Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

BEKİR YALÇINKAYA


ŞEYH ŞÂMİL NE DEMİŞTİ

?KAHROLSUN SEFİL ESARET! YAŞASIN ŞANLI ŞEHADET!?


   Duruşuyla kahramanlık, yüreğiyle iman abidesi olan bazı insanlar vardır ki, işte insanların en büyük irşâd ve mücadelesine emsâl kaynaklar onlardır.

   Bunların kimileri Tevhidî tebliğle kimileri iman güçleriyle vatanlarını savunmada, kimileri ilim ve âlim sıfatlarıyla yeryüzüne ışık tutmaya nice meşakkâtli ve uzun yollar katederler.

   Meselâ Ömer Muhtar bir ender kahramandır.. 26 yıl boyunca ülkesi Libya´yı savunmada kendisinden kat kat asker ve silâh üstünlüğüne sahib İtalyan kuvvetlerine ülkesini teslim etmemiş ve yakalandığında da idamı öncesi tek arzusu abdest alarak namazını eda olmuştur.

   Meselâ Plevne Müdafa´ası´nın unutulmaz kahramanı Gâzi Osman Paşa.. Kendisine emanet kalesinde, Allah´ından başka hiçbir yardımı alamaz hâle gelse de savunmayı elden bırakmamıştır..

   Meselâ Mekke ve Cidde´yi savunurken Ürdün Şeyhi Şerif Hüseyin´in haince oyununa gelince yenilen ve askerlerinin Mukaddes mekânlara; ?Kimi kolsuz, kimi bacaksız kalmış askerlerin, birbirlerine sokulup yardım ederek hâlsiz, mecâlsiz bir durumda, son defa Haremü-ş Şerif´i ziyaretle Ravza´ya yüzlerini sürerek dualar ede ede yaptıkları vedası? kendisine daha çok acı veren Fahred-din Paşa da.. Kut´ül Amare´yi savunan ve zaferini "Bugüne ?Kut Bayramı´ namını veriyorum" diyerek tarihe not düşen Mirlivâ Halil Paşa da, Nurettin Bey de..

   Çanakkale´de şehid verib kaybettiğimiz aydın nesil de.. Onlarla birlikte aynı dâvâda ya şehid ya gâzi olan Bekir Çavuş, Mehmed Çavuş´lar, Seyid Onbaşı ve onların arkadaşları Niğdeli İbrahim´lere kadar binlerce kahramanlar da böyledirler..

   Zalime zûlm sayfasını iştahla açan ama asırlarca mazluma insaf sayfasını açamayan uzak tarihle, Küffar´ın karşısında duran yakın tarih şâhidleri Sütçü İmam da böyledir, Şahin Bey de..

   ..Ve bütün bu Vatan ve İstiklâl Müdafa´acılarına Önder Büyük Kumandan Atatürk ve O´nun silâh arkadaşları İnönü, Karabekir, Fevzi Çakmak´lar da..

   ..Ve onlara kağnısıyla, sırtıyla, avucuyla ve gözyaşıyla cephane taşıyan Nene Hatun, Kara Fatma Seher, Yirik Fatma, Tayyar Rahmiye, Halide Edib, Gördesli Makbûle, Kılavuz Hatice, Bitlis Defterdarı Hanımı, Nezahat Onbaşı ve  Şehid Şerife Bâcı´lar

  İşte bu tarih öyle bir tarihtir ki say say bitmez tükenmez zalimlik yapan uşakları kadar,  kahramanlık destanlarına kuşaklık yapanlarının sayfalarıyla doludur..

   İşte bu tarih içinde kaybolan, fakat geride bıraktıkları ruhlarıyla gönüllerimizde hep yaşayan her kahraman kendi özelliğinde büyük mücadelelerde ya can verendir ya da kan akıtandır.

    İşte bu kahramanların arasında öyle birisi vardır ki O´ ?Kafkas Kartalı´ olarak dünya tarihinde yerini alan Dağıstan Türklüğü´ne mensub Şeyh Şâmil´dir ve yıllar boyu koskoca Rusya´nın ruhunu buhranla donduran, kalbini korkuyla dolduran ve benizlerini hazan yaprağı gibi soldurdukça solduran ?Sefil Esaretin Şanlı Şehâdeti´dir...

   O´ dini İslâm, gayesi âlim ve velî ruhuyla Kafkasya´da, Ruslar´ın ortadan kaldırmak istediği İslâmiyet´i savunmak, yani ihyâ etmek uğruna Hakk´ın büyüttüğü bir âlemin şereflendiricisidir. 1797´de dünyaya geldiği Dağıstan´ın Gimri köyünden Babası Muhammed´in verdiği Ali ismini Şeyh Şâmil´liğe yükseltecek kadar yüce bir cihâd ruhuyla gençliğine adım atmıştır. Dâvâsı aynen iki metreyi aşkın boyu emsâlinde uzun, mücadele sahası omuzları gibi geniştir. Levent endamlı, ilmî kudretli, sarsılmaz imanlı ve keskin bakışlı bu yiğid, Kafkas milletine hep yâr ve yâran olmuştur.

   Peki nereye kadar.. Rus milletinin Dağıstan varlığına ne kadar kasteddiklerini gördükten sonra, bu anlayış çerçevesinde bir cihâd aşkına düşene.. Kafkasya´da yaşayan Türkler´in kendisini başlarına İmâm getirene ve birlik sağlayana kadar.. Sonra Ruslar´ın esâreti altına giren kabileleri kendi saflarına çekip düzenli küçük bir ordu kurana kadar..

   Şeyh Şâmil; ?Otuz yaşından on yedi sene evvel hesabı´yla Şeyh Mansûr´un başlattığı hürriyet mücâdelesinde yer almış genç bir mücâhiddir. Mansûr´dan sonra, Kafkaslılar´ın başına Gâzi Muhammed İmâm olur ki Gâzi Muhammed de O´nun çocukluk arkadaşıdır. Ruslar´la yaptığı Gimri muharebesinde şehid olmadan evvel çocukluk arkadaşı O´na; ?Kardeşim Şâmil!? der. ?Bu savaşta şehîd olsam gerektir. Benden sonra Hamzat İmâm olacak. O´nun kısa süren imamlığından sonra sen başa geçecek, senelerce Kafkasya´ya hükmedeceksin. Nâmın cihanı tutacak. Çar ordularını perişan edeceksin. Bu savaştan sonra Gimri´den gitsen bile yine kurtarıp, mezarımı düşman çizmeleri altında bırakmazsın inşâallah.?

   Şeyh Şâmil, aynen Gâzi Muhammed´in dediği üzre, zamanla düzenli bir ordu kurarak kendisini sağlamlaştıracak ve Rus Çarı Nikola´ya daima buhran gelecek bir mücadeleye girişecektir. Çar ise maksadına bir an evvel erebilmek için sonsuz va´ad ve parlak teklifli mektublar yazacak ve birinci mektubunu Topal Generali Klug von Klugeyle Şeyh Şâmil´e gönderecek, isteğini elde edemeyince de ikincisini General Feze´sinin eline tutuşturacaktır.. 

   Çünkü O´nun bütün gayesi Dağıstan ülkesini ilhâk etmek ve Şeyh Şâmil´i esaret altına almaktan ibarettir..

23.7°