Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Ekonomi Bölümü´nün düzenlediği ´Akdeniz Ülkelerinde Ekonomik Modelleme´ başlıklı seminere katılan Prof. Dr. Bayar, "Türkiye´de yaşanan son gelişmelere bağlı olarak ekonomik aktörler belirsiz bir ortamda çalışmak zorunda. Bu belirsizlik içinde ne yatırım, ne üretim olur, ne de insan kaynakları gelişir. Bu gidiş orta ve uzun vadede ekonomiye zarar verecektir" dedi.
Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu, Dünya Bankası, IMF, Uluslararası Çalışma Örgütü gibi uluslararası düzeydeki kuruluş ve teşkilatlarda danışmanlık ve eğitim hizmetleri de veren Ekonomi Profesörü Ali Bayar, İzmir´de, Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğrencilerine, Akdeniz ülkelerinde uygulanan ekonomi modelleri hakkında bilgi sundu. Türkiye´deki döviz paritesindeki değişimlerin, Türkiye´deki gelişmelerden ziyade, uluslararası finansal piyasaların etkisiyle yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Bayar, "Dolardaki değişimleri ekonomik yöntemlerle ön görmek çok zor. Çünkü finansal piyasalardaki işleyiş, reel ekonomiden oldukça bağımsız. Kısa vadeli dalgalanmalar da spekülatif hareketlere yol açıyor. Türkiye´de dolardaki değişimler ise ülkedeki gelişmeler ve uluslararası finansal piyasaların etkisiyle, doların euro´ya karşı değer kaybetmesiyle bağlantılı" dedi.
´TÜRKİYE UZUN VADEDE DÜŞÜNMELİ´
Son günlerde gündeme gelen Türkiye´de erken seçim ihtimalini değerlendiren Prof. Dr. Bayar, uluslararası yatırımcıların, belirsizlik ortamından uzak duracağını savundu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının da her zaman şeffaf olmadığını belirten Prof. Dr. Ali Bayar, "Türkiye´de yaşanan son gelişmelere bağlı olarak ekonomik aktörler belirsiz bir ortamda çalışmak zorunda. Bu belirsizlik içinde ne yatırım, ne üretim olur, ne de insan kaynakları gelişir. Pazar ekonomisinde kurumlar son derece önem arz eder, bu nedenle kurumlarımız güçlü olmak zorunda. Kurumların ne olacağı belirsizse, uzun vadede yatırım yapmak güçleşir. Yabancı yatırımcı bu koşullar içinde gelmez. Bu gidiş, orta ve uzun vadede ekonomiye zarar verecektir. Türkiye kısa vadede değil, uzun vadede düşünmeli ve adımlarını buna göre atmalı" diye konuştu.
´GÜMRÜK BİRLİĞİ´NDE REVİZYON ŞART´
Prof. Dr. Ali Bayar, Türkiye´nin Gümrük Birliği gibi hayati önemde bir anlaşma öncesinde hiçbir etki ve senaryo analizi yapmadığını savunarak şunları söyledi:
"Avrupa bu konuda detaylı bir çalışma yürüttü ve müzakereleri bu bilgi ve senaryolar ışığında imzaladı. Anlaşma, şu andaki haliyle Avrupa´nın lehine. Avrupa´ya ihracat yapan en büyük ülkelerden biriyiz. Türkiye, masada elindeki kozları iyi değerlendirip uzun vadeli düşünmeli ve Gümrük Birliği konusunda reformlar içiren değişiklikler yapılmasını sağlamalı. Anlaşma, kamu alımlarını, hizmetleri ve tarım gibi kalemleri içerecek şekilde genişletilirse bize faydalı olabilir."
´3 KUŞAKTAN ÖNCEKİLER BİLE ENTEGRE OLAMADI´
Dünyada yaşanan mülteci krizinin yalnızca iktisadi bir sorun olmadığını, sorunun sosyal boyutlarını da hesaba katmak gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Bayar, "Mülteci krizinde olaya kısa vadede bakılıyor. Bazı işveren çevrelerin veya politikacıların söylediği gibi bu insanları hemen işgücüne dahil etmek oportünist bir tutum. Özellikle Avrupa´da bu insanların işgücünü kullanmak kolay değil. Öncelikle dil ve eğitim sorununu, kalifiye eleman sorununu çözmek gerekiyor. Almanya´ya baktığınızda, birkaç kuşak önce gelmiş insanların bile hala ülkeye entegre olamadıklarını görüyoruz. Ülkede çok fazla sosyal, güvenlik ve kültürel sorunlar var. Açıkçası bizim de bu insanları ülkemize entegre edebilmek için olumlu bir ekonomik tablomuz mevcut değil" dedi.
İNGİLTERE´NİN BİRLİKTEN AYRILMASI AB´NİN LEHİNE OLUR
İngiltere´nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılması durumunda, orta ve uzun vadede euronun tekrar güç kazanacağını söyleyen Prof. Dr. Bayar, "İngiltere´nin AB´den çıkma ihtimali çok yüksek. Bunun kısa dönemde Euro´ya etkisi olumsuz olur, ancak uzun dönemde olumlu yansır. Euro, orta vadede tekrar güç kazanır. Ayrıca AB´nin daha ileri ve daha derin entegrasyonu için güç katar. Fakat orta vadede eurodan önce doların yükselme ihtimali daha yüksek görünüyor. Bunu da Çin´in finansal krize girme ihtimalinin yüksek olmasına bağlıyoruz. Çin´de 2-3 yıl içinde ekonomik kriz olma ihtimali çok yüksek. Çin´de başlayacak bir krizin Amerika´yı çok daha fazla etkilemesi olası. Dolayısıyla trendin doların yükselmesi yönünde olacağını düşünüyorum" diye konuştu.