Neye mi?
Günde 3-5-8-10 şehit gele gele, şehitlerin gelmesine alıştınız değil mi?
Artık normal geliyor değil mi, vatan evlatlarının en değerli varlıkları olan canlarını, Sur´da, Cizre´de, Nusaybin´de vermeleri?
Siz alışmadıysanız bile birileri alıştı veya alışmaya da zaten çoktan hazırdı...
Niye böyle söylüyorum az sonra açıklayacağım...
Çözüm süreci diye bir melaneti başımıza sarıp, terör örgütünün kanlanmasını-canlanmasını sağlayan malumunuz AKP iktidarı...
Kendileri uyuyup, oydaşlarını uyuturken de "biz haklıyız, biz iyi biliriz" diyorlardı...
Terör örgütüne teslim ettikleri vatan parçasında 3 yıl sonra yeniden hakim olma mücadelesi veriyorlar. Yine haklıyız diyorlar..
Evet bu sefer haklısınız amma..
Daha dün Bölgedeki mülki amirlere ve ordu komutanlarına "... aman ?süreç´ zarar görmesin. Terör örgütünün eylemlerini, yaptıklarını-ettiklerini kesinlikle görmezden gelin" diyen sanki kendileri değilmiş gibi.
Ve hatta (sonradan itiraf ettiklerinden anlaşıldığı üzere) ?Valilere terör örgütüne karşı operasyon yapmayın talimatı verdik? diyen sanki Beştepe sakini değilmiş gibi..
Bakın İçişleri Bakanı Ala´nın son açıklamasına göre; 2847 çukur kapatılmış.. 4131 patlayıcı düzeneği imha edilmiş. Daha ne kadar var Allah bilir!
Şaka gibi bir bakandan şaka gibi bir açıklama!
Yani görüldüğü üzere demek oluyor ki bu süreçte bu işler olmuş ve bütün bunlar (yukarıdan gelen emirle) görmezden gelinmiş olmasına rağmen. Mülki ve askeri görevlilere inceden inceye "bakın suçlu sizsiniz" gibi imalarla pişkin pişkin göndermeler yapmaları insanı gerçekten çileden çıkarmaya yeterde artar bile...
Ama bu çileden çıkma insanlık değerlerini, vatan-millet sevgisini unutmamışları, gönül gözü ve vicdanını askıya almamış olanları ilgilendiriyor değil mi?
Yok işte öyle değil...
Neden mi?
Çünkü çukurun açılmasına göz yuman iktidar, çukurları yüzlerce şehit verilmesi pahasına kapatılması emrini veren yine aynı iktidar...
Lakin AKP iktidarının işte bu gaflet ve delaletlerine rağmen sanki suçlu yine başkalarıymış gibi AKP´nin oyları artıyormuş...
İşte ?alıştınız veya alıştılar? demem bu yüzden?
Bahse konu bu cenah için varsın şehit, gazi olsun kınalı kuzular, hiçte umurlarında değil. Göstermelik bir tören, iki gövde gösterisi hepsi o kadar. Gerisi yok.
Yanan bağırlar, sönen ocaklar, anasız, babasız kalmış çocuklar, eşsiz, evlatsız kalmış eşler, anne ve babalar?
Beri taraftan insanımızın göz göre göre kendisine söylenilen yalanlara inanması, hırsızlıkları-yolsuzlukları görmemesi gerçekten incelenmeye değer patolojik bir haldir..
Size 14 yıl kadar uzak-2 yıl kadar yakın geçmişten birkaç örnek verelim de iddiamız havada kalmasın.
-Kemal Unakıtan hadiseleri,
-Ali Dibolar,
-Gemiler-gemicikler,
-Kasalar, para sayma makineleri, ayakkabı kutuları,
-Kısık sesle yapılan ?oğlum paraları sıfırladın mı?? konuşmaları,
-Dönemin Bakanının birinin kolundaki 700-800 bin liralık kol saatleri,
-Yine o dönemin Bakanı M. Güler tarafından "Rıza Zerrab Bey´e"(*) hitaben ?Abicim hiç sen o konuda sen rahat ol sen rahat ol... Vallahi böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım ya... Senin İçişleri Bakanlığı´nda bir şeyin yok MİT´te bir şeyin yok, Mali de bir şeyin yok.? demeler?
Bütün bunları unutup, verilen bunca şehitlerimize sıradan bir olaymış gibi alışılıp duyarsız kalınmasına söylenecek tek söz..
Gerçekten pes doğrusu!!!
Allah sizi bildiği gibi yapsın?
Bir iki cümlede bizim mahallenin eşrafına..
Ortalık, Beştepe sakini ve onun gölgesi yüzünden yangın yerine dönmüş, ülkemin bir tarafı terörden, geneli ise pahalılıktan yoksulluktan, işsizlikten yanıyor. Bizimkilerde bir acele, bir telaş, sanırsınız ki yangından mal kaçıracaklar. Vallahi siz ne yaparsanız yapın su akar yatağını bulur. Bu kadar hırs ise önce kişinin kendi şahsına, etrafındakilere ardından da camiaya ve en sonunda da topluma zarar verir.
Bu bağlamda, Hz Mevlana´nın dillerde dolaşan meşhur bir sözü vardır
?Kısmet etmişse Mevla; el getirir, yel getirir, sel getirir. Kısmet etmemişse Mevla; el götürür, yel götürür, sel götürür?
Allah birliğimize, dirliğimize ve beraberliğimize zeval vermesin?
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız?
(*) Beştepe sakininin R.Zerrap´a hitap şeklidir.
HARUN KILIÇ