MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Bahçeli´nin konuşmasından satırbaşları şöyle: "Terörle mücadele amansız şekilde sürmektedir. Bir o şekilde şehitlerimiz bizleri acıya boğmaktadır. Devlet yana yatarken, terörizm kangreni hızla yayılmaktadır. Biz her seferinde şehit haberi almaktan bunaldık. Gün geçmiyor ki acı bir haberle kahrolmayalım Şahadetler son bulsun istiyoruz, artıyor. Türk milleti adeta ölümle imtihan ediliyor, can pazarında kıvranıyor. Terörizm ne kadar zalim, ahlaksızsa, bu aziz millet o kadar güçlü, sabırlı, soyludur. Allah´ın izniyle kanlı örgüt döktüğü kanda boğulacaktır. Terör destekçileri, terörizmin kuryeleri açtıkları nifak çukurlarına gömüleceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti bunu başarak güç, azim ve inançtadır.
Devlet, milletiyle bir ve bütündür. Heyecan ve hedefler aynı geleceğe sabitlenmiştir. Bu vatan 3-5 soysuzun eline düşmeyecak kadar onurludur. Türkiye rüştünü ispatlamış bir devlettir. Bağımsızlığın bedelini asırlar içinde defalarca ödemiştir. Bunun aksin iddia eden kokuşmuşlar takatları yeterse bu milletle boy ölçüşecektir. Mukaddesatımıza yan gözle bakan hayrını göremez, yok öyle karamsarlığa tamah etmek, kötümserliğe geçit vermek. Destekse istenen şartsızdır, katkıysa aracısızdır. Yeter ki terör illetinden kurtulalım, terörizm kuşatmasını birlikte yaralım. Bir vatan, bir millet kaybetmeden derlenip, toparlanalım. Kahramanlar Nusaybin başta olmak üzere ülkemin değişik yerlerinde mücadele verirken, Ankara´da post mücadelesine kapılmayalım. Titreyelim, kendimize gelelim, ihanete mızrak gibi, kurşun gibi saplanalım.
Türk milleti kendi hayat alanını çizip korurken vesveseci anlayışa takılmadı. Teslimiyetçi lobilere aldırış etmedi. Oluyor, başaramayacağız diyenlere kulak asmadı, kaale almadı. Mustafa Kemal´in Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma yaşananların özünü anlatmıştır. 29 Ekim 1923 kuruluş yılı, hiçbir şart karşısında darbelenemez, yıkılamaz.
Buna da hiçbir faninin ömrü yetmez. Her Türk vatandaşı bu gerçekleri tasdik edecektir. Ne yeni bir sisteme, yeni bir rejime gerek yoktur. Sonu macera olan arayışlara gerek yoktur. Devletin yeniden tanım ve tarif konusunda millet tamam diyorsa o zaman gündeme alınmalıdır. Her söz zaman kaybı, her teşebbüs yeni bir çatışma kaynağı olacaktır.