ŞEKER DEYİP GEÇMEYİN ! ...
Erken teşhis ve iyi kontrol durumunda şekerden korkmayın.
İhmalkarlık durumunda ise en korkulası hastalıkların başında gelir.
Ailenizde şeker hastası varsa, şişmansanız hiçbir şikayetiniz olmasa bile yılda bir kontrol gereklidir.
Ağızda kuruluk, fazla su içme, sık idrar, iştah artışı, kilo artışı, görmede bulanıklık şeker belirtisi olabilir.
Yemeği takiben fenalık hissi hipogliseminin, bu da şekerin belirtisi olabilir.
Beden kitle indeksi 25 kg/m2´nin üzerinde ise şeker riskinden bahsedebiliriz.
Alkol, madde bağımlısı iseniz şekere adaysınız.
Sigara içiyorsanız hem şeker hem de kalp damar hastalığı riskini arttırıyorsunuz.
Hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız risk altındasınız.
Başta steroid olmak üzere çeşitli ilaçların şekere eğilimi yükselttiği veya iyi kontrollü olsa bile şeker dengesini bozduğu unutulmamalıdır.
Parmaktan kan şekeri ölçümü, idrar tahlili bile şeker teşhisi için yeterli olabilir.
Şeker hastalığı tespit edilirse; Endokrinoloji uzmanı, diyabet hemşiresi ve diyetisyen ile iyi bir iletişim halinde olmanız durumunda endişeye gerek yok.
Tabii ki söz dinlemek kaydıyla.
Söz dinlemeyen, iradesine sahip olamayan şeker hastalarını ise bekleyen tehlikeler:
Görme kaybı, haftada üç gün diyaliz, iyileşmeyen ayak yaraları.
Şeker hastası olmamak veya ihtimalı azaltmak veya süreci ötelemek için öneriler:
Aktif, dinamik bir yaşam: her gün yarım saat düz zeminde yürüyüş. İmkanı olanlar için yüzmeyi en iyi aktivite olarak tavsiye edebiliriz. Metro durağında beklerken dahi küçük adımlar sağlık için aslında büyük eylemlerdir. Diz sorunu olmayanların yürüyen merdivenlerde boş durmamaları, sağlık için adımlamaları çok fayda sağlayacaktır.
Sağlıklı, dengeli, düzenli beslenme:3 ana öğünü atlamamak, 2-3 ara/mini öğünler, doğru saatte doğru tercihlere özen göstermek, özellikle de sabah kahvaltısını yapmadan evden çıkmamak. Özetle her şey serbest ancak limitimizi bilmek ve irademize sahip olmak kaydıyla. Unutulmamalı ki zevkin sonu yoktur !
