BAKAN AVCI, KAMIŞLI´DA RUS ASKERİ VARLIĞINI DOĞRULADI
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu´nda Kamışlı´ya konuşlanan Rus askeri gücü tartışıldı.CHP Grup Başkanvekili Engin Altay´ın Kamışlı bölgesinde Rus askerlerinin yığınak yapmasıyla ilgili bilgilendirme talebi üzerine hükumet kanadından nöbetçi bakan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcıbilgilendirme yapmak üzere Genel Kurul´a geldi. Avcı, ?Bu açıklamayı Milli Eğitim Bakanı olarak değil nöbetçi bakan olarak yapıyorum çünkü daha sonra ?Milli Eğitim Bakanı niye bu işlerle uğraşıyor?´ gibi polemiklere de neden olmak istemiyorum.? diye söze başladı.
Kamışlı´yla ilgili sorulan soruya Dışişleri Bakanlığı´ndan verilen bilgiyi paylaşmak istediğini kaydeden Bakan Avcı, ?Suriye´de rejim güçlerinin kontrolünde olan yerleşim yerlerinde, bölgelerde rejim güçleri ile Rusların birlikte hareket ettikleri doğru. Kamışlı´da da rejim güçleriyle birlikte belli bir Rus askeri varlığının söz konusu olduğu doğru. Burada, Kamışlı´da rejim güçleri, Rus askerleri ve PYD birlikte hareket ediyorlar. Dışişleri Bakanlığının verdiği bilgi bu.? dedi.
ÖZDAĞ: PKK VE PYD TÜRKİYE´NİN GİRİLMEZ BÖLGE OLARAK İLAN ETTİĞİ BÖLGEYE NÜFUZ EDELİ ÇOK OLDU
Nöbetçi Bakan Nabi Avcı´nın açıklamaları üzerine MHP Grubu adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ şu açıklamalarda bulundu:
?Sayın Bakana verdiği bilgi için çok teşekkür ediyorum.
Önceden, Millî Eğitim Bakanı olduğu hususunun altını çizmesi, hakikaten, bu cevaptan sonra çok da iyi oldu, yerini buldu, teşekkür ediyorum. Dışişleri Bakanlığı sadece size bugün bizim sabah gazetelerde okuduğumuz hususu da bildirmiş ama onun dışında bir şey yok bu açıklamada. Oysa, Meclisin bilmesi gereken husus, Suriye´nin kuzeyinde bir taraftan Cerablus´un hemen altından, Amerikan birlikleriyle birlikte veya Amerikan özel kuvvetleriyle birlikte PKK ve PYD´lilerin hareket içerisinde oldukları ve Türkiye´nin girilmez bölge olarak ilan ettiği bölgeye nüfuz edeli çok olması?Aşağı yukarı 20 kilometre bir mesafe kaydettiler ve bu 90 kilometrelik alan, Türkiye´nin ?girilmez? dediği, Halep´in kuzeyi de iyiden iyiye daraldı; 70, 60 kilometreye kadar düştü. Bu konuyla ilgili, Hükûmetin çok açık bir tavrı olmasına rağmen, ?Buraya kimse nüfuz edemez, PKK buraya giremez.? demesine rağmen PKK girdi ve ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetiyle de alay eden açıklamalar yapıyor.
Öbür taraftan, yine, Suriye´nin kuzeyinin diğer ucunda ise PKK, PYD, Suriye rejimi ve Rusya arasında bir iş birliğinin olduğunu görüyoruz. Bütün bunların Türkiye´nin millî güvenliğini yakından ilgilendirdiği ve tehdit ettiği ortada ve Ankara´da Hükûmetin temsil ettiği pozisyonu da açık bir şekilde ihlal ediyor, tehdit ediyor, millî güvenliğimizi tehdit ediyor. Fakat, bu konuyla ilgili ne yazık ki ne Hükûmetten yoğun bir bilgi, bırakın yoğunu, az bir bilgi veya protestoyla bile karşı karşıya değiliz.Bir suskunlukla geçiştiriliyor hatta girenlerin Arap birlikleri olduğu, PYD, PKK´lılar olmadığı gibi açıklamalar da yapıldı. Bu doğru değil, bunların PKK´lı, PYD´li olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna ne zaman tepki gelecek? Türkiye bu ?girilmez? dediği alana yapılan saldırıyı engellemek için ne zaman, hangi tavrı alacak, merakla bekliyoruz Sayın Bakan.
TÜRKEŞ: TÜRKİYE´NİN DIŞ POLİTİKASI VE GÜVENLİK KONULARI BURADA KONUŞULMAZ, KONUŞULAMAZ
MHP ve HDP grup başkanvekillerin Bakan Avcı´nın açıklamalarından tatmin olmadıklarını ifade etmesi üzerine Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş söz istedi. Meclis Başkanvekili Pervin Buldan´ın söz vermesi üzerine kürsüye çıkan Türkeş şu açıklamalarda bulundu:
?Şimdi, gündemimizde bu olmadığı hâlde yani siyasi parti gruplarının bir mutabakatı olmamasına rağmen, tabiri caizse, piyasadaki adıyla korsan bildirilerle Türkiye´nin dış politikası ve güvenlik konuları burada konuşulmaz, konuşulamaz.
Yani bunun bir gündeminin olması lazım ve bu gündemle birlikte konuşulması lazım.
İki, birçok partinin yetkilisi ısrarla gazete haberi hâline gelmiş bir konuda bilgi soruyor. Sayın Bakan o arada Dışişleriyle görüştüğü için o burada Genel Kurula bilgi arz ediyor, sonra da çıkıp ?İtiraf etti.? diyorsunuz. E, peki, muhalefetteki saygıdeğer grup başkan vekilleri, milletvekilleri, Sayın Özdağ, Sayın Baluken, Suriye´de yaşıyor gibi yetkin bilgiler veriyor, onlarınkini de itiraf diye mi mesela Sayın Baluken´inkini -PYD adına resmî açıklama yapıyor- itiraf etti diye mi o zaman algılamalıyız?Yani Genel Kurul bir soru soruyor, bir sayın bakan Hükûmet adına bilgi verdiğini ifade ediyor, arkasından dönüp ?İtiraf etti.? diyorsunuz.
Şimdi, bunlara değindikten sonra, Suriye, uluslararası kurallara göre problemli ama hâlâ egemen bir ülkedir ve Suriye rejiminin dışında o bölgede bulunanların hepsi farklı gruplardır. Terör gruplarının size yakın olanı iyi, öbür tarafa yakın olanı kötü olamaz. Terörist, teröristtir. Yani benim teröristim öbür teröristle kavga ediyor, onun için benim teröristim iyi... Bu algıyı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu çatının altında ifade etmemek lazım.
Şimdi, Rus birliklerinin Suriye´de konuşlanması, yani Kamışlı´da, Türkiye hududuna yakın bir yerde konuşlanması ve bunu da bazı kıymetli arkadaşlar bir tehdit midir, yani Türkiye´ye karşı bir hazırlık mıdır diye? Ben, sadece, Genel Kurula bilgi arz ederken Türkiye´nin bir NATO ülkesi olduğunu ve Kamışlı´da miktarı ne olursa olsun -Suriye´de zaten Rusya Federasyonunun yaptıklarını biliyoruz-oradaki birliklerin NATO üyesi olan Türkiye´ye karşı bir tehdit olamayacağını saygıyla arz ediyorum.
ÖZDAĞ: ALPARSLAN TÜRKEŞ´İN PERSPEKTİFİNDEN BAKINCA DAHA İYİ GÖRÜLÜYOR, RECEP TAYYİP ERDOĞAN´IN PERSPEKTİFİNDEN GÖRÜLMÜYOR NE YAZIK Kİ
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş´in kendisine sataşmasından dolayı söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ´ın Türkeş´e cevabı şu şekilde oldu:
?Sayın Başkan, değerli Meclisin değerli üyeleri; doğrusu on sene düşünsem bir gün Sayın Türkeş´in bana sataşmasından dolayı buradan konuşma yapacağım aklıma gelmezdi. Hayat böyle.
?Suriye egemen bir devlettir.? dedi Sayın Bakan. Bunu Hükûmetin hatırlamış olma hususu çok önemli. Bakın, Suriye´nin egemen bir devlet olduğunu Hükûmetin temsilcisi çok net bir şekilde açıkladı. Bence yarın bütün gazetelerin manşetlerinde yer alması gereken husus budur, birincisi bu.
İkinci husus, yine Sayın Bakan, bu ülkedeki terörist örgütleri, şu terörist örgüt, bu terörist örgüt?sana uyan terörist örgüt, buna uyan terörist örgüt şeklinde yaklaşılamayacağını, teröristin terörist olduğunu ifade etti. Doğrusu buna yüzde 100 katılıyoruz. O zaman, neden bazı terör örgütleriyle -buna PYD dâhil- bu Hükûmet geçmişte görüştü ve yine, neden uluslararası çerçevede terörist örgüt olarak kabul edilen bazı örgütlerle de ilişkisi olduğuna, hatta desteklediğine dair iddialar dolaşıyor ortada. Bunların da muhakkak cevaplanması lazım.
Peki, nasıl oluyor da, muhalefette hem de Sayın Bakanın oturduğu eski koltukta oturup Suriye´nin içindekileri Hükûmetten daha iyi görüyoruz, daha iyi biliyoruz konuları? Bu da oturduğunuz yerdeki perspektife bağlı. Alparslan Türkeş´in perspektifinden bakınca daha iyi görülüyor, Recep Tayyip Erdoğan´ın perspektifinden görülmüyor ne yazık ki.
Başbakan Yardımcısı Y. Tuğrul Türkeş, Özdağ´ın sözlerinin bitimiyle birlikte TBMM oturumunu terk etti.
Haberiniz.com.tr