Tarih: 28.08.2023 18:03

Buharlaşma barajlarda su kaybına yol açıyor: Çözümü kapalı depolama

Facebook Twitter Linked-in

Ankara’daki barajların doluluk oranı yüzde 41,44 olurken İstanbul’da ise bu oran yüzde 30,35 seviyesinde kaydedildi. Aşırı sıcakların etkisiyle baraj doluluk oranlarının yüzde 50’nin altına gerilediğine dikkati çeken Prof. Dr. Mehmet Tunçer, aşırı sıcaklarda buharlaşma nedeniyle su kaybının çok fazla olduğunu, çözüm olarak kapalı depolama sistemlerinin yapılması gerektiğini söyledi.

Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Elips Haber’den Deniz Dalgıç’a barajların doluluk oranlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Barajlardaki suyun ciddi oranda azaldığına dikkati çeken Tunçer, barajlardaki suyun özellikle yaz aylarında aşırı sıcaklardan dolayı buharlaştığını dile getirerek, “Bu ne yazık ki kaçınılmaz. Kapalı depolama sistemleri yapılması gerekiyor. Örneğin parkların içine depolar kurulabilir ve o depolarda yağan yağmur depolanır. O depolanan sularla hem parkın su ihtiyacı karşılanabilir hem de su kıtlığı olduğu zamanlarda evlerde kullanılabilir. Ayrıca kapalı baraj sistemleri yapılabilir” dedi.

Ağaçların hem barajların ömrünü uzattığını hem de erozyonu önlediğini söyleyen Tunçer, “Ağaç toprağı tok tutar ve erozyon çok fazla olmaz. Örneğin bir barajın ömrü 120 yıl ise ve eğer siz bu barajın çevresini ağaçlandırmazsanız ömrü 60-70 yılda toprakla, alüvyonla dolar. Bu ağaçlandırma meselesi hem regülasyon amaçlı hem de o bölgenin iklimini etkileme açısından önemli. Ayrıca belki ağaçlandırma baraj gölü yüzeyinde ısıyı birkaç derece düşürerek buharlaşmayı azaltabilir” sözleriyle barajların çevresinin ağaçlandırılması gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin bu sene çok iyi bir yağış aldığını belirten Tunçer, “Ben bunun birkaç yıl yeteceğini zannediyorum ama Ankara’nın her yerinde kuyular açıldı. Bu kuyulardan yeraltı suları çekiliyor. Yer altı suları çekilince yağmur o kadar çok yağsa da yer altındaki su rezervi yeterince artmıyor” dedi.

“Yağmur suyunu depolayacak drenaj sistemleri kurulmalı”

Yağmur suyunu depolamak için ayrı bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Tunçer, “Yağmur suyunun kanalizasyona bağlanmaması gerekiyor. Yollarda yağmur suyunu ayrı toplayacağımız drenaj sistemleri kurmamız gerekiyor. Belediye kırsaldaki köylerdeki kuyulara bile sayaç takıyor. Tabii oradaki halkın tarımda kullandığı suya sayaç takmak pek doğru bir şey değil ama şehrin içindeki kuyulara sayaç koymak çok doğru olur. Sonuçta bu kamu malı ve siz başkasının suyunu alıp kullanıyorsunuz, sondaj vuruyorsunuz. Sondaj maliyetli bir şey ama su petrolden daha değerli” ifadelerini kullandı.

Bir şehrin fazla büyümemesi gerektiğini savunan Tunçer, “Nüfus çok aşırı olduğu zaman tüketim de çok aşırı oluyor. Büyük kentleri dışarıya doğru dağıtmak ve yoğunluğu azaltmak lazım. İstanbul için bu çok önemli” diye konuştu.

“Deniz suyunu arıtarak tatlı su elde etmeliyiz”

Denizden su elde etmek için çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Tunçer, “Tuzlu suyu tesislerde arıtarak, tuzunu çökerterek tatlı su elde etmek mümkün. Bunun için enerjinizin olması lazım. İleride tatlı su giderek azaldıkça denizlerden, Akdeniz'den, Ege'den, Karadeniz'den suyu tuzundan arıtarak tatlı su haline getireceğiz ve onları kullanacağız. Bu da geleceğe yönelik yeni teknolojiler demektir” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —