Bilindiği gibi geçen haftalarda Suriye içi ABD'nin güdümünde olan bölgeden PKK 10 küsur sayıda füze fırlattı. Okul ve evlere isabet eden bombalar bir öğretmenimiz ile bir gencimizi elimizden aldı. Haklı olarak Türkiye kendi güvenliği için operasyon yapıyor.
Bu operasyondan ABD askerleri rahatsız olmuşlar. Rahatsız olan çeker gider ülkesine, ne için geldiniz ki?
ABD'nin dini, imanı paradır. Ülkelerin kaynaklarını sömürerek yaşamaya alışmışlar. Burunları bir yerden koku aldı mı, ne eder bir bahane ile o ülkeye girer.
Genellikle geri kalmış ülkeye demokrasi adına IMF'den kredi vererek girer. Zaten adımını attıktan sonra çıkıp gittiği ülke yoktur. Kredi verirken harcayacağınız yeri de kendisi belirler. Sana üreteceğin ürünü daha ucuza verir ama bir savunma veya bir sanayi üretimi yapmanıza müsaade etmez. Böylece alınan kredinin süse püse harcanmasını sağlar. Borç ödenmez duruma gelince zaten siz iradenizi kullanamaz, boyun büker hale gelir üretimden vaz geç
Nerede eski modeli düşük, savaş artıkları savunma araçları varsa size gönderirler. Bunları parasız verirler ama araçların tamire ve modernizasyona ihtiyacı vardır. Bunların tamir ve modernizasyonunu kendileri ücretli olarak yaparlar. Bunun için ödediğiniz para yeniyi alma fiyatından fazla olur.
Üretim yaptığınız ürünleri size daha ucuza verirler. Böylelikle daha ucuza aldığınız ürünleri maliyetinden düşük alır, yetiştirmezsiniz. Daha sonra çok pahalıya gelmeye başladığını anlarsınız ama iş işten geçmiş olur.
Bize de aynı ucuz ve bedava olan savaş artığı uçak ve savunma malzemelerini vermişlerdi. Biz de buna kandık, ne uçak ne de savunma araçlarını yaptık. Hatta bunların uğruna mevcut olan fabrikalarımızı kapattık. İMF'den çok ağır faizli paralar verdiler, onlar ile kaldırım yaptık, köylere çeşmeler, köprüler yaptık. Geri kalanını da Avrupalılaşma yolunda koşarken yollarda yedik. Maalesef ne kadar koşmuş olsak da bunlara yetişip Avrupalı olamadık, yaklaştıkça hedefi büyüttüler...
Genellikle koalisyon hükümetlerini çok severler. Hükümet ortağının biri ile sıkı fıkı dost olur, onların üzerinden ülkenin iradesine hakim olmaya çalışırlar.
Kendinde güç bulamayan hükümetler, ne uçak yapabilir, ne sanayiye ağırlık verebilir, ne de kendi istediği gibi üretim yapabilirler. Tüm mesailerini, koalisyon ortakları arasında çıkacak sorunları onarmakla harcar, sadece hükümeti ayakta tutmakla uğraşırlardı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu yollarda çok tecrübe edindik. Sonra önümüze konan engelleri sessizce birer birer aştık. İhtiyacımız olan uçak, helikopter, iha, siha, kızılelma savaş uçağı, savaş gemisi ve her türlü sanayi ürünümüzü gizli ve planlı şekilde yaparak elimizi güçlendirdik. Artık bize diretilen talimat gibi isteklere karşı gelmeyi ve sorgulamayı öğrendik. Kendi irademizle ülkemiz çıkarları doğrultusunda karar almaya başladık. Bunun üzerine başta Amerika olmak üzere, tüm emperyalist ülkeler bize karşı ambargo koymaya başladılar. Her türlü ekonomik, siyasi ve askeri zorlukları uygulamaya başladılar. En sonunda terör örgütlerine her türlü yardım yapmaya, bedava binlerce tırlar dolusu silah, bomba, uçak, helikopter, füzeler...vs. vermeye başladılar.
Kısaca ülkemiz şu anda bunlarla milli mücadele yapmaktadır. Üzerimize her yönden ellerinden gelen zorluğu çıkarıp zarar veriyorlar. Ülkemizdeki ekonomik zorlukları büyütmeye çalışıyorlar. Teröre her türlü desteği veriyorlar...
Maalesef vatanını, milletini seven, her türlü kutsallarına bağlı, bazı iyi niyetli vatandaşımız da hükümet değişsin diye bunlarla beraber hareket ediyor. Halbuki yıpratılan devletimiz, zarar gören devletimiz. Her türlü hedef devletimizdir...Terörü desteklemekle sadece hükümet düşmez, devlet yıkılır, bunu anlatamadık...
Buna rağmen vatanını, milletini sevenlerin omuzlarında, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet var olacaktır. Güçlü Türkiye olarak tüm dünyada bulunan mazlum milletlere ışık olacak, dünyaya hak, hukuk ve adalet gelecektir...
Yeniden görüşmek dileği ile...
İhsan YELKEN.
