Emeklilikte Yaşa Takılanlar sorununun, işçi kesiminin tüm itirazlarına rağmen ortaya çıktığını, adil bir çözümden kaçınıldığını hatırlatan Rafi AY, ?Yapılacak düzenleme, itirazlarımıza rağmen elimizden alınan bir hakkın teslimi olmalıdır. Dar kapsamlı tutulmamalıdır. Bir kez daha yeni haksızlıklara yol açmamalıdır.? dedi.
EYT sorununun, emeklilik yaşının uzatılması, emeklilik şartları arasına prim gün sayısı ve sigortalılık süresi yanında bir de yaş kriteri eklenmesiyle ortaya çıktığını hatırlattı. İşçi kesiminin 1999 yılında emeklilik yaşı yükseltilirken, kademeli geçişe bağlanırken itiraz ettiğini, Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrası 2002´de yeniden düzenlenirken de itirazlarını sürdürdüğünü vurgulayan AY, yeni düzenlemenin elden alınan hakları geri vermesi gerektiğini söyledi.
Rafi AY şunları kaydetti:
?EYT düzenlemesi, elimizden alınan bir hakkın teslimi anlamına gelir. Geçen zaman içinde binlerce emekçi mağdur olmuştur. Diğer yandan mağduriyetlerin son bulup, hiç olmazsa halen çalışanların yüzü güldürülmelidir. Bu kadar gecikmesi ise üzücüdür. Şimdi yapılacak düzenlemeyi olumlu ancak gecikmiş bir adım olarak değerlendiriyoruz.
EYT sorununu doğuran düzenleme 1999 yılında ilk gündeme geldiğinde en hakça çözüm işçilerce söylenmiştir. 1999´dan önce işe girenlerin düzenleme öncesi hükümlere, sonrasında işe girenlerin yeni hükümlere tabi olmasıydı. Ele geçen 2002 ve 2008 fırsatları da kaçırılmıştır. Hep öne sürülen de SGK´nın, sosyal güvenlik sisteminin açıklarıdır. Ne 1999, ne 2002, ne de 2008 sonrasında sosyal güvenlik sistemimizde adaletli çözüm gelmemiştir.
Diğer yandan gelen haberlere bakıldığında bizi endişelendiren unsurlar da bulunmaktadır. İyileştirmenin sadece 1999 öncesi işe girenler için yapılabileceği konusunda mesajlar verilmektedir. Bu yola gidilmemeli, bütün çalışanları kapsayacak şekilde iyileştirme yapılmalıdır.
-Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, ?ücret artarsa enflasyon daha yükselir? korosu dikkate alınmamalıdır
ÖZ İPLİK-İŞ Genel Başkanı Rafi AY, 2022 yılında belirlenecek asgari ücretin kritik önemine işaret ederek şunları bildirdi:
?Ne yazık ki ülkemiz bir kez daha enflasyon sorunuyla yüz yüzedir. Hepimiz biliyoruz ki, emekçinin, işçinin enflasyonu daha yüksektir. Çünkü bizim enflasyonumuzu belirleyen gıda, enerji, kira, ulaşım ağırlıklıdır. Ülkemizde çalışanların yaklaşık yarısı asgari ücret almaktadır.
Bu vesileyle bir kez daha işçilere, emekçi kardeşlerimize çağrıda bulunuyoruz: Örgütlenme, toplu pazarlık hem işçinin en büyük gücüdür. İşkolumuzdaki her bir işçiyi ÖZ İPLİK İŞ çatısı altında örgütlenmeye, diğer işkollarındaki kardeşlerimizi HAK-İŞ çatısı altındaki sendikalarda güç birliği yapmaya çağırıyoruz.
Yıllardır tartışılan asgari ücretin vergi dışı bırakılması uygulaması, bu dönem mutlaka hayata geçirilmelidir. Daha da ileride az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması ilkesi gereği birinci vergi dilimi yıllık en az iki asgari ücret tutarında olmalıdır. Böylece emekçiler daha fazla kazanabilmeli, mesailerini gönül rahatlığıyla yapabilmelidir. Biz işçilerin emeği karşılığı aldığı ücretin, vergiler yoluyla kesilmesi ve yılın son aylarında iyice erimesi kabul edilemez.
Emekçiler olarak bizler, dar gelirliler açısından en adaletsiz vergi olan dolaylı vergileri; KDV ve ÖTV´nin büyük kısmını biz ödüyoruz. Emekçilerin çok kısa sürede ikinci gelir vergisi dilimine geçtiği gibi bir gariplik oluşturulmamalıdır. Yüksek tutarlı ilk vergi dilimi, devletin sosyal güvenlik primini de arttıracaktır.
Bir önemli husus da şudur: Asgari ücrete yönelik beklentiler arttıkça, ?ücretler artarsa enflasyon daha da yükselir´ korosu yine başlamıştır. Bu koronun şarkıcıları sözde bilim adamlarını, sözde ekonomistleri asgari ücreti cebine koyup, çarşıya-pazara davet ediyoruz. Buyursunlar, asgari ücreti harcasınlar, hangi enflasyon yükselecekmiş görsünler.?