Demokratik Sol Parti´nin Giresun´da yaptığı Doğu Karadeniz İl Başkanları Toplantısında Genel Başkan Önder Aksakal Türkiye gündemine dair açıklamalarda bulundu.
Aksakal şunları söyledi; Doğu Karadeniz İl Başkanları Toplantısı sebebiyle bugün Giresun´da sizlerle birlikteyiz.
Sözlerime başlamadan önce geçtiğimiz gün rahatsızlığı sebebiyle genç yaşta hayata veda eden AK Parti Giresun İl Başkanı Hasan Ali Tütüncü beye Allah´tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Türkiye kan kaybetmeye devam ediyor.
Bir misyon gereği iş başına getirilen AKP iktidarının da, 15 yılda ülkeyi içine düşürdüğü sıkıntılı ortamdan kurtarabilecek iradesi ve enerjisi tükendiğinden savrulmaya başlamış olduğu görünüyor.
Son günlerde AKP Genel Başkanı Sayın Tayyip ERDOĞAN´ın konuşmalarından edindiğimiz izlenime göre; metal yorgunu olmuş bir yapı, halka tepeden bakan bazı yöneticiler, bulunduğu konumu kendisi ve yakın çevresinin ikbali uğruna kullanan kadrolar, yolsuzluk ve usulsüzlüklere bulaşmış parti mensuplarının varlığı artık bir gerçek.
Şimdi bu tanıma uyanları candan da olabilir, yandan da olabilir, kim olursa olsun derdest edip temizleyeceklerini söylüyorlar. Sayın ERDOĞAN, ´´Türkiye´nin kaderi ile AK Parti´nin kaderi bütünleşmiştir. Biz tökezlersek Türkiye´nin de sıkıntıya düşeceğini hep beraber gördük.? diye de bir uyarıda bulunmayı da ihmal etmiyor.
Evet.. AKP Türkiye´nin kaderinde yer almıştır ama unutulmasın ki bu millet nice iktidarlar görmüştür. Tökezlemiş.. yıkılmış.. yok olmuş! Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayakta kalmayı sürdürmüştür. Bu devlet bir partinin tökezlemesiyle yıkılacak kadar zayıf ve basiretsiz bir devlet değildir! Önce herkes bunun bilincine varmalıdır.
Tökezlemeleri konusundaki kaygılarına gelince.. elbette tökezleyeceksiniz!
Kendi ağzınızla itiraf ediyorsunuz. İçinizde konumunu kendi çıkarı için kullananlar, halka tepeden bakan, demokrasiyi ve adaleti yok sayan, sadece kendi dünyalıklarını değil yedi sülalesinin geleceğini garantiye alan mensuplarınız var. Allah´ın adaleti bir gün bunların yakasına yapışacak ve tökezleyeceksiniz.
İlk şamarı da çiftçilerimizden, Karadeniz´den, Fındık üreticisinden yiyeceksiniz.
Siz iktidara geldiğinizde 19 kilo fındıkla bir çeyrek altın alabilen çiftçi, bugün bunun için 30 kilo fındık satmak zorundadır.
Devleti DSP´den teslim aldığınızda mazot 1,24 liraydı, bugün neredeyse 5,00 lira!
Kuldan utanmıyorsanız Allahtan korkun!
Ama bilin ki, Fındık üreticisi de elbette seçimlerde gereğini yapacaktır.
AKP iktidarı, Sayın Genel Başkanları´nın da itiraf etmek zorunda kaldığı gibi müthiş bir sıkıntının içinde debeleniyor. Önümüzde yerel ve genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Anayasa´yı da değiştirseler, uyum yasalarıyla sadece kendi iktidarlarını sağlamlaştıracak yöntemler de geliştirseler artık tünelin ucu görünmüştür.
Zira kendi partilerinde sözde yenilenme adı altında yaptıkları değişikliklerden mağdur olanlar, yapılanların birlikte yapıldığını söyleyerek tek tek ifşa edecekler ve halk bunların gerçek yüzlerini yakında tüm çıplaklığıyla görecektir.
Nasıl ki 17/25 Aralık sürecinde birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döktülerse, yarında aynı şekilde ?beni yakanı ben de yakarım? zihniyetiyle birçok olay günyüzüne çıkacaktır.
Amerika adaleti Rıza Sarraf´dan sonra şimdi de eski bakan Zafer Çağlayan hakkında da dava açtı. Bu pilav daha çok su kaldırır.
Bakın şimdiden bunun önlemini almaya çalışma gayretleri var.
Ne diyorlar? ?Değişimi gerçekleştirirken, küskünler ordusu oluşturulmasına fırsat vermeyeceğiz.?
Peki ne yapacaksınız? Yolsuzluğa, usulsüzlüğe bulaşmış olanları, vatandaşa racon kesenleri hem görevinden uzaklaştıracak hem de yeni bir KHK ile onları koruma altına mı alacaksınız?
Peki bunu halk yutar mı? Elbette yutmayacak. Kaygılanmakta haklısınız, zira bu tökezleme bir kartopu yuvarlanması şeklinde başladı, yakında çığ´a dönüşecek!
Hepinizin bildiği gibi normal takvimi itibariyle 2019 yılında seçimler yapılacak. Mart ayında Yerel Yönetim Seçimleri, Kasım ayında da Parlamento ve Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak.
Gerek iktidar partisi, gerekse parlamentodaki muhalefet partileri İki adaylı Cumhurbaşkanı seçiminin ortamını yaratmaya çalışıyorlar.
MHP zaten teslim bayrağını çekmiş ve iktidarın dümen suyuna girmiş vaziyette.
HDP ise, siyasetlerinin temelinde yatan bölgesel özerklik ve ileri aşamada sözde bağımsız bir devlet olma hayallerini besleyen gizli vaatlerle sessizce kenarda bekletiliyor.
CHP ise, toplumun üzerinde fikir birliği oluşturabileceği, ağırlıklı olarak merkez sağ tandanslı bir aday arayışında olduğunu zaten açık açık söylüyor.
Bunun anlamı şu: Türkiye´yi iki partili bir sisteme doğru evriltmek ve dolayısıyla 2019 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini mevcut Cumhurbaşkanı´nın kazanmasının yolunu açmak.
Demokratik Sol Parti olarak bu stratejiyi reddediyoruz.
Seçimlere katılacak her partinin Cumhurbaşkanı adayı çıkarması ülkenin geleceği açısından elzemdir. Zira artık devleti Cumhurbaşkanı´nın kuracağı hükümetler yönetecek.
Ekonomi politikası olmayan, siyasi temelden yoksun birinin salt tanınıyor gerekçesiyle ortak aday gösterilmesi toplum tarafından kabul görmeyecektir. Biz bu konuda tecrübeliyiz. Hükümet olduğumuz dönemde koalisyon ortaklarımızla birlikte siyaset geçmişi olmayan, sadece Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatlı birisini Cumhurbaşkanı seçtirmekle ne denli yanlış yapıldığını yaşadık ve gördük.
Şimdi Demokratik Sol Parti olarak tüm örgütlerimizle seçimlere yönelik çalışmalarımızı başlattık ve bölge bölge sürdürüyoruz. Gerek Parlamento seçimlerine, gerek Yerel Yönetim seçimlerine, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimine kendi adaylarımızla katılacağımızı, ülkenin içine düşürüldüğü zor durumdan çıkarılması konusunda tüm gayretimizi ortaya koyacağımızı Giresun´dan bir kez daha belirtmek istiyorum.