Derin siyasi farklılıkların olduğu sanılan bir söyleşide, herkes karşısındakini ikna etmek için aynı şeyleri söyler ama kendisi ve dinleyenler farklı anlarlar. Söylenen sözlerin anlamı söyleyene göre anlamlaşır ve yerini bulur.
?NAMUSLULAR NAMUSSUZLAR KADAR CESARETLİ OLMADIKTAN SONRA BU ÜLKE KURTULMAZ´
Her gün beraber olduğunuz arkadaş, eş, dost ortamlarında, siyaset yapılır ve herkes kendine göre ülkenin kurtuluş reçetelerini sıralar. Tabi ki, doğal olarak konuşan doğrudur, fikirleri ve yazdığı reçeteleri de gerçekleri yansıtır. Düşüncelerini arkadaşlarına dikta edercesine sıralarken, ses tonunu biraz yükseltir ve ağzından yukarıdaki söz dökülür. ? Namuslular namussuzlar kadar cesaretli olmadıktan sonra bu ülke kurtulmaz´.
Doğal olarak kendisi ? namuslular´ grubundadır. Heyecanla kendisini dinleyen tüm arkadaşları da kendisi gibi ? namuslular´ grubundandır. Hepsi doğru, çalışkan, hiçbir art niyet taşımadan yaptıkları her şey, tüm gayret ve amaçları bu ülkenin menfaati içindir. Ülkemiz kalkınsın da biz çektik çocuklarımız bari rahat etsin diye düşünürler. Bunun için attıkları her adımda memleket menfaati vardır, şahsi bir menfaatleri söz konusu olamaz. Onu, şahsi menfaat ve çıkar´ı ? namussuzlar´ düşünür. ? Namussuzların´ her attıkları adımda hainlik vardır, ihanet vardır. Yaptıkları her işte kendi çıkarlarını düşünürler, memleket batmış, geri kalmış, insanlar fakir fukara aç kalıp perişan olmuş, onlar için hiç önemli değil. Acıma duygusu nedir bilmezler, sadece ceplerine giren makbuldür, girmedi ise midelerine o gün haram hasta olurlar?
Ben burada sadece iki grup olarak aldım hangi grup, parti söz konusu olmayıp toplum psikolojisi olarak gördüm.
Şimdi yukarıda belirtilen, ? Namuslular´ ve ? Namussuzlar´ ın birbirlerine bakış açıları genel olarak böyledir. İlk konuşan ? Namuslular´ grubunda yer alır ve bu grupda ki herkes kendisini bu özzellikler ile donandığını kabul eder. Bunun için davalarını savunurken özgüvenleri tavan yapmış, başları dik ve gururludurlar. Haklıdırlar, ülkenin idaresi ve kalkınması kendi görüşleri doğrultusunda olması şarttır yoksa geri kalmışlıktan kurtulmamız mümkün değildir...
Ya şimdi konuşan karşı grup olsa, ? Namussuzlar´ dediğimiz grup ilk konuşan grup olsa, doğal olarak bu grup o zaman ? Namuslular´ rolünü oynar. Yani kısaca konuşma sırasına göre roller ve özellikler değişir? Bu sefer bunlar ? namuslular´ karşı taraf ? namussuzlar´ grubunu teşkil eder. Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta tavuktan mı? Aynı duygu ve düşüncelerle bu sefer bu taraf haklı ve gururludurlar?
Peki bu durum, bilgisiz ve şuursuzluktan ileri gelmiyor mu? Kendini kontrol edemeyip rüzgara kapılan yaprak gibi yön değiştirmekle olmuyor mu?
Her fert önce ?namuslu/namussuz´ kavramlarının anlamını çok iyi bir şekilde anlayıp içlerine sindirecek ve daha sonra da, her türlü siyasi ve sosyal bakımdan durdukları yerin, direndikleri noktanın, savundukları davanın ve bulunduğu grubun kendisi için uygun olup olmadığını tespit edecek ve sonra da kendisine deyim yerindeyse karne verecektir?
Yeniden buluşma dileği ile?
Saygılarımla?
İhsan YELKEN.
