Devlet zaman zaman toplumun tümünü, zaman zaman ise belirli yaş guruplarına sokağa çıkmayı yasaklayarak; virüs belasının yurdumuzu bütünüyle sarmasını önlenmiş gibi...
Ve anladığım kadarıyla vücut yapısı itibariyle virüse karşı en dayanıksız kesimlerin korunması amaçlanıyor.. Aynı zamanda ülkenin toplumsal hafızası olan yaşlılarımız ile geleceği olan gençlerimiz korunuyor...
Bu bağlamda bizim devlet başta yaşlılarımız olmak üzere insanımızı yaşatmak için olağanüstü çabalarken medeni(!) Avrupa´nın en zengini sayılan İsveç 65 yaş üstü vatandaşlarına adeta "hadi size güle güle" demek için doğru-dürüst bakmıyormuş...
Keza İngiltere, Hollanda ile yeni dünyadan ABD öyle..
Öte yandan konunun uzmanlarının açıklamalarına bakılırsa, 60 yaş üstündekilerin hele hele kronik rahatsızlıkları bulunanların virüse yakalanmaları halinde yaşama oranları neredeyse sıfır...
Nitekim şu kısa salgın sürecinde, nice nice prof´lar, doktorlar, yüksek rütbeli askerler, bazı ünlüler vs. dahil ekserisi belirli bir yaşın üstündeki birçok kişi virüse yakalanarak göçüp gitti..
Görüldü ki, çağın en tehlikeli hastalığı olan Kanser hastaları bile yakalandıktan sonra uzunca bir süre daha yaşarken virüs hastaları birkaç istisna dışında azami 2 ayda öteye gidiyor...
Ez cümle, yaşlısı genci toplum olarak, başta temizlik, hijyen ve maske kullanımı esaslı korunma tedbirlerini alıp; devlet ve sağlık kurullarınca konulan kurallara azami riayet ederek biraz daha sabredeceğiz...
Ki, çocuklarımızı, torunlarımızı veya sevdiklerimizi özlesek hatta bazı psikolojik travmalara girip streslerle yüklensek bile ülkemizin ve Türk milletinin geleceği için mutlaka ama mutlaka sabretmek zorundayız..
Yoksa...
Evet, yoksa Rabbim hepimize gecinden versin, 4 kişilik sal ile imam bizleri bekliyor..
Son söz,
Cümle insanlığa barış içerisinde sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum..
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA
