Dünya Tarihi´nde 4 büyük çağ vardır.
İlkçağ: (Yazının bulunuşu-Batı Roma İmp.´nun yıkılışı-476)
Ortaçağ: (476-1453 İstanbul´un Fethi)
Yeniçağ: (1453-1789 Fransız İhtilâli)
Yakınçağ: (1789-)
29 Mayıs 1453. İstanbul fethedildi.
Fatih´in ardından yeterince gidebildik mi?
Avrupalılar gitti de biz gidemedik!
1789 Fransız İhtilali yapıldı.
Yeniçağ kapandı, Yakınçağ başladı.
Dünyada çağ değiştirecek başka da olay olmadı.
Anlayacağınız, çağ kapayıp açmayı elimizden kaçırdık.
Yani, İstanbul´u fethettiğimiz çizgide duramadık.
İstanbul, durup dururken fethedilmedi.
Uzun savaşlar olmadı, sanıldığı kadar kanlar akmadı.
Cenkten çok, gönüller fethedildi.
İlimden, fenden yararlanıldı.
Bzans´ta nemelazımcılık başgöstermişti.
Adalet kalmamıştı. Kokuşmuştu.
Halk, karamsardı.
Sesler yükseliyordu:
?Latin şapkası görmektense Osmanlı sarığına razıyız.´
Sultan Mehmet, bilime sarılmıştı.
Arapça ve Farsça dâhil 7 dil biliyordu.
Latinceyi anadili gibi konuştuğu söylenir.
Şairdi.
İtalyan ressam Bellini´yi İstanbul´a getirtti.
Portresini yaptırttı.
Oysa resim, İslâm geleneğinde yoktu!
?ikra/Oku? emrine sarılmıştı.
Teknolojiyi benimsemişti.
Bilim insanlarına değer veriyordu.
Yerli-yabancı mimarlardan yararlandı.
Musluhiddin ve Saruca Serkan gibiler Osmanlı´ydılar.
Macar Urban´a Edirne´de, toplar döktürttü.
Ferman buyurmuştu:
?Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!?
İşte o ormanlardan gemiler yaptırdı.
Ölümünün ardından Papa, üç gün kutlama çanlarını çaldırmıştı.
1453´lerde İstanbul´un en görkemli mimari yapısı Ayasofya idi.
İkinci görkemli mimari yapı-o semtte-Sultan Ahmet Camiidir.
Sultanahmet camii için en az 150-160 yıl beklendi.
Adını siz koyun.
Sanata duyulan saygıdan deyin.
Gayr-i Müslimlerin gönlünü de fetih deyin.
Dünya kültürüne saygı deyin.
Hoşgörü deyin.
Ne derseniz deyin.
Camii yaptıracak Osmanlı´nın yeri mi, gücü mü yoktu?
?ECDAT´ dediğin böyle olsa gerek.
