MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli,"Bu kin ve kan sürecini buzluğa kaldırmak yetmez, bir daha ağızlara dahi alınmaması lazımdır. Yoksa 20 Temmuz´dan bu tarafa sayıları 400´e yaklaşan şehitlerimizin hakkını kimse ödeyemez, kimse bu manevi külfetin altından kalkamaz. "Çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak değerlendiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar" demek kimseyi kurtarmaz, milli öfkeden korumaz."dedi.
MHP Lideri Bahçeli,"Düşman silahlanıp bomba düzenekleri kurarken, hiç mi namus ve şeref timsali birisi kendisini feda edip de bu oyunları bozamamıştır?
Devletle hesaplaşıyoruz sözleriyle hafızalara mıh gibi kazınan yıkımdan sorumlu eski başbakan yardımcısı şimdi mutlu mudur?
PKK´nın tezlerini bölge bölge gezerek anlatan, kendilerine akil denilmesinden gurur duyan, fakat akılsızlıktan milli vicdanda mimlenen 63´lükler, bu bombalara, silahlara, kurşunlara ne diyecektir?
Bunlar niçin konuşmazlar, hadi geçtik sevincimize ortak olmalarını da, neden acılarımızı paylaşmazlar?
Bu zevatın rahmetle andığımız yüzlerce şehidimize bir kez olsun ciğerlerinin yandığına ve minnet duyduklarına şahit olunmuş mudur?
Mesela 24 Mart´ta şehit düşen Bayburtlu Jandarma Üstçavuş Halil Türkoğlu, Kahramanmaraş Andırınlı Astsubay Çavuş Mustafa Gökçeli, Mersin Tarsuslu Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem, özgürlük şaklabanları, insan hakkı azmanları için ne ifade etmektedir?
Bu kahramanlarımız belki akil olmadı, ama milli aklın, milli ahlakın zirvesine hak ederek çıktıkları kesindir.
Bu yüz aklarımız belki saraylar görmedi, belki de refah ve rahat bulamadı; ama emin olun, hepsi dünya durdukça şükran ve Fatihalarla hatırlanacaklardır.
Mardin´in Nusaybin ilçesinde 24 Mart günü şehit edilen Balıkesirli Jandarma Astsubay Başçavuş Gökhan Bakır´ın al bayrağa sarılı tabutuna sarılıp göz yaşı döken iki kızının hakkını kim ödeyecek, bu manevi yükün altından kim kalkabilecektir?
Henüz hayatının baharında 24 Mart´ta Şırnak´ta şehit olan Yozgatlı Osman Belkaya´nın elleri öpülesi dedesi, olanlar karşısında ağlayan bir polis memurunun gözyaşlarını silerken; "Ağlama yavrum, düşmanı sevindirme. Biz gururluyuz." vakur duruşuna kim ya da kimler layık olabilecektir?"