Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

İhsan Yelken


ZAM ÜZERİNE ZAM YAPMAK?

Her türlü zamı dövizin yükselişine bağlayanlar, dövizin inmesiyle fiyatları aşağıya çekmiyorlarsa, burada bir samimiyet görülmez...


Zam yapanlar samimi olarak tenkit edilmiş olsa bu kadar serbest zam yapamazlar ama bazen oluyor ki zam yaptıkça alkışlanıyor ve teşvik görüyorlar. Her türlü tüketim maddesinin marketlere gelişi ve etiketlenmesi, otokontrol sistemi ile sağlanır. Kendilerinin tercih edilmesi ön planda tutulur. Hep daha fazla müşteriye ulaşmaya çalışırlar. Bunun için de ? kar ´ marşlarını ne kadar aşağıda gösterirlerse amaçlarına o kadar çabuk ulaşılacağına inanılır. Daha doğrusu inanılırdı?

Şimdiye kadar marketlerin daha fazla müşteri kapma sorunu yoktu. Halk sanki kıtlık olacakmış gibi alışveriş yapmaktaydı. Bedava veriliyormuş gibi günlük ihtiyaçlarının üzerinde alış veriş yapılıyor ve kredi kartı uzatılıyordu. Neyi kaça aldığının hesabını bile yapmıyor. Aynı malın yandaki marketdeki fiyatı bile kendisini ilgilendirmiyordu?

Böyle her şeye hazır müşteriyi yolmak da marketlere düşüyordu. Dövizdeki ufak bir yükselişi bahane edip fiyat etiketlerini günü birlik artırmayla meşgul oluyordu. Ne hikmetse döviz geri dönse, bir miktar ucuzlasa fark etmiyor, etiketlerdeki yükseliş devam ediyordu. Bir bakıyorsunuz ki, tarladaki ürünün fiyatı marketlerde beş katını hatta daha fazlasını bulmuş?

Ya şimdi ? Fiyatların böyle uzay mekiği gibi yükselişi, alım gücü günden güne düşen halkın canını acıtıyor, belli standart maaş alan memurun belini kırıyor, evine istediği miktarda meyve, sebze götüremeyen insanları perişan ediyor. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan insanlar boğazlarından kısmaya başlıyor, çocuklarına istediklerini alamayan anne- babaların yüzleri gülmüyor, fiyatlara yetişebilmek için çabalayıp duruyorlar. Maaşlara belli standart yüzde 3-5 zam yapılmasına karşın, her türlü tüketim maddelerine, her türlü gıda, meyve ve sebzeye yapılan zamlar, halkın alım gücünü devamlı aşağı itiyor. Elektrik, su, telefon, doğal gaz ve evinin her türlü ihtiyacını karşılayamayan halk perişan olmaktadır?

Pandemin döneminde günlük kazançları kesilen kesimlerle beraber halk gittikçe fakirleşmeye, günlük ihtiyaçlarını temin edemez hale geldi. Markete, pazara gidenler etiketleri kontrol etmeye başladılar. Artık rastgelen şeyi değil sadece ihtiyacı oldukları şeyleri almaya, tıka basa değil ölçülü olmaya başladılar. Daha önce 2?3 kg. meyve, sebze almaya alışan bir tüketici, şimdi yarım kg. ile yetinir hale geldi?

Meyve ve sebzenin yerindeki alım fiyatının, market ve pazara ininceye kadar 3 katına, 5 katına fırlamasının sebebi bulunamamaktadır. Fiyat yükselişinin sebebini, girdi maliyetlerinin artmasına bağlayıp, aracı, market ve pazardaki keyfi fiyat artışlarını hoş gösterilmeye çalışılmaktadır. Yetiştiricilerin satış fiyatları göz önüne alındığında, fiyat yükselişinin sebebi olmadığı anlaşılmaktadır. Geriye kalan aracılar, market ve pazardaki satıcılardır. Zam dalgası moda haline geldi ya?

Her şeye zam yapılacak deyişleri çoğaldı ya?

Çok kazanma sevdasına kapılan, kanaatsiz, vicdansız bazı kişiler günden güne zam yaparak fırsatları kara dönüştürüyorlar. Milletin perişanlığını görmüyor sadece ceplerine girecek parayla meşgul oluyorlar?

Yazık, çok yazık?

Bu milletin ahı insanı ondurmaz?

Bir de zam yapanlara psikolojik olarak dolaylı yollardan yardımcı olanlar var. Mesela: Pazara, markete girip fiyatların yüksekliğini gören halk, ?ABUU PATATES 6, DOMATES 8 TL. OLMUŞ´ diye şaşırıyor, bir başkası gülerek ?MERAK ETME, BİRAZDAN PATATES 7, DOMATES 9 TL. OLUR´ diye cevap veriyor?

Tüketici Pazardan alacaklarını alıp dönerken bakıyorlar tezgahdaki patatesin üzerinde ?7 TL.´, domatesin üzerinde ?9 TL.´ yazıyor ve satıcı bunlara bakarak ?siz demiştiniz´ dercesine sırıtıyor. Karşılıklı gülüşmeler?

Tabi burada kırılan yok, incinen yok, sevinen var, hatta memnuniyet var. Fiyatı artıran tezgahtara, ?AYIP YAPMIŞINIZ? denmesi gerekirken, gülerek karşılık verilmesi bir nevi teşvik oluyor. Tezgahtar için bir taraftan zam yapıp karını artırırken diğer taraftan insanları memnun etmesi, memnun edici, hoş bir duygu olsa gerek. Halbuki ?FİYATI YÜKSETMEMELİYDİNİZ? denmiş, ters ters bakılmış olsaydı, yüzdeki bu memnun edici, hoş duygu yerini hüzün ve pişmanlığa bırakmış olacak, bir dahaki adımların ölçülü atılmasına vesile olacaktı?

Toplum olarak bu gözle bakılması gerekir diye düşünüyorum. Yani fiyat yükselişlerinin hızını kesmek öyle ceza ile olamayacağı gibi önce ahlaki denetimin getirilmesinin şart olduğu anlaşılmaktadır. Nasıl mı, onu ben bilemem?

Yeniden görüşmek dileği ile?

Saygılarımla?

İhsan YELKEN.

23.1°