Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Abdullah Ergun


SEN KİM, NENE HATUN OLMAK KİM?

Yaptıkları tüm hata ve ihanetleri önceki hükümetlere veya kendilerinin besleyip büyüttükleri FETO´ya bağlama âdeti bakan hanımda da kendini gösteriyor ve yalan söyleme küstahlığını Nene Hatun övgüleri ile birleştirerek reel bir AKP´li profili çiziyor.


Son zamanlarda meşhur olmuş bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız var ya, hani Hollanda sınırına dayanıp vatandaşlarımızın köpeklere ısırtılmasına sebep olup da Cumhurbaşkanınca Nene Hatun olarak ilan edilen Fatma Betül Sayan Kaya.

Hani, Bakanlar Kurulundaki tek kadın bakan.

Hani, Bakanlar Kurulunda tüm erkekler söz alıp konuştuktan sonra sıra kendisine geldiğinde,  Başbakanın ?Cuma vakti geldi sen sonra konuşursun? diyerek susturduğu bakan.

Nene Hatun kelimesi o kadar kolay dökülüyor ki dillerden. O büyük Türk Kadını var ya, Erzurumlu idi. Osmanlı - Rus harbi başladığında henüz genç bir gelindi. Küçük bir oğlu ve bebek yaşta kızı vardı. Minareden yapılan bir anonsla evinden dışarı fırladı. Anonsta Rusların Ermeni çetelerle birlikte Türk tabyasını ele geçirdiği ve Erzurum´a girdiği söyleniyordu. Nene Hatun daha bir gün önce savaştan yaralı olarak gelen ve kollarında can veren abisinin kasaturasını alarak tabyaya doğru koştu. Üç aylık bebeğini son kez emzirmiş ve demişti ki: ?Seni bana Allah verdi, Ben de seni O´na emanet ediyorum.?

Erzurum halkı silah ve teçhizat bakımından yüksek donanımlı Rus askerinin üstüne yürüdü. Ellerinde sopalarla, kazma küreklerle ve tırpanlarla. Kahraman Erzurumlular Ruslardan tabyayı geri almışlardı. Yaralılar arasında Nene Hatun da vardı. Evdeki bebeğinden çok diğer yaralıları düşünüyor ve yaralıların yarasını sarmaya çalışıyordu.

Ömrünü Allah yolunda savaşmaya vermiş bu muhteşem Türk kadının adı, Avrupa birliği ülkelerinde onların dilini aksanlı bir şekilde konuşarak derdini anlatmaya çalışan ve gurbette yaşayan vatandaşlarımızın durumlarını tehlikeye atan bir kadın ile birlikte anılırsa o kemiklerin sızlama nalânları bütün Anadolu´yu yakıp kavurur.

Böyle bir kahramanın mübarek ismi, belediye meclis üyesi olan kız kardeşinin yasak olmasına rağmen belediyeden ihale almasına göz yuman bir bakan hanımın isminde tecelli ettirilmeye çalışılırsa yerle gök bir araya gelir de göğün gözyaşları hepimizi boğar.

Böyle bir ölümsüz kahramanın ismi, utanmadan yalan söyleyen bir kadının ismiyle müsemma yapılmaya çalışılırsa Al bayrağın ay ve yıldızı utancından al bayrağın rengine döner ve kan kırmızı bir renk ile millete lanet okur.

Evet, sayın bakanın yalancı olduğunu iddia ediyorum. Muğla´da güya EVET kampanyasında kendince koalisyonlu dönemlerin olumsuzluklarını anlatırken kendilerinden önceki iktidar döneminde 638 milyar borçlanıldığını ve 14 yıllık iktidarları döneminde bu borcun ödendiğini iddia ediyor. Bu parayla 300 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırdı diyerek yalanlarını doruğa çıkartıyor. Bir ara wikileaks belgelerindeki paralarla ne kadar köprü yapılırın hesabını da yapar umarım.

Bakın işin doğrusu şöyle: 2002´de dış borç stoğu 64 milyar dolar iken 2016´da bu rakam 421 milyar dolar oldu. Dış borç stoğunun gayri safi yurt içi hâsılaya oranı yönünden baktığımızda ise 2002 öncesi en yüksek oran yüzde 56 iken 2016´nın ikinci çeyreğinde bu oran yüzde 59 olarak gerçekleşti. Yani 14 yıllık AKP hükümetleri Cumhuriyet Tarihine ait bütün borçlanma rekorlarını eline geçirdi. Hem de Cumhuriyetin bütün kazanımlarını yabancılara sattıkları halde rekortmen oldular.  Dış borcumuzun son halini yazmaya utanıyorum.

Şayet bakan hanımın iddia ettiği borç, IMF´ye olan borç ise gene yalan söylüyor. Zira 2002´de IMF´ye toplam borcumuz 14 milyar dolar idi. AKP´nin ilk döneminde 23 milyar dolara çıktı. Bakan hanımın iddia ettiği gibi 638 milyar asla değildi. Yani IMF ye olan borçlanmada da AKP aslında ilk sırada.

Yaptıkları tüm hata ve ihanetleri önceki hükümetlere veya kendilerinin besleyip büyüttükleri FETO´ya bağlama âdeti bakan hanımda da kendini gösteriyor ve yalan söyleme küstahlığını Nene Hatun övgüleri ile birleştirerek reel bir AKP´li profili çiziyor.

Her şeyden önce hedefine Devlet Bahçeli´yi koyuyor. Zira dönemin yaşayan ve aktif olan tek lideri Sayın Bahçeli. Oysa Bahçeli gerek Erdoğan´a gerekse tüm AKP cenahına 15 Temmuz sonrasında hadlerini bildirmiş ve kendilerinin de içinde olduğu hükümete yapılan parasal operasyonun 15 Temmuz sonrasında AKP ve Erdoğan´a yapıldığını söyleme nezaketinde bulunmuştu. Hâlbuki 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan ekonomik krizin aslında AKP hükümetlerinin beceriksizliği, basiretsizliği ve yolsuzlukları sebebiyle ortaya çıktığını gayet iyi biliyordu Bahçeli. Ama gün muhalefet etme günü değil diyerek gerçek bir devlet adamlığı örneğini göstermek adına batılı güçlerin o günkü saldırısını bu gün yaşadığımız olaylar ile ilintilendirerek milli kardeşlik zemini oluşturma yolunda önemli bir adım atmıştı.

Fatma Betül Sayan Kaya´nın hedefine Bahçeli´yi almasının asıl sebebi de referandumda çıkacak EVET sonucunun AKP´nin ve AKP zihniyetinin sonu olduğunu anlamış olmasıydı. Zira gerek fiili darbeyi önlemekten aciz kalıp saklanan AKP´lilerin gerekse ülkeyi ekonomik felaketin eşiğine getiren AKP politikalarının artık bu ülkeden def olup gitmesini arzu eden milletimiz, Devlet Bahçeli önderliğinde yeniden Büyük Türkiye arzusu ile sandığa koşacak ve AKP´lilerin tüm gizli HAYIR kampanyalarına rağmen yönetim modeli ile birlikte iktidarı değiştirecektir.

Ayrıca şanlı tarihe sahip memleket evlatları tarihi kahramanların isimlerini öyle yalan dolan işler ile anılan siyasetçiler üzerinde eskitmeyecek ölçüde tarih şuuruna sahip olduğunu gösterecek ve yapılan algı operasyonlarına aldanmayacaktır. Bu topraklar Nene Hatunların gerçek torunları omuzlarında yeniden şahlanışın tüm dünyaya meydan okuduğu topraklar olarak Türk milletine ait olmaya devam edecektir. Ne mutlu Türküm diyene!

 

21.3°