Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

TAHSİN ERASLAN


İSTANBUL´UN FETHİ

İstanbul´un fethi, Türk-İslâm dünyasında ne kadar büyük heyecan yaratmışsa, Hristiyan dünyasında da o kadar sessizlikle karşılanmıştı?


29 Mayıs 1453. İstanbul´un fethi.

Her şeyden önce adını doğru koymalı.

İstanbul´un Fethi, ?olay? değil, ?olgu?dur.

Karanlık Ortaçağ kapandı.

Yepyeni Yeniçağ açıldı.

Askerlerinin, hocalarının payı büyüktür.

Fatih Sultan Mehmet, güçlü komutandı.

Üstün özelliklere sahipti.

Arapça ve Farsça olmak üzere 7 dil biliyordu.

Latinceyi anadili gibi konuştuğu söylenir.

Şairdi. Avni mahlasıyla şiirleri vardır.

Mahiyetindeki 185 şairden 30´unu maaşa bağladı.

Ünlü ressam İtalyan Bellini´yi İstanbul´a getirtti.

Kendisinin portresini yaptırttı.

Oysa resim, Doğu geleneğinde yoktu!

?İKRA/OKU? emrini önemsemişti.

Teknolojiyi benimsemişti.

Fetih için, yerli-yabancı mimarlardan yararlandı.

Musluhiddin ve Saruca Serkan gibiler Osmanlı´ydılar.

Macar Urban´a Edirne´de, toplar döktürttü.

Azimliydi:

?Ya ben İstanbul´u alırım ya İstanbul beni.? diyordu.

Ferman buyurmuştu:

?Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!?

Uyarıyordu emrindekileri:

?Allah´ın soracağı soruları sormayacaksınız.

Kulun kula soracağı soruları soracaksınız.?

***

İstanbul, öyle kolayca fethedilmedi.

Mayıs ayının bir salı sabahı haydin fethe denilmedi.

Avrupa´yı iyi okuduydu Fatih´in Hocaları.

Hele de Bzans´ı yani İstanbul´u.

Bzans kokuşmuştu.

Adaletsizlik almış başını gidiyordu.

?Latin şapkası görmektense Osmanlı sarığına razıyız? diyorlardı.

Sanki, ?gelin bizi alın, kurtarın´ der gibiydi İstanbul halkı.

İstanbul´un fethi,  Türk-İslâm dünyasında ne kadar büyük heyecan yaratmışsa,

Hristiyan dünyasında da o kadar sessizlikle karşılanmıştı?

***

Avrupa, Fatih´in ardından yeterince gitmiş olmalı.

Biz, ne yazık ki ardından yeterince gidemedik.

Fatih gibi gençlik yetiştiremedik.

Matbaa, 1400´lü yıllarda Avrupa´daydı.

Alman Gutenberg´ten 500 yıl önce Uygur Türkleri kullanıyorlardı oysa.

Avrupa´dan 300 yıl sonra getirdi Osmanlı.

Getiren de yine yabancı biriydi.

Avrupa´da Türkçe, Arapça, Farsça kitaplar basılıyor, İstanbul´da satılıyordu.

Dünya´da 2 büyük RASATHANE vardı, bir zamanlar.

Biri Danimarka´da, biri İstanbul´daydı. Taciyüddin Efendi Rasathanesi.

17 Ağustos 1728 ?de İstanbul´da yoğun yağmur, uğursuzluk sayılmıştı.

Rasathane, toplarla vurulup denize döküldüydü.

***

N. F. KISAKÜREK, şöyle diyordu:

?Aya biz gidecek ve oraya,

bilmem kaç yıldızlı Amerikan bayrağı yerine

Tevhid livâsını biz dikecektik.

Fakat

İmparatorluk o kadar cüsselidir ki,

can çekişirken bile

dünyayı titretmektedir.?

Sözüne devam ediyordu:

?Şimdi Fatih kalksa mezarından

 ne ben O´nu tanırım

ne O beni tanır

ama

İstanbul´u Bzanslılar almış deyip

tekrar savaşır!?

Hayıflanıyordu da:

?Bu gidişle

utanmaktan utanan

bir nesil gelecek!? 

21.1°