?-AMAN, DİKKAT!? haberi gelmişti gazetelere.
Müttefik komiserlikleri,
vatanperver, tanınmış,
kalem ve faaliyetleri istenmeyen Türkleri
tevkife başlamışlardı.
İşte ne olduysa 7 Şubat 1919 Cuma günü oldu:
?-Franşe Desperey yarın merasimle İstanbul´a geliyor,
Gazetelere sansür konuyor.
Bugün birçok tevkifler yapılacak.
Aman Süleyman Nazif Bey bir şeyler yazmasın.
O´nun ismi listenin başında.?
***
?O gece itilâf sansürüne şiddetli emir verildi:
?-TÜRK GAZETELERİNE ÇOK DİKKAT EDİN.
FRANŞE d´ESPERE´NİN VE
İTİLÂF DEVLETLERİNİN ALEYHİNDE
HİÇBİR SATIR,
VELEVKİ ÎMÂEN OLSUN ÇIKMAYACAKTIR.?
** *
Süleyman Nazif, şöyle diyordu:
?Bu sahtekâr herifin karaya nasıl çıktığını
gözlerimle görmek isterim.
Bazan şifa, ıstırabın içindedir. Beyler!...
Bu Franşe Desperey denilen adam için
bizzat Fransız matbuatında
öyle istihzalar, tenkitler okudum ki,
böyle bir şarlatanı
sahte Fatih hüviyeti içinde
İstanbul sokaklarında dolaştırmakla
İngiliz mel´unları
bizim körükörüne yerleşmiş
Fransız hayranlığımızı hırpalamak istiyorlar.
Cici Beylerimiz
?-Monşer?leri daha az kullansınlar diye?
Vay habisler vay??
***
Emanet binası karşısında
general Şarpi´nin muzikası
Fransa marşını(La Marseillaise)çalıyordu.
İstanbul sokaklarında
?-Yaşasın Fransa ?nâraları çalkalanıyordu.
***
Tüm olup biten rezilliklere karşı
Vatanperver Daüssıla şairi
Süleyman Nazif, şöyle hiddetleniyordu:
?-?Bu gün âciz bir vaziyette bulduğunuz Türk milletini,
elini kolunu bağladıktan sonra
istediğinizi yapıyorsunuz.?
?-Fakat yarından korkun!..
Türk´ün yarınki intikamından korkun...?
***
8 ŞUBAT 1919 CUMARTESİ GÜNÜ
FRANSIZ ORDULARININ DOĞU KOMUTANI
GENERAL FRANCHET d´ESPEREY
ASKERÎ KUVVETLERİYLE
İSTANBUL LİMANINA GELDİ.
FATİH SULTAN MEHMET,
BEYAZ BİR AT ÜZERİNDE İSTANBUL´A GİRDİĞİ İÇİN,
İŞTE FRANCHET d´ESPEREY DE
BEYAZ BİR ATA BİNEREK
BİR FATİH EDASIYLA
GALATA RIHTIMINDAN
COŞKUN GÖSTERİLER ARASINDA
BEYOĞLU´NA ÇIKTI.(!!!!!!)
*
Tehditlere hiç aldırış etmeyen
vatanperver Süleyman Nazif,
geceyi matbaada geçirmişti.
O manzarayı,
?KARA BİR GÜN? olarak niteliyordu.
Gazetesinde, kara bir çerçeve içerisinde
KARA BİR GÜN makalesi yayınlandı.
Üstad,
bizzat görüp yaşadığı acı manzaranın
büyük kalbinde ateşlediği volkan ile
kalemine sarılmış,
Fransızların üzerine
zehirden kelimeler ve alevden cümlelerle,
hücum etmişti.
*
Kimi gazetelerde,
Fransız generalinin
İstanbul´a gelişi ile
Fatih´in İstanbul´u fethedişi
mukayese ediliyordu.
Kiminde
?-İstanbul dün yeni fâtihini
candan karşıladı ve selamladı..?
türünden manşetler atılıyordu!
*
Fakat bütün millet, bütün İstanbul halkı
(KARA BİR GÜN´ü yayınlayan(Hâdisat)) gazetesini kapışıyorlar,
almayanlara candan tavsiye ediyorlar.
Türk Milleti, KARA BİR GÜN yazısını okudu.
Okuyanlar, okumayanlara duyurdu.
İki saat içinde gazete bulmak imkânı kalmadı.
Bir tek gazete bir liraya satıldı.
Bütün İstanbul halkı Nazif´in o makalesinde
zulüm, tazyik ile susturulmuş bütün hislerinin
feryat ve kinini buldular.
Vatanperverler,
Süleyman Nazif için endişeleniyorlardı,
şöyle diyorlardı:
?-Yahu?Aşk olsun Süleyman Nazif´e..
Nasıl cesaret etti..
?-Yazık.. Büyük bir adam daha kaybettik.
Fransızlar bu yazısından sonra
üstadı sağ bırakmazlar.?
*
Müttefikler,
Babıâli´ye müşterek imzalı ve kat´î ifadeli
şedit bir nota verdiler:
?SÜLEYMAN NAZİF İSMİNDEKİ ADAM
YARIM SAATE KADAR
BİZE TESLİM EDİLMELİDİR.
YOKSA İNTİŞAR ETMİŞ OLAN
ALEYHTAR MAKALEDEN
TÜRK HÜKÛMETİNİ MES´UL EDECEĞİZ.?
*
Babıâli şaşırmıştı.
O´nu yakalamak ve düşmanlara teslim etmek
ölüme teslim etmekti.
Diğer taftan birçok Türk vatanperverleri
ne olursa olsun ve her şeye rağmen
Nazif´i müdafaaya karar verdiler,
İtilâf devletlerinin notalarından
haberdar olur olmaz
üstadın evine koştular.
?-TEHLİKE BÜYÜK,
HERİFLER MUTLAKA SENİ ÖLDÜRECEKLER.
BİNAENALEYH BÜTÜN TERTİBAT ALINMIŞTIR,
SENİ KAÇIRACAĞIZ..? dediler.
Süleyman Nazif; ?-HAYIR?.. dedi.
?BEN KAÇMIYACAĞIM.
HATTÂ
SAKLANMAK CEBANETİNİ BİLE GÖSTERMİYECEĞİM.
VAZİFEMİ YAPTIM, SONUNA KADAR YAPACAĞIM.?
?MİLLET VE VATANPERVERLİK HİSLERİNİ
KENDİLERİNDEN BAŞKALARINA
VERMEK İSTEMEYEN FRANSIZLARA
TÜRK´ÜN YARALI KALBİNDE YATAN ASLANIN
NAMERTLER İÇİN
NE KADAR TEHLİKELİ VE KORKUNÇ OLDUĞUNU
ISPAT EDECEĞİM.?
*
Paltosunu giydi. Bastonunu eline aldı:
?-ALLAH´AISMARLADIK ARKADAŞLAR.
TÜRKLÜĞÜ MÜDAFAA CÜRMÜ İLE
TÜRK HÜKÛMETİNE
TESLİM OLMAĞA GİDİYORUM.
KALBİM, VİCDANIM,
VAZİFESİNİ YAPMIŞ İNSANLARIN
İNŞİRAHI İLE DOLDU,
MERAK ETMEYİN YİNE GÖRÜŞÜRÜZ..?
*
?Beni aramak zahmetinde bulunmayın.
Bizzat kendim teslim olmağa geldim??
diyerek Türk Polisine teslim oldu.
Polis müdürünün;
?Bütün İstanbul´un alt üst edilerek
sizi aradıklarını bilmiyor musunuz?? dediğinde:
?BİLİYORUM AZİZİM,
AYNI ZAMANDA
SİZE DE TEVKİFİM HAKKINDA
EMİR GELDİĞİNDEN HABERDARIM.
TÜRK POLİSİNE
KENDİMİ ARATMAK SURETİYLE
ZAHMET VERMEMEK İÇİN
BİZZAT TESLİM OLMAĞA GELDİM.
İSTER DÜŞMAN KUVVETLERİNE TESLİM EDİNİZ,
İSTER DEVLET HAPİSANESİNE GÖNDERİNİZ..?
*
?Fakat üstad hangi cürmünüz için sizi tevkif edeceğim?
diyen Polis müdürüne
Nazif, şu cevabı verir:
?-VATANIMI SEVMEK CÜRMÜ??