Lafı dolandırmadan mevzuya dalalım..
Kemal Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ'ın ve takipçilerinin oyunu kendi lehine çevirmek için, Özdağ'ın önüne sürdüğü bütün şartları an itibariyle kabul edebilir..
Çünkü kendisi Cumhurbaşkanlığı aşkıyla yanıp tutuşuyor!
Ve şayet bu yüce makamı ele geçirebilirse, devleti ele geçirme iştiyakıyla yıllardır içinde sakladığı meşum planları birer birer yürürlüğe koyma sabırsızlığında..
Bu planları yıllardır yazıp çizdiğimiz için yeniden yazıp zaman kaybetmeye gerek yok. Üstelik ne niyet taşıdığı da aşikarken..
Bu arada galiba bazılarının yönetim sistemdeki bazı iş ve işlemlerinden haberi yok..
Örneğin, Kılıçdaroğlu an itibariyle Ümit Özdağ'a İçişleri Bakanlığını verdi diyelim..
HDP kapı gibi orada 61 milletvekiliyle duruyorken, Özdağ, PKK' ya karşı nasıl operasyon yapabilecek?
Ki, aksi durumda Özdağ'ın acaba nasıl bir yaptırım gücü var!
Mesela yarın tezkereler önüne gelecek..
Nasıl bir tavır içinde olacak..
Tezkereye karşı olan CHP ve HDP/PKK varken nasıl bir yol yöntem izleyecek..
Yoksa "askerlerimizi Irak'tan, Suriye'den ve Libya'dan geri çekelim, meydanı bölücülere, bölücülerin hamisi devletlere mi bırakalım" diyecek?
Yada "Aman tezkereyi geçirelim" diye Cumhur İttifakından mı medet umacak?!
Nitekim, mesela 3 gün/3 ay sonra Kılıçdaroğlu, Özdağ'a "kusura bakma o gün şartlar öyleydi lakin bugün değişti.
Seni bakanlık görevinden alıyorum/almak zorundayım" derse;
Özdağ ne yapacak?
Velhasıl amaç, devleti Kılıçdaroğlu'na teslim etmek idiyse, daha dürüstçe bir yol ve yöntem izleyebilirdi..
Amma başlıkta da belirttik ya! Ümit, siyasi kılık değiştirmeyi kendine huy edinmiş...
Neyse, kendi düşen ağlamazmış..
Asil Türk milleti 28 Mayıs'ta sandıkta Cumhur İttifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı %50'nin üzerinde bir oyla yeniden seçerek, olası kaosa son verecek, istikrarın bozulmasını önleyecek;
Ümit Özdağ ve 6'lı masanın kötü niyetli ortaklarını sandığa gömecektir!
Böylece, bir badireyi daha Allah'ın izniyle atlatacağız inşallah..
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA
