16 Nisan Pazar günü yapılan referandum sonucu Türkiye´de yapılan seçimler içinde şaibeli bir seçim olarak tarihe geçecek. Daha sonra ki nesiller nasıl yorumlar yaparlar bilemeyiz ama bu günü yaşayan halkımızın değerlendirmesi iyi olamayacağı kesindir. Bütün devlet imkânlarıyla Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Valiler, Televizyonlar, Gazeteler, Kaymakamlar hatta muhtarların içinde olduğu evet bloğu ve karşısında salon verilmeyen toplantı yaptırılmayan blok bulunuyordu. Aynı tavşanla kaplumbağanın yarışına benziyor ama hikâye tam tersi çıkıyor.
Başkanlık sistemi için yapılan referandumda aslında evet veren veya hayır veren seçmen ne referandumda maddeleri oyladı nede 18 maddelerin ne içerdiğini bilerek oy kullandı.
Sadece Recep Tayip Erdoğan ve karşıları olarak yapıldı. Eğer Akp parti olarak seçime girmiş olsa idi ve Recep Tayyip Erdoğan sahaya inmemiş olsaydı kesinlikle bu sonuç çıkmazdı. Seçmenin hiç biri anayasa değişikliği için oy veriyorum dememiştir. Aslında ne demiştir ben reise oy veriyorum diyerek oyunu kullanmıştır.
Dünkü referandumun vermiş olduğu diğer sonuç ise Akp için bir ikaz olabilir.
Ankara´da hayır oyunun çıkmasıdır. Ankara´da hayır çıkmasın en büyük nedeni kim dersiniz. Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek dersiniz değil mi?
Akp´nin kalesi ve bütün yatırımı yaptığı trilyonların aktarıldığı İstanbul´da hayır oylarının çıkması, Akp´li belediye Antalya´da da hayır oyunun çıkmasıdır. MHP´li belediyeler Adana ve Mersin´de hayır oylarının çıkması bir ikazdı. İzmir zaten hayır oylarının çıkacağı belliydi. Bu büyük şehirlerde hayır oylarının iktidar partisine ve Başkanlığa bir ikazdır ve takipteyiz demişlerdir.
Gelelim esas konuya seçim günü gelmiş seçim devam ediyor.
Akp´li bir partili YSK´ya itiraz ediyor. İtiraz nedir biliyor musunuz? Seçimde kullanılan oy pusulalarının mühürlü olması gerekirken, Akp´li partili arkadaş itiraz ediyor. Nedir konu mühürsüz pusulalar var bunların kabul edilmesini istiyor. Aslında kanun ne diyor "Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun sandığın açılması ve zarfların sayımı" ile ilgili olan 98´inci maddesindeki:
"Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır." Demesine rağmen zarfların açılmasına saatler kala kabul edilir demesi seçime tam bir şaibe getirmeye yetmiştir. Bu oy pusulalarının âdeti söylenenlere göre azımsanmayacak kadar çok denmektedir. YSK başkanın soyadı güven ama kendisi konuşmaları ve tavrıyla adeta ?´GÜVEN´´sizlik abidesi olarak 16 Nisan referandumuna şaibe bulaştırmıştır.
REFERANDUMUN KISA ÖZETİ:
?´Oyları kimin verdiği değil, kimin saydığı önemlidir´´.
SAYGILARIMLA?.
