Vatandaşlara, özellikle ihtiyaç olmayan ithal ürünlerin gereksiz tüketilmemesi çağrısında bulunan Yurdakul, hükümeti de ekonomik reformlar yapması, eğitimde kalitenin artırılması ve bilgi çağında üretim ekonomisine geçilmesi yönünde uyardı.
Yurdakul; ?Ekonomimiz yıllardır aynı yerde durmadan patinaj çekiyor. Ülkemizin her gün biraz daha battığı bu kum havuzundan kurtaracak yeni bir hamleye büyük bir ekonomik ve sosyal bir reforma ihtiyacımız var. Eğitim, yenilikçilik ve hak edenin hak ettiği yere gelebildiği sosyal ve ekonomik bir sıçrama yapmazsak ülkemiz kuma batmaya devam edecek. Eğitim, öncelikli meselemiz olmalıdır. Cumhuriyetimizin hedeflediği gibi fikren hür, fiziken sağlıklı nesiller yetiştirmek amacına yeniden dönmeliyiz. Az gelişmiş ülkelerden ancak bu yolla ayrılabiliriz aksi halde ülkemizi çok kötü günler bekliyor. Üreten ve rekabetçi bir ekonominin en önemli bileşeni yetişmiş iş gücüdür. Eğitimiyle ve hür iradesiyle bir dinamo görevi gören insan kaynağımız günden güne köreliyor. 65 ülkeden 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde yapılan PISA araştırmasında ülkemiz ancak 45´inci olabiliyor. Aynı araştırmada çocuklarımızın, okuduğunu anlama becerisi bakımından 42´nci olabilmesi oldukça üzücü. Üstelik aynı araştırmaya göre çocuklarımız, matematik alanında 44, Fen Bilimlerinde ise ancak 43´üncü sırada yer alabildiler. Şimdi soru şu; eğitimin önemini daha ne kadar görmezden geleceksiniz? Hükümet şapkasını önüne almalı ve eğitimdeki bu çöküşe bir ?dur? demelidir. Katma değer üreten ve gelişen bir ekonomi ancak eğitimle sağlanabilir. Siyasetçiler olarak, ülkemizi gelişmiş bir ekonomiye çevirmek için Türk Milletini kaliteli bir eğitimle buluşturmak zorundayız. Çünkü yapılan araştırmalara göre eğitim oranı yükseldikçe bilgi üretimi artıyor, yoksulluk azalıyor. Yükseköğretim mezunlarının %1.6´sı yoksul iken bir okul bitirmeyenler arasında yoksulluk %23.7´ye yükseliyor. Sadece bu da değil. Gelir dağılımını da adil bir hale getirmek zorundayız? dedi.
GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİĞE ÜZÜLMEYEN VİCDANSIZDIR
Yurdakul; ?Ülkemizde, zengini daha da zengin eden bir çark var. Bu çark, orta ve dar gelirli vatandaşlarımızı ise kelimenin tam anlamıyla öğütüyor. Bu tabloya üzülmeyenler ancak vicdansızlardır. En zengin %20, ülke gelirimizin %45.9´unu kazanırken, en az gelirli %20 vatandaşımıza ise ülke gelirinin ancak %.6.2´si kalıyor. Bir başka ifadeyle ülkemizdeki zenginler, fakirlerden tam 7.4 kat daha fazla kazanıyor yani fakirler ancak zenginler pastasını yedikten sonraki kırıntılarla idare ediyor. Soruyorum; bu adalet mi? İstatistikler ortada; 7.8 milyon vatandaşımız ayda 321 lira gelir elde ediyor. Buna kahrolmamak elde değil. Bu adaletsizliğe neden olan yanlışları terk ettiğimiz an ülkemizin de prangalarından kurtularak ileriye hamle yapacağına inanıyorum. Bu feraseti göstermek ve Türk Milletini refaha erdirmek zorundayız? dedi.
YURDAKUL´DAN VATANDAŞLARA DIKKATLI OLUN UYARISI
Hassas bir ekonomik dönemden geçildiğini ifade eden Yurdakul ?Vatandaşlarımızın dikkatli olmasını rica ediyorum. Dünyanın tasarrufu teşvik ettiği, hane halkı harcamalarını kontrol etmeye çalıştığı bir dönemde AKP Hükümeti, vatandaşlarımızı harcamaya teşvik edecek ve Türk Milletini biraz daha borçlandıracak politikaları hayata geçiriyor. Bugün her 10 kişiden 7´sinin borcu var, 53 milyon Türk borçla yaşıyor. Kira ödeyemeyenler, ev kredisini ödeyemeyenler ve gelen ihbarnameler ülkemizi sosyal bir yıkıma sürüklüyor. Borç nedeniyle yıkılan yuvalar, hayatları alt üst olan aileleri hepimiz görüyoruz. Tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum; bir memur çocuğu olarak tasarrufun kıymetini öğrenerek büyüdüm. Kendim de bir memur olarak ayağımı daima yorganıma göre uzattım. Umarım vatandaşlarımız özellikle ithal edilen ürünlerde aşırıya kaçmazlar ve umarım ihtiyaçları olmayan alışverişlerde bulunmazlar. Gelecekteki gelirlerimizi harcayan ve çocuklarımızı bile borçlandıran hükümet, hesapsız yatırımlarının maliyetini yeni vergilerle vatandaşımızın sırtına yükleyebiliyor. Bir kanunla veya bir bakanlar kurulu kararıyla vatandaşın sırtından bütçesini arttırabilen hükümetin bilmediği bir şey var; vatandaşlarımız, paraları bittiğinde mazot ve LPG´ ye zam yaparak para kazanamıyorlar. O nedenle vatandaşlarımızı, hoyratça para harcayan hükümet gibi davranmamaları hususunda bir kez daha uyarıyorum. Bu zor zamanlardan çıkışın yolu, olabildiğince yerli malı kullanmak, gereksiz harcamalardan ve özellikle borçlanmadan uzak durmak olacaktır? dedi.