Kamu oyunda ahlak dışı, yasal olmayan, ne kadar çirkin ve olumsuz olay varsa, her kesimden gelen tenkit okları, o olayı tenkit etmeyen ve genellikle suskunlukla karşılayan iktidar üzerinde bırakıyor.
Her gün sosyal medya ve televizyon ekranlarında, o kadar değişik haberler izliyoruz ki, ister istemez ?İNSANLIK ÖLÜYOR MU?´ diye kendimize sormadan edemiyoruz.
Cinayetler, kadın taciz olayları ve cinayetleri, eşlerin birbirine uyguladıkları canilikler, her türlü hırsızlıklar, hayvan katliamları, yağma ve her türlü gasp olayları, banka soymalar, adam kaçırmalar, organ nakli mafyası, çocukların evlenme yaş üzerindeki yasa dışı fikirler, çocuklara tacizler, evlilik dışı yaşamak? vs. gibi yozlaşmış örnekleri izlerken utanıyor ve neden bu hale geldik diye elimizden bir şey gelmeyerek, sadece önümüze bakıp üzülüyoruz?
Bu gibi olaylar duyulduğunda, toplumun her kesiminden, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinden, şahıslardan çok ağır tenkitler geliyor, en ağır ceza almaları dillendiriliyor, hatta ?İDAM´ ın çıkarılması için yürüyüşler yapılıyor, nutuklar atılıyor?
Çoğu iktidarla ilgili olmamasına rağmen, bu olayları, bazı kesimlerin sosyal medya ve sohbet ortamında, iktidarın yıpratılması ve algı ile iktidarın üzerinde bırakma gayretleri açıkça kendini ele veriyor. Resmen ismen ithaf edilmese de bu olayların sık sık dillendirilmesi, aynı algı operasyonun bir parçasıdır ve aynı amaca hizmet eder.
Konunun daha iyi anlaşılması için iki örnek vereceğim:
Hatırlarsınız, Türkiye´de ilk organ naklini yapan ve yüzlerce hastayı kurtaran Dr. Mehmet Haberal, bir kumpas neticesinde hapse düşer. Durumu çok kötüleşir, tüm çabalara rağmen adli tıp doktoru, ?ŞÜPELİNİN SAĞLIK DURUMUNDA RİSK YOKTUR, HAPİSHANEDE KALABİLİR´ raporu her şeyi altüst ediyordu? Yıllar geçer? MİT, bir operasyon ile Kosova´da yakalayıp Türkiye´ye getirdiği altı şüpheliden birisi Dr. Osman Karakaya´dır. Yani o zaman ?Adli Tıp´ da çalışan ve Haberal´ın hapishanede ölmesi için rapor düzenleyen kişidir.
Diğer bir olay da: 2010 da başlayıp üç beş yıl, her kademedeki sınav sorularının çalınmasıdır. O günlerde haklı olarak gündemi hep bu sınav sorularının çalınması işgal etmişti.
Bu iki olay hakkında, basında ve hayatın her alanında yıkıcı tenkitler, hakaretler yapıldı. Haklı olarak, hakkı yenen öğrenciler ve toplumun her kesimi rahatsız oldu.
Bu yıkıcı tenkit ve hakaretlerin okları hep iktidar partisini gösteriyordu. Her türlü küfürler ortada yüzüyordu? Tüm toplum olarak ayağa kalkmıştık. Tüm siyasi partiler, toplum örgütleri ayaktaydı. ?BUNLARA GÖRE İKTİDAR DR. HABERALI KASITLI OLARAK HAPİSTEN ÇIKARTMIYOR, ÖLDÜREÇEK?,
SINAV SORULARINI ÇALDILAR YANDAŞLARINA VERDİLER, PARAYLA SATTILAR ÇEPLERİNİ DOLDURDULAR´? suçlaması her yerde dillendiriliyordu? Tüm suçlara tüm kesimlerden tenkit ve hücumlar geliyor fakat iktidar sessiz kalıyor bir açıklama yapmıyordu?
Savunma yapsa, İKTİDARDA SİZSİNİZ , ? SİZ TAYİN ETTİNİZ´ cevabını alacağını bildiğinden sessiz kalıp, doğru olarak yasaları çalıştırmayı tercih etti. Soruşturma ile tüm suçluları ortaya çıkarttı ve adalete teslim etti?
Fakat, soruşturma sonuçları ve yargıda geçen süredeki yapılanlar yeterince halka duyurulamadığı için, algı operasyonu ile iktidar üzerine yüklenen suçlamalar hafızalarda hala canlılığını koruyor, iktidar olayların etkisini sırtından atmış değil?
Kısaca tüm suçluları, her türlü ahlaksızlık yapanları, tüm siyasi partiler ve toplumun her kesimi tenkit ediyor, dışlıyor, kendilerinden olmadıklarını imalı yoldan kamuoyuna açıklıyorlar?
Belki bunlar başka bir partilidir, başka bir amaç için yapmış olabilirler ama, bunlar açık açık dışladıkları için, hafızalardaki algı operasyonu bunları iktidar partisi içine yerleştiriyor. İktidar sessiz kalmakla kabullenmiş görünüyor?
Bu anlamda ?İKTİDAR´ tüm kötülüklerin sığınak yeridir dersek yanlış olmasa gerek.
Saygılarımla?
İ.Yelken.
