Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Muharrem Günay Sıddıkoğlu


EĞİTİM POLİTİKAMIZIN İFLÂSI VE TÜRK TOPLUMU´NUN DİNİ DEĞERLERE BAKIŞI

Biz her ne kadar, Türkiye´nin yüzde 99´u Müslüman diye, övünsek te yapılan araştırmalar durumun hiç te öyle olmadığını, Türk toplumunun büyük bir manevi buhran ve ahlaki erozyon içerisinde olduğunu göstermektedir.


Yapılan araştırmalara göre Türk Toplumu´nun ancak yüzde 90´ının Allah´a inandığını,  ülkemizdeki ateistlerin yani Allah´a inanmayanların sayısının 10 yılda 3 kat arttığını gösteriyor.  Son yıllarda Allah´ın varlığına birliğine inandığı halde,  ?Allah´ın her şeye karıştığına ve karışacağına inanmıyorum diyen ?DEİST? lerin? oranında da hızlı bir artış yaşandığı görülmektedir.

OPTİMAR araştırma şirketinin 7-14 Mayıs 2019 tarihleri arasında 3500 kişiyle yüz yüze görüşerek yaptığı din-inanç anketinin sonuçları şöyle:

%89,5 ?Tanrının varlığına ve birliğine inanıyorum.? (Teist)

%4,5    ?Bir Yaratıcı olduğuna inanıyorum, ama dinlere inanmıyorum.? (Deist)

%2,7    ?Bir Yaratıcı olup olmadığından emin değilim.? (Agnostik)

%1,7     ?Bir Yaratıcı olduğuna inanmıyorum.? (Nonteist)

%1,7      ?Cevap yok.?

KONDA şirketinin 10 yıllık değişim anketinde (2008-2018), 15 yaş üstü nüfusla 15-29 yaş arası gençler; ayrıca 2008´de 15-29 yaş arası gençlerle bugün 25-39 yaş arasında olanlar karşılaştırıldı. Anket 2008 yılında 2250´si gençlerden oluşan toplam 6482; 2018 yılında ise 1715´i gençlerden oluşan 5793 kişiyle kendi evlerinde yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi. Anket sonuçları, ülkemizdeki ateistlerin sayısının 10 yılda 3 kat arttığını gösteriyor. Herhangi bir dine inanmayanların %90´ı 35 yaşın altında. Aşağıda Türkiye genelinde 2018 yılı sonuçları verilmiştir.

%51 Dindar olduğunu söyleyenler (son 10 yılda %4 azalma)

%34 İnançlı olduğunu söyleyenler  (son 10 yılda %3 artış)

%10 Sofu olduğunu söyleyenler  (son 10 yılda %3 azalma)

%2  İnançsız olduğunu söyleyenler (son 10 yılda %1 artış)

%3 Ateist olduğunu söyleyenler (son 10 yılda %2 artış) (Türkiye´deki İnanç/İnançsızlık Haritası: https://www.ateizmdernegi.org.tr/blog/2021/03/13/turkiyedeki-inanc-inancsizlik-haritasi/)

 12 Haziran - 18 Haziran 2017 tarihleri arasında ?Türkiye´de Toplumun Dine Ve Dini Değerlere Bakışı Araştırması? üst başlığı İle ?MAK Danışmanlık? tarafından 30 büyükşehir ve (Ağrı, Aksaray, Artvin, Bayburt, Bitlis, Bolu, Düzce, Elazığ, Giresun, Gümüşhane, Karaman, Karabük, Kars, Kastamonu, Kırıkkale, Kırklareli, Kütahya, Nevşehir, Osmaniye, Sinop, Bilecik, Yozgat, Uşak ) 23 il, 154 ilçe de 5400 kişi ile YÜZYÜZE yapılan görüşmelerde (araştırmanın linki: www.makdanismanlik.org)  Allah´ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz? Şeklindeki sorumuza yıllardır %99 u Müslüman diye ifade ettiğimiz toplumun % 86 sı Evet, Allah´ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyorum, derken aynı soruya; Evet, Allah´ın sadece varlığına bizi yarattığına inanıyorum ama her şeye karıştığını karışacağını düşünmüyorum diyenlerin yani DEİST diye ifade edilebileceklerin oranı % 6, Hayır, Allah´a inanmıyorum diyerek ATEİST olduğunu ifade edebileceklerimizin oranı % 4, farklı çekincelerle bu soruya Cevap yok / Kararsız diyenlerin oranı % 4 olarak değerlendirilmiştir.

Deist ve Ateistlerin ağırlıklı olarak büyükşehirlerde yoğunlaştığı, taşrada bu oranın % 1´ lerin altına indiği görülmektedir. Ortaya çıkan sonuç; toplumun inanç erozyonuna karşı ivedilikle bir manevi kalkınma seferberliğine ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Araştırmanın detaylarına inildikçe durum daha da kötüleşmektedir. Meleklere inanıyor musunuz? Sorusuna araştırmamıza katılanların % 75 i Evet, meleklere inanıyorum derken,  Hayır, gözümle görmediğim varlıklara inanmam. diyenlerin oranı % 15. Cevap yok / Kararsız oranı ise % 10´dur.

 İmanın temel şartlarından olan meleklere iman konusunda toplumsal bilgisizliğin İslami anlamda insanların küfre düşme boyutunda inhirafına sebep olmaktadır. Gözüyle görmediğine inanmama hastalığı materyalizmin insanımızın inanç dünyasını nasıl törpülediğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Kaldı ki dine ait değerlerin pek çoğu beş duyu ile algılanamayan aşkın alana ait değerlerdir. Gayba ve uhrevi aleme inanma Müslümanlığın temelini teşkil eder. Bu anlamda dinin pek çok değeri, melekler, cinler, ruh, cennet, cehennem vd. kavramlar îmani değer itibarıyla çok önemlidir. Toplumun bu değerlerle teçhiz edilmesi, kimsenin görmediği yerde dahi bir gören var şuurunun kalp ve kafalara nakşedilmesi toplumsal ahlaki motivasyon içinde önemlidir.

Kur´an-ı Kerim ve diğer kitapların vahiyle geldiğine inanıyor musunuz? sorusuna katılımcıların % 76 sı Evet, inanıyorum. derken Hayır, inanmıyorum diyenlerin oranı % 14, cevap vermeyen veya kararsız oranı ise % 10.

Evinizde Kur´an-ı Kerim var mı? ve düzenli aralıklarla okuyor musunuz? sorusuna toplumun % 25 i Evet, evimizde Kur´an-ı Kerim var ve düzenli aralıklarla Kur´an-ı Kerim okuyoruz cevabını verirken, Evet, evimizde Kur´an-ı Kerim var ama pek okuduğumuz söylenemez. diyenlerin oranı % 32, Hayır, evimizde Kur´an-ı Kerim yok. diyenler % 33 ken, katılımcıların % 10 u bu soruya Cevap yok / Kararsız şeklinde yaklaşmış...

Peygamberlere inanıyor musunuz? Hz. Muhammed (SAV) sizin için her anlamda örnek alınacak rol model / örnek insan mıdır? sorusuna katılımcıların % 63´ü Evet, ?Peygamberlere inanıyorum ve ama benim için her anlamda rol modeldir´ derken % 20 si Evet, ?Peygamberlere inanıyorum ama bazı konularda örnek alsam da her konuda Hz. Muhammed (SAV) örnek alınacak rol model / örnek değildir´ cevabını veriyor. Hayır, Peygamberlere inanmıyorum. diyenlerin oranı % 9; Cevap yok / Kararsız oranı ise % 8.

Bilindiği gibi ?Peygamberlere iman?  İmanın şartlarının dördüncüsüdür. Allah´a imanın yüzde 90´ların üstünde olduğu bir ülkede ?Peygamberlere imanın yüzde atmış üçlere düşmesi, ?Evet , Peygamberlere inanıyorum ama, Hz. Muhammed her konuda örnek alınacak rol model değildir? diyenlerin % 20 civarında olması düşündürücüdür.  Peygamberlere iman ve Hz. Muhammed´in rol model olarak alınmaması konusunda ben, ?Kur´an İslam´ı?, ?Kur´an´daki İslam? gibi Hz. Muhammed´ siz ve sünnetsiz İslam çalışmalarının etkisi olduğuna inanıyorum. Böyle bir sonucun çıkmasında uydurma hadislerle mücadele adı altında yapılan hadis düşmanlığının da etkisi vardır. Demek ki biz, ?Edille-i şer´iyye ?  dediğimiz dinî delillerin ikincisi olan sünnet olmadan Müslüman olunamayacağını öğretememişiz.

Kadere (Hayır ve Şerrin Allah´tan geldiğine) inanıyor musunuz? sorusuna araştırmaya katılanların %55 i Evet, kadere (Hayır ve Şerrin Allah´tan geldiğine) inanıyorum. derken % 15 i Evet, kadere inanıyorum ama insan kendi kaderini kendi yapar diyerek aslında Ehl-i sünnet çizgisinin ötesinde Cebriye mezhebi gibi bir anlayışa kaymış, Evet, kadere inanıyorum çünkü insanın zaten hiçbir iradesi yok. diyen % 15 de Mutezile diye tarihte bilinen başka bir itikadi alana savrulmuş görülmektedir. İmanın 6 şartından biri olan kadere imanı ret eden Hayır, kadere (Hayır ve Şerrin Allah´tan geldiğine) inanmıyorum. diyenlerin oranı %10;  % 5 ise Cevap yok / Kararsız demiş.

Bu araştırma, Kaza ve kader konusunda da Türk toplumunun kafasının son derece karışık olduğunu göstermektedir.

 Öldükten sonra dirileceğinize ve bu dünyada yaptıklarınızdan hesaba çekileceğinize inanıyor musunuz? Şeklinde AHİRET İNANCI konusunda toplumsal algıyı anlamaya yönelik sorumuza araştırmamıza katılanların % 73 ü Evet, ?öldükten sonra dirileceğime ve hesaba çekileceğime inanıyorum´  diyerek inandıklarını ifade ederken, aynı soruya katılımcıların % 10 u ?Evet, öldükten sonra dirileceğime inanıyorum ama hesaba çekilmeye inanmıyorum ?  derken, ?Hayır, Öldükten sonra dirileceğime ve bu dünyada yaptıklarımdan hesaba çekileceğime inanmıyorum´ diyenlerin oranı % 9; Cevap yok / Kararsız diyenlerin oranı da % 8´dir.

Yine ahiret hayatına ve öldükten sonra dirilmeye  ve hesaba çekileceğime inanmıyorum diyenlerin  % 9; öldükten sonra dirileceğime inanıyor fakat hesaba çekileceğime inanmıyorum diyenlerin % 10; ikisinin toplamının % 20´ye yakın olması Türk toplumunun ahirete iman konusunda da sorunlu olduğunu göstermektedir.

Kur´an´ı Kerim´i Arapça hattından okuyabiliyor musunuz? sorusuna katılımcıların % 32 si EVET, % 54 ü HAYIR derken % 14 bu soruya KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK demektedir.

Hiçbir Kur´an Kursu´na eğitim almak amacıyla gittiniz mi? sorumuza EVET diyenlerin oranı % 25, HAYIR diyenlerin oranı % 65, KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK oranı ise % 10.

Kuran-ı Kerim´in Türkçe mealini hiç okudunuz mu? sorusuna katılımcıların % 17 si EVET, % 60 ı HAYIR, % 23 ü ise KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK şeklinde yaklaşım sergiliyor.

Bu araştırma, Türk toplumu Yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim´in  okunması konusunda da yetersiz olduğunu göstermektedir. Toplumun ancak % 32´sinin Kur´an´ın Arapça metnini okumasını bilmesi;  % 17´sini ise ancak Türkçe mealini okumuş olması gerçekten hayret vericidir. Bilhassa Kur´an-ı Kerim´in Türkçe mealini okuma oranının % 17´lerde kalmış olması çok düşündürücüdür.

Müslüman olduğunu söyleyen bir kişinin o dinin temel kaynağı kitapta ne yazdığını bilmemesi kadar hayret verici bir şey olamaz. Elbette meal o ilahi kaynağı mutlak anlamda anlamak için yeterli olmasa da içerik konusunda bir fikir vereceği de muhakkaktır. Maalesef günde 5 vakit namaz kılan insanlarında her gün 5 vakit namazda  40 defa okudukları ve bunu yıllarca fasılasız tekrarladıkları halde Fatiha´nın anlamını bilmedikleri bir toplumda yaşıyoruz.

Camiye / mescide hangi sıklıkta gidiyorsunuz? sorusuna ?Bayramdan Bayrama? diyenlerin oranı % 12 iken, ?Cuma namazları ve bayram namazları bir de kandil günlerinde? diyenlerin oranı % 32, ?zaman zaman vakit namazları dahil camiye gidiyorum? diyenlerin oranı % 13, ?hiç gitmiyorum ?diyenlerin oranı % 30, ?kararsız / görüş yok? diyenlerin oranı %? 13...

Ramazan ayında oruç tutuyor musunuz? sorusuna EVET?, tüm ramazan boyunca oruç tutarım diyenlerin oranı % 45, ?EVET ama tüm ramazan boyunca değil ramazanın bir kısmında oruç tutarım.? diyenlerin oranı % 25, ?HAYIR, hiç tutmam? diyenlerin oranı % 20, ?Cevap yok / Kararsız? oranı % 10.

İslam dini ile ilgili bilgileri daha çok hangi kaynaklardan öğreniyorsunuz? sorusuna katılımcıların % 30 i Dini kitaplar derken % 45 i İnternet, % 20 i Birine sorarak % 5 i de KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK demektedir.

Bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı günümüzde her konuda olduğu gibi din konusunda da bilgiye en hızlı ve en kolay ulaşım aracı internet haline gelmiş durumdadır. Ancak kolay ulaşılan bu bilginin doğruluğu kadar internet üzerinden sapkın fikirlerde din kisvesi altında karşımıza çıkabilmektedir. Doğru bir analiz için temel dini bilginin mutlaka doğru kanallardan elde edilmesi gerekir. Halk arasında meşhur bir atasözünü unutmamak gerekir. Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.

İnternette dini bilgiler konusunda büyük bir bilgi kirliliği ve denetimsizlik yaşanmaktadır. DİB bünyesinde kurulabilecek bir araştırma ve değerlendirme kurulu başta sosyal medya olmak üzere, dini içerikli her türlü yayını çoklu takibe alarak toplumu bilgilendirmeli ve gerektiğinde uyarmalıdır. Türk milletinin dini dokusunu bozmaya yönelik yayın yapan siteler takibe alınmalı ve yasaklanmalıdır.

Hangi sıklıkta namaz kılıyor musunuz? sorusuna katılımcıların % 22 si 5 vakit namaz kılıyorum. derken, % 26 sı Arada vakit namazları kılarım ama cumaları ve teravihleri ve bayram namazlarını tam kılarım. % 24´ ü de arada cuma namazlarını, teravihleri ve bayram namazlarını kılıyorum. derken Hiç Namaz Kılmıyorum diyenlerin oranı % 22, KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK diyenlerin oranı ise % 6. Eskilerin deyimiyle ?ömründe alnı secdeye değmeyenlerin? oranı kararsızım diyen % 6´lık bir kesimle birlikte % 28´lere çıkmaktadır.

Herhangi bir dini cemaate veya tarikata bağlı bulundunuz mu / bulunuyor musunuz? sorusuna EVET diyenlerin oranı % 15 iken, HAYIR diyenlerin oranı % 60, KARARSIZ / CEVAP YOK diyenlerin oranı % 25.

Araştırmamızı yürüten saha ekiplerimizin aktardığı bilgi özellikle bu soruya cevap verirken katılımcıların çok çekingen ve tereddütlü yaklaştıkları, bir kısmının bir tarikat yada cemaat bağlantısı olmasına karşılık bunu ifadeden çekindikleri şeklinde olmuştur. Bunun muhtemel sebebi 15 Temmuz darbe girişimi sonrası toplumun cemaat ve tarikatlara kuşkuyla baktığı yönündeki algı olmuş olabilir.

Dini bir cemaat görünümlü FETÖ terör örgütü tarafından tapılan 15 Temmuz darbe teşebbüsü dini grup, cemaat yada tarikatlara bakışınızı nasıl etkiledi? sorumuza vatandaşların % 30 u dini grup, cemaat yada tarikatlara olumsuz yada şüphe ile bakmama neden oldu derken, % 50 si Dini grup, cemaat yada tarikatların daha sıkı, illegal yapılanmalara zemin oluşturmayacak şekilde denetlenmesi gerektiğini ifade etmektedir. % 12 si ise Dini grup, cemaat yada tarikatlara bakışım değişmedi demektedir. % 8 i ise KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK demektedir.

Dua eder misiniz? Hangi sıklıkta dua edersiniz? sorusuna katılımcıların %75 i EVET, çok sık dua ederim;   %10 u, EVET, ara ara dua ederim;  % 6 sı HAYIR, dua etmem , derken  % 4 ü KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK demektedir.

Eş seçiminde eşinizin dinine düşkün biri olması sizin için ne kadar önemli? sorumuza katılımcıların % 51 i çok önemli, % 24 ü kısmen önemli, % 20 si önemli değil, % 5 i kararsız / görüş yok demektedir.

Eşinizin dini değerlere bakışı ve yaşayışı sizinle kıyasladığınızda nasıl olmalıdır? sorumuza toplumun % 30 u; Benim gibi, benim kadar dindar olmalıdır. % 45 i Benden daha dindar olmalıdır. % 15 i Benden daha az dindar olmalıdır. % 10 u ise bu soru karşısında kararsız / görüş YOK demektedir.

Bir topluluk içine yada birinin yanına gittiğinizde genelde nasıl selam verirsiniz? sorusuna araştırmamıza katılanların % 41 selamun aleykum, % 24 ü merhaba günaydın vs., % 30 u na´ber vb. % 5 i kararsız / görüş yok şeklinde ifade etmişlerdir. Özellikle yaşı 30 üstünde olan toplum geleneksel ve dini literal anlamda selamları tercih ettiğini ifade etmektedir. Selamı aranızda yayın diyen Hz. Peygamber´in mesajı da bu yöndedir. Ancak sanal alemin hızla tükettiği kavramsal değerlerimizden birinin de selam olduğunu özellikle gençler arasında selamun aleykum şeklinde selamlaşmanın hızla tükendiğini belirtmek gerekir.

Selamlaşma konusunda cinsiyet belirlenmemiş, fakat özellikle bayanlar ve genç kızlarımız arasında ?selamun aleyküm? şeklinde selamlaşmanın sanki erkeklere has bir özellik gibi algılandığı ve selamlaşma oranının ise yok denecek kadar az olduğu görülmektedir.

Siyasi bir seçimde(belediye- milletvekili vs.) adayın dinine düşkün biri olması sizin için ne kadar önemli? sorumuza katılımcıların % 51 i çok önemli, % 24 ü kısmen önemli, % 20 si önemli değil, % 5 i kararsız / görüş yok demektedir. Bu soru din siyaset ilişkisinin özellikle reel politik bağlamda değerlendirilmesi bakımından çok önemli bir kriter olarak incelenmelidir.

İslam ülkelerinin (Hıristiyan ülkelerin dini lideri papalık gibi) HALİFELİK benzeri bir dini liderliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz? sorusuna araştırmamıza katılanların % 54 ü EVET derken, % 40 u HAYIR demektedir. % 6 sı ise KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK demektedir.

Günah işlediğinizde pişman olur musunuz? sorusuna EVET diyenlerin oranı % 90, HAYIR diyenlerin oranı % 2, KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK oranı % 8´ dir.

Gusül abdesti alır mısınız? sorusuna katılımcılardan Evet, asla gusül abdestim olmaksızın dışarı çıkmam diyenlerin oranı % 65 iken, ara sıra gusül abdesti alırım diyenlerin oranı % 17, gusül abdestini bilmiyorum / almam diyenlerin oranı ise % 13, KARARSIZ / GÖRÜŞ YOK diyenler ise % 5. (www.makdanismanlik.org)

Biz bu araştırma da, ?faiz, helal ve haram yeme, sahtekarlık, dolandırıcılık, devlet malını aşırma ve yeme, kul hakkı, yalan söyleme ve doğru sözlü olma? gibi konuların olmasını  beklerdik. Görünen odur ki Türk toplumu bu konularda da iyi durumda değildir.

Bu araştırmanın en sevindirici tarafı ?Günah işlediğinizde pişman olur musunuz? sorusuna EVET diyenlerin oranı % 90, HAYIR diyenlerin oranı % 2? olmasıdır. Demek ki hâlâ bu toplumda bir ümit ışığı vardır.

Yapılan diğer araştırmalar da aşağı yukarı aynı sonuçları vermektedir. İmam Hatip Okullarının sayısının artmasının soruna bir çare olmadığı ortadadır. Önemli olan İmam  Hatip Okullarının sayısını artırmak değil, her türden okulda yeterli derecede dini eğitimi vermektir.  Özellikle ?Kur´an-ı Kerim ve Türkçe Meali? dersi  kesinlikle ilk okul ikinci sınıftan itibaren her tür okulda zorunlu dersler arasında yer almalıdır. Toplumun dini konulardaki bilgisizliği, iyi eğitilmediğinden kaynaklanmaktadır. Bunun baş sorumlusu da devlettir. Bu ve buna benzer araştırmalar Türk toplumunun büyük bir manevî ve ahlâki erozyona uğradığını, Milli Eğitim ve  Diyanet sistemimizin çöktüğünü tez elden tedbir alınmasını ve millî bir eğitim politikamızın oluşturulmasının gerekli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

23.5°