Cesur, Anadolu topraklarının Tanzimat´tan bu yana yönetimsel anlamda bir çok badirelerle boğuştuğunu nitekim Cumhuriyet tarihi ile birlikte demokratik kazanımların da dönemsel olarak kesintilere uğradığını bildirdi.
Nihayetinde kazananın "millet" olduğunu kaydeden Cesur, "Son 16 yılda Türkiye Cumhuriyeti ayaklarına bağlanan prangalardan bir bir kurtulmuşken, dünün kazanımlarına sahip çıkmak ülke demokrasimiz açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda 24 Haziran seçimlerinde bu kazanımlara sahip çıkma bilinci ile ?mevcudun korunması ve istikbalimiz´ önceliğimiz olmalıdır" dedi.
Son 16 yılın kolay geçmediğini hatırlatan Hasan Ali Cesur, "kapatma davaları, e-muhtıra, FETÖ kumpasları, Gezi olayları, sahte iddialar, sahte ses kayıtları ve en nihayet darbe ve işgal girişimi... Yurtdışında ekonomimizi dize getirmek üzere önce IMF dayatmaları, IMF gidince de borsa ve döviz spekülasyonları faizi arttırın baskıları; toprak bütünlüğümüzü hedef almak üzere önce içimizde terör hendekleri ardından Suriye ve Irak´ta Kürt devleti kurma projeleri, İsrail saldırganlığını destekleme ve çanak tutma politikaları, sahte davalar, ayıplı yasak ve engellemeler, tutulmayan sözler ve yalnızlaştırma hamleleri. Ama bu badirelerle ülkenin birliğine, refahına ve bütünlüğüne karşı atılan her adım, bu millet ve bu milletin lider kadrolarının feraseti, kendilerini tankların altına atacak derece güçlü imanı ve aklıyla durduruldu. Ve her durdurulan bir badire sonrası Türkiyemiz yeniden sıçradı" saptamasında bulundu.
İş dünyasının istikrardan, büyüyen ekonomiden, üreten ve gelişen Türkiye´den yana olduğunu vurgulayan Cesur "Ama ne var ki, özellikle yeni bir şey söylemesi gerekenler mevcudun yıkılması ve hazırın tüketilmesi üzerine seçime yönelik propaganda amaçlı vaatlerde bulunuyor. Bu popülist yaklaşımlarının ülkemiz geleceğine hiçbir katkı sağlayamayacağı aşikârdır" dedi.
Haber:EKO_Hab