Osman´ımız bu işe bir son verir´ derken O´nu da saymışlar ki 16 cengâver Kapıkule zindanlarında saatlerce uğraşarak yaşı 18´ciğinde (!) boğuverince?

   Ne I. Ahmed, II. Süleyman, ne 4. Murad, ne de O´nlardan gayriler..

   Kanunî evlâdı Sarı Selim´in hemen ardınca Yükselme Devri´nin düşüşe geçmesiyle meydana gelen birçok varta ?tam da atlatıldı, artık yılbaşını kutlayalım´ umudu doğduğu sıra..

  Bir İttihat ve Terakki marazına, bir Yıldız suikastine yakalanan Osmanlı ecdadımızın son yâdigârı sayacağımız Ulu Sultan II. Abdülhamîd Musul´dan Kerkük´e, Şam´dan Filistin´e mülkü olan toprakları kaybedince..

  ..Ve netice itibariyle Abdülhamid Hân; ?Onların hepsi benim evlâdlarımdır ve hepsi Müslüman´lardır, hiçbir zaman fenalık etmezler? dese de, Hareket ordusunun mevcudu olan Yahudi, Dönme ve Mason tahrikçileri tarafından bin bir türlü entrikayla hâl edilip, Ulu düşüncesinin mükâfatı olarak Selânik´in Yahudi Alatini Köşkü´ne sürgün edilerek kapatılınca..

    Yine, YENi YIL´larını kutlamak Osmanlı uşaklarına nasib olamamış..

    Yine, yine derler ki; Ecdadımız, Çanakkale Harbi´nden sonra  İstiklâl Harbi´ni de kazanmış olunca   ?Acaba bu sefer YENİ YIL´ı Kutlama hasretimiz ve vuslatımız tamama erer mi´ demişler amma..   

   Olmamış babam olmamış ve bir türlü  YENİ YIL´ı kutlayamamışlar..

   Niye? Bu defa Kâfirler Sevr´i hortlatmışlar ve böylece Yeni Türkiye´yi Lozan´a razı göstermişler ki,  Memleket Sevdası´na düşenlerin YENİ YIL neyine.. 

    Eeee.. Sonra.. Yani Hilâfet Devri´ni bile kapattığımızda da bu işi becerebilmiş miyiz?

   Nerdeee.. Çağlar açıp çağlar kapatan Muhteşem Süleyman´lı Böyyyükk  ve Devlet-i Âli Osmanî´nin Cumhuriyet talebeleri Süt Tozu paketli bir Marshal yardımı içer olsalar da sair muhtaçlıklar YENİ YIL´ların KUTLU YOL´larını hep tıkamış da tıkamış..

  Yakın Tarihli Atalar´ımız da derler ki; ?Hani, Kanunî bir fermanla Fransız keferesine dansı 100 yıl yasaklatmıştı ya, O´ kefereler de Muhteşem Süleyman´lardan emanet ülkeye misilleme ola diye YENİ YIL kutlamasını tam 450 yıl bize yasaklamışlar´ güya..

  Ne zamana kadar? Ta ki fit devrine erişmelerine değin....

   O Fit Devri ki; Memnun-bahtiyar bir İstanbul Sosyetesi´yle dansa kapıldığımız ve çarpıldığımız süslü salonlarda, fit iki ola deyu birdenbire, ilk defa YENİ YIL´ların BAŞI´nı kutlar oluvermişiz..

    Eeee.. Sonra.. Çam´ları devirme, Hindi´leri semirme, bir de envaî Şarab´ları sömürme gibi bir huy edindirildiğimizden; ?Komşusu açken tok yatan´ Hâdis-i Şerif´ sayfamızı kapatıp, âdeta açmaz olmuşuz.. Ve bir türlü hayat bulamaz dediğimiz Şahane-i YENİ YIL´larımız TV TV, başımızda Noel Külâhı, altımızda geyikli araba, kucak dolusu paketli bir BATI virüsü olarak işleyivermiş de güya insanlığa hediyeler taşımışız.

    Bu hâlimiz ecdada gam olmuş.. Kimin umurunda? Bühtan olmuş.. Kime ne? O´nların, sapkın ve hayasız veledîleri, kovdukları Tekfur´ların bugün geri dönüşleriyle ülkelerinde fitne üstüne fitne yoğurmaktalar..

    1817´nin İngiliz Casusu Hempher´inin döne dolaşa İstanbul´dan Basra´ya, fitne üretip Vehhabiliği kurdurduğundan beri, etrafımız mezhebî kan gölüne dönmüş,.  Elimiz koynumuza çektirilmiş.. Zulüm, kan, terör, dalavere, oyun, oynaklık ne kadar şirret varsa Tekfur´ların Uc´larından Türkmen Boyları´nın Soylu Uc´larına taşınıvermiş..

   Amma; 31 Aralık´tan 1 Ocak´a.. Zamanın asalet ehlinden olanlar, mutlak surette içlerindeki derin acılarla Ortadoğu´nun mazlum ahalilerinin acılarına ortak olacaklar, çareye, yardıma davranacaklar da..

   Ya Ötekiler.. Batı´ya dalkavuk, O´ çok kısmî azınlıklar da, vatan hainleriyle el ele YENİ YIL diyerek kardeşlik aşkını ve icabını bir kenara atacaklar. Bir yanında içki, bir yanında mezelerle karınlarını tıka basa doyurduktan ve nefslerini kayırdıktan sonra, -ÇadırKent´lerdeki mazlum insanlığın aç-susuz, sefil-biçare buz gibi gecelerde bir gram sıcaklığa hasret yaşarken-, derin bir gaflet uykusuna yatacaklar..

   Ne diyelim; ?Gözün Aydın olsun Türkiye.. Aç gözünü ve gönlünü, at gitsin eskisini, çünkü; YENİ YIL´ın geliyor..´ İnsanlığın kaderi bu.. mu diyelim..

   Zûlümle ÂBÂD olunmaz amma, zûlüm hep var..

   İşte bu var olan zûlme baş eğdirmemek için O´ Muhteşem Ecdad asla ?YENİ YIL´ diye bir REHAVET´i yaşamadı, yaşayamazdı..  

   Ve onun içindir ki ?Üzerine bomba yağar gibi Kâfir´ler yağsa ve ağsa da, İLÂ-YI KELİMETULLAH´ı dilinden düşürmedi, hayatına nakşetti. Yani NUR´dan NUR´a koştu.. Her ırka, her cinsiyete, her din ve iman mensubuna adil davrandı.. Âlem O´nların şahsında Adalet´i tanıdı ve yaşadı..

  Bugün, böyle bir idrak ve davranış biçimini tanıyamayanların,  kurdukları FİTNE BİRLİKLERİ´yle ne yazık ki sadece Müslüman Ülkeler´de yeniden Sömürge pespayeliğini tesis etmenin ötesinde bir gayeleri bulunmuyor..

  Ya biz? Anadolu yurdunda 6 Asır sürdürdüğümüz inanç ve iman güzelliğine ne kadar sahibiz..

  İnsanlık Ortadoğu´da kendi gafletinden kitle kitle ölse, öldürülse de.. ?YENİ YIL´ımız geldi? diye mi şaha kalkacağız. Biz ki cemiyet üstü cemiyetiz.. Halklar üstünde TÂKVA´sıyla  yüce milletiz..

  Bu hâllerdeyken Yeni YIL´ımız nasıl kutlu ola ki.. Hele ki Nemrud´un ateşi İbrahim´ce yeniden yakılmakta iken..?

   Nasıl? Nasıl?

   Keşke, bir kere olsun şu yaşadığımız LOD KIYAMETİ´nde bu yaşayacağımız keyfiyet bizi bir utandırabilirse ve terketse..  Ağzında SU taşıyan KUŞ da, Kâbe´ye ulaşmaya AYAK sürüyen TOPAL KARINCA da gaye ve arzularının hazzını  yeniden yaşayacaklardır.. 

   NOT: Bu manâlarda bir ESKİ YIL´ı bir YENİ YIL´a emanet buyuracakların YENİ´liğini kutlar, sağlık ve afiyetler dilerim.. Dua ile..

 

17.9°