LEYLA ŞAHİN USTA
Yakın tarihin kara lekesi 28 Şubat sürecine dair akla gelen ilk isimlerden, Leyla Şahin Usta? Ve başörtü yasağı sebebiyle yaşanan insan hakları ihlallerini ve hukuksuzlukları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, ilk kez taşıyan kişi? Bu dava sürecindeki kararlı duruşuyla, 28 Şubat zihniyeti ve uygulamalarının hukuksuzluğunun yanı sıra; Avrupa´nın sözde hak ve adalet imajını ve insan hakları konusundaki çifte standardını da ters yüz etti? 28 Şubat, acı olduğu kadar ironik bir süreçti ve dönemin ironisini o da yaşadı. Öz vatanında çağdaşlık adına bulamadığı eğitim imkânına, Avrupa´da erişti ve yarım bıraktığı Tıp eğitimini Viyana´da tamamladı. 24 yıl önce inanç özgürlüğü ve eğitim hakkı için başladığı mücadeleyle gençliğini geçirdi. Şimdi bir doktor, bir anne ve milletvekili olarak, ülkemize hizmet etmeye devam ediyor.
NAZIM MAVİŞ
Nazım Maviş, siyasetin hem sahasında hem akademik boyutunda çalışmalara imza atan deneyimli bir isim. Gençlik yıllarından itibaren Milli Görüş hareketi ile girdiği siyaset hayatını, farklı kademelerde sürdüren Maviş, 27. Dönem Milletvekili olarak çalışmalarını sürdürüyor. Maviş, Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan´ın zorlu siyasi yolculuğunun da şahitlerinden.
HASAN HÜSEYİN ULUDAĞ
O, inanç ve kültüründen aldığı terbiye ile vatan ve milletine sevgisini harmanlayarak, ülkesine ordu mensubu olarak hizmet etmeyi hedeflemiş ve Kuleli Askeri Lisesi´ne girmişti. Liseden sonra Tıp fakültesinde eğitimini sürdürerek, askerlik ile hekimlik gibi iki ulvi mesleği bir araya getirmişti. Ancak 28 Şubat sürecinde, namaz kıldığı ve eşi tesettürlü olduğu gerekçesiyle disiplinsiz kabul edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri´nden ihraç edildi. Hasan Hüseyin Uludağ, bu süreçle birlikte; inanç, eğitim, insan hakları ve adalet için mücadele etmeye başladı ve Adaleti Savunanlar Derneği bünyesinde çalışmalar yürüttü. 2011 yılında çıkan yasa ile ordudan haksız ve hukuksuz şekilde ilişiğinin kesildiği kabul edildi ve bir kısım hakları iade edildi. Uludağ, darbeci zihniyete karşı mücadelesini 15 Temmuz sürecinde de sürdürdü. Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan 15 Temmuz Hain FETÖ Darbe Araştırma komisyonunda uzman olarak görev aldı ve 28 Şubat Cuntası ile FETÖ yapılanmasının birlikteliğini ortaya koyan çalışmalar yaptı. Hasan Hüseyin Uludağ, 28 Şubat sürecinin, ömrüne damga vurduğu isimlerden? Şu günlerde meslek hayatında emekli olsa da, hak ve adalet mücadelesine devam ediyor.
LATİFE ULUDAĞ
Latife Uludağ, bir Anadolu hanımefendisi, 5 evlat annesi? Hem öğretmen, hem inancı sebebiyle ordudan ihraç edilen bir subayın eşi? Bir meslek edinmekten ziyade, vatan evlatlarına faydalı olma ülküsüyle öğretmen olan Latife Hanım, çalışma hayatında tesettürlü olduğu için 28 Şubat´ın insanlık dışı uygulamalarına maruz kaldı. Hukuksuzca uygulanan disiplin cezaları ve yaptırımların yanı sıra öğrencilerinin gözü önünde rencide edildi, fişlendi, tesettüründen vazgeçmesi için türlü baskılara maruz kaldı. Görevden ihraç edilme aşamasına kadar geldi ancak asgari hizmet süresini tamamladığı için emekliliğini istemek zorunda kaldı. Ve çok sevdiği öğretmenliğe veda etti. Eş zamanlı olarak eşi de Türk Silahlı Kuvvetleri´nde 28 Şubat´ın acımasız uygulamalarına maruz kalıyordu ve süreç Tabip subay Hasan Hüseyin Uludağ´ın görevinden ihraç edilmesiyle neticelendi. Yani Latife Hanım, 28 Şubat´ın katmerli mağdurlarından?
BEKİR YILDIZ
Demokrasi ve adaleti yıkan, insan hakları ve özgürlük üzerinde büyük tahribata yol açan 28 Şubat depreminin merkez üssü Sincan´dı? Şehrin göbeğinde yürütülen tanklar, demokrasiye balans ayarı açıklamaları, post ?modern darbe tanımlaması burada gerçekleşti. Bekir Yıldız, dönemin belediye başkanı olarak sergilediği karşı duruşuyla, 28 Şubat sürecinin hem kurbanı hem sembol isimlerinden biri oldu. Siyasi hayatına Ak Parti bünyesinde devam eden Yıldız, 28 Şubat darbesinin birebir tanıklarından?
GÜL BODUR
Saygı, özgürlük, adalet, hoş görü, kadın hakları? Bu kavramlar 28 Şubat´ta bazıları için tedavülden kaldırıldı. Baş örtülü kadınlar için? Gül Bodur da işte bu kadınlardan biri? Öğrencilik yıllarında maruz kaldığı ayrımcılıklar, meslek hayatında da yakasını bırakmadı. Hatta 28 Şubat´a çanak tutan medya mensupları tarafından, memurluk vazifesini baş örtülü olarak sürdürdüğü için hedef gösterildi. Gül Bodur aslında kendisini çağdaşlık timsali gösterenlerin maskesini düşüren bir turnusol kağıdı oldu. Şu günlerde emeklilik hayatını sürdüren Bodur, 28 Şubat´ın yakın şahitlerinden?