Geçtiğimiz Pazar günü, Ortadoğu Gazetesi yazarlarından değerli kardeşim İsmail Özdemir´le birlikte son çıkan kitapları almak için bir kitabevine gittik.
Ortadoğu Gazetesi yazarlarından değerli kardeşim İsmail Özdemir´le birlikte son çıkan kitapları almak için bir kitabevine gittik. Orada okuyabileceğimiz kitapları seçerken gözüme bir kitap ilişti. Kitabın yazarı MHP üzerinde çıkardığı fitnelerle ve attığı iftiralarla bilinen, bu özellikleriyle meşhur biriydi. Kitabı elime aldım, sayfaları karıştırdım, yazarının yine bilinen iftira ve yalanlarıyla MHP´ye saldırdığını gördüm. Kitabı yerine geri bıraktım, sonra tekrar Başbuğ Alparslan Türkeş´le ilgili yazdığı ve gözüme ilişen yerler aklıma geldi ve kitabı alacaklarımın arasına koyarak onu da aldım. Bir gün sonra merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş ile ilgili kitaptaki bölümleri okudum. Kitaptan özellikle şu cümleleri not aldım.
- "Türkeş´in ABD serüveni sorgulanmaya muhtaçtır."
***- "Türkeş katıksız bir ihtilalciydi ve pragmatikti. Diyeceksiniz ki, madem Türkeş komitacı yani ihtilalci o zaman sonra neden demokrasiyi tercih edip partilere girdi ve siyaset yaptı? Başka yolu kalmadığı için."
***- "Alparslan Türkeş pragmatistti ve uluslararası güç dengesini biliyordu. Dolayısıyla onun kendini ve gençliği kullandırması iktidara ulaşma adınaydı. Kuşkusuz bu yapılan asla doğru değildi. Hele hele ülkücü gençler hiçbir şeyin farkında değildi."
***- "Türk milliyetçiliğini cephe ideolojisi yapması iyi olmamış ve esası vatanseverlik ile bağımsızlıkçılık olan milliyetçiliğin faşizm gibi algılanmasına katkı sunarak aslında onu bir bakıma hedefe oturtmuştur."
***- "Parayla ilişkisi iyiydi yani pek severdi."
***
- "Gelelim hükme!
Türkeş dava adamı mıydı?
Dürüst olmam gerekirse gözü kapalı olarak öyleydi diyemem.
İnancı, ahlakı ve fikirleri vardı ama uğruna canını verecek bir davası olduğuna inanmam!
Fikri Türkiye´deki pek çok politikacı gibi konjonktüre göre değişti ya da şekillendi."
***
- "Alparslan Türkeş de o liderler misali değişen zamana göre ayrı bir kalıba giriyordu. Bir dönem Turancı, komitacı ve ihtilalci, bir dönem Türkçü, bir dönem Türk/İslam sentezcisi, bir dönem darbe karşıtı demokrat ve bir dönem çoğulcu ve de Atatürkçüydü. Sahici olan hangisiydi? Hepsi ya da hiçbiri? Dedik ya iklime ve şartlara göre şekillendi. MHP´yi dükkânı gibi görürdü. Ülkücüleri de önce kendisinin sonra da ülkenin fedaileri. Derinliği yani entelektüel tarafı yoktu. Derviş hiç değildi. Hep asker ve komitacılık tarafı ağır bastı. Hesapları sürekli kendi şahsi eksenindeydi."
***
- "Benden sonra MHP ne olur ya da ülke nereye gider gibi açıktan görülebilen bir tasası yoktu. Değil lider adaylarını yetiştirmek, yeni ve iddialı bir kadro kurmak gibi arayışlara hiç girmedi. Milliyetçilik ideolojisini metotlaştıramadı. Milliyetçi bir burjuva ve aydın sınıfını yaratamadı. Mütedeyyin çevrelere güven veremedi."
***
- "Yaşlanan Türkeş Türk milliyetçiliğini zenginleştirip metotlaştırmadı ve vizyonlu kadroları yetiştiremedi."
***
- "Daha da önemlisi gençliği motive edecek yeni rüzgâr yaratamadı ve MHP milliyetçiliği 90´lı yıllarda tamamen maziyle avunan bir kimliğine büründü. 90´lı yılların MHP´si büyük davaların hareketi değil de Türkeş beyin şeref madalyası kimlikli mütevazı bir dükkânı hüviyetindeydi."
***
Evet, son MHP kongresinde kendilerine "Değişimci" diyenlerin akıl hocası olan ve onların büyük hayranlıkla referans aldıkları bu yazar, Başbuğ Türkeş´le ilgili düşüncelerini bu şekilde ifade etmiş ve adeta içindekileri kusmuş. Eskiden sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye iftira ve yalanlarla saldırırdı. Şimdi ise bulunduğu yerin hakkını tam verebilmek adına Başbuğ Alparslan Türkeş´e de saldırıya geçmiş. Şu cümlelerdeki itibarsızlaştırma ve değersizleştirmeye bakar mısınız?
Bu yazarın Başbuğ Türkeş´le ilgili cümlelerinden bir kaçını okurken sosyal medya sayfalarımda "Bu sözlerin yazarı sizce kimdir?" diye paylaşmıştım. Yazarı doğru bilenler olduğu gibi, bu yazara benzer birçok kişinin ismini de bu paylaşım altına yorum olarak yazmışlardı. Elbette Ülküdaşlarımız da haklıdır. MHP´ye o kadar adi ve alçak saldırı var ki, çok isim zikretmeleri de kendileri açısından haklıdır.
Başbuğumuz Alparslan Türkeş´le ilgili bu cümlelerin yazarı Sabahattin Önkibar, kitabının ismi de "İşte İslam´ın ve Türklüğün Katilleri" idi.
Kimse şaşırmadı değil mi?
Dün Yeniçağ Gazetesi Ankara temsilcisi iken sadece MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye saldırıyordu. Bugün Doğu Perinçek´in Aydınlık gazetesine geçince MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye saldırısı yanında, Başbuğ Alparslan Türkeş´e bu ifadeleri kullanabilir noktaya geldi.
Sabahattin Önkibar aynı 1980 öncesi MHP içine sızan ya da MHP´li maskesi takan provokatör ve ajanlar gibi kalem oynatmaktadır. Geçmişte Ali Yurtaslan diye biri vardı, o da "MHP itirafçısı"diye soluğu Aydınlık Dergisi´nde almıştı. Aydınlık ekibi de Ali Yurtaslan´ın anlattığı iftira ve MHP karalamalarını kitaplaştırmıştı. Ergin Örgügören´ler, Hicabi Koçyiğit´ler, Ömer Tanlak´lar, Adnan Özçiftçi´ler gibi itirafçı- iftiracı isimler de Sabahattin Önkibar´ın benzerleridir. Dün Aydınlık sayfalarını bu isimler paylaşıyordu, şimdi ise Sabahattin Önkibar gibi bir isim onların misyonunu yaşatıyor.
Bazı şuursuz ve idrak yoksunları da, hala Sebahattin Önkibar´ı MHP´li ve Ülkücü sanarak ve onun yazılarını referans alarak MHP´ye saldırıyor.
Sabahattin Önkibar´ın maskesini defalarca düşürmüştük, son kitabında yazdıklarıyla da o kendi kendini tamamen ele vermiştir.
Dünlerde "Açık söyleyeyim hareketin mimarı Alpaslan Türkeş´in MHP´si bile bugünün MHP´sinden çok daha demokrattı." diyerek Başbuğ Alparslan Türkeş üzerinden MHP´ye saldıran adamın bugün Başbuğ Alparslan Türkeş´e yönelik yazdığı düşüncelere bakar mısınız?
"Türkeş, MHP´yi dükkânı gibi görürdü." diyor. Davası için hapislerde yatmış, işkence görmüş, idamla yargılanmış, çileler çekmiş Başbuğ Türkeş´e bunları diyenin ar damarı çatlamıştır.
Biz bunun çatlayan ar damarını yıllardır yazıyoruz. Bu adamın maskesini sürekli düşürdüğümüz gibi MHP´li ve Ülkücü maskesi takarak bizlere hakaret edenlere de bu yazı umarım kapak olmuştur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de işte bunun gibiler tarafından sürekli düşmanlık görmektedir. Dava çizgisinden yıllardır sapmadığı için de büyük bir dava adamıdır. Bu gibilerin saldırıları da dava adamlığını sürekli tescillemektedir.
Bu vesileyle geçtiğimiz günlerde idrak ettiğimiz Başbuğumuz Alparslan Türkeş´in 97. doğum yıl dönümünü de özlem ve hasretle kutladığımı da belirtmek istiyorum. Başbuğ Alparslan Türkeş´in ölümsüz fikirleri kıyamete kadar yolumuzda ülkü ışıkları olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
YILDIRAY ÇİÇEK