Geçen yıl üniversite tercihlerinde tıp için ilk 40 bin aday, hukuk içinse ilk 150 bin aday içinde olma kriteri yani ´başarı sırası barajı´ getiren Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu yıl üniversite sınavına girecek yaklaşık 2 milyon gençten mühendislik bölümlerini tercih edecekler için de ´baraj´ getirdi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, ziraat, su ürünleri ve orman mühendisliği dışındaki mühendislik bölümleri için ´başarı sırası barajı´ uygulamasına geçildiğini, sırada mimarlık bölümlerinin olduğunu açıkladı. Artık, MF-4 puan türünde 240 bin başarı sırasını aşamayan adaylar, mühendislik tercihi yapamayacak.
ÜÇ MÜHENDİSLİK HARİÇ: Ziraat, su ürünleri ve orman dışındaki mühendislik bölümlerinde başarı sıralamasını, ilgili puan türünde 240 bin olarak belirledik. Başarı sırası getirilen programların ortak özelliği meslek üreten programlar olması ve bu programların mezun profilini yükseltmeye çalışıyoruz. Birçok ülkede tıptan ve hukuktan mezun olduktan sonra meslek sınavları var ama Türkiye´de yok. Vakıf üniversiteleri isterlerse başarı sırasını tıp ve hukuktaki gibi yukarı çekebilirler. Mimarlık bölümleriyle ilgili de buna münhasır bir karar alacağız. YÖK´ün önceliği kalitenin artması.
SINAV SİSTEMİ ADİL: Üniversiteye giriş sisteminin adil olup olmadığı sorgulanmıyor. Anadolu´da fakir bir ailenin çocuğu da bu merkezi sistemle Türkiye´nin en başarılı üniversitesine girebiliyor. Sınav sistemi adil ama iyileştirmeler yapılabilir.
AİLELER RAHAT OLSUN: Ailelerin rahat olmasını istiyoruz. Bu sene üniversiteye giriş sisteminde yapısal bir değişiklik olmayacak. Sınav sayılarının artmasına sıcak bakıyoruz, bununla ilgili çalışma da yapılıyor ama bugünden yarına alınacak bir karar değil. Açık uçlu, yani belli bir matematiksel işlemin varacağı son neticenin yazılacağı veya bir isim tarihin sorulacağı soru sistemine geçilmesi taraftarıyız. ÖSYM bunu yapabilir.
PEDAGOJİK FORMASYON: Ülkenin ihtiyaçları ve gerçeklerini de sarf-ı nazar etmeden, öğretmen ihtiyacının olduğu yerlere ağırlık vererek bir formüle varacağımızı düşünüyoruz. Pedagojik formasyona prensip olarak karşı değiliz. Milli Eğitim´in işgücü planlamasına dikkat etmek durumundayız. Önümüzdeki genel kurullarda bu formasyonların hangi alanlarda ne kadar verileceği hususunda bir açıklamamız olacak.
BÜTÜNLEME SINAVI HAKKI ÜNİVERSİTENİN: Üniversitelerimize yetki devrine başladık. Yatay geçiş kontenjanlarından sonra bütünleme sınavı açıp açmama yetkisini de üniversitelere devrediyoruz.
YÖK KÜÇÜLMELİ: YÖK´ün kaldırılması sürekli gündemde, ancak yerine nasıl bir yükseköğretimin inşa edileceği tartışılmıyor. Şahsi kanaatim, YÖK´ün küçültülmesi, yetkilerinin bir kısmının başka kurumsal yapılara devredilmesi. Bunun belli bir süreçte ve diğer organizasyonların tamamlanmasıyla eşzamanlı yapılması gerekiyor. YÖK´ün eski imajını sırtımızda taşımak istemiyoruz, bugünkü uygulamalarıyla değerlendirilmesini istiyoruz.
BOŞ KONTENJAN 38 BİN: Üniversitelerde boş kontenjan sayısını 38 bine indirdik. Yüksek lisans ve doktora kriterlerini de yükselttik. Zira doktora, yüksek öğretimi bütünüyle besleyen ana damardır. Orada bir sıkıntı çıkarsa bunu by-pass etme imkânı da yok. Tıp ve hukuk gibi programlarda sıkıntılar vardı, onlara yönelik birtakım tedbirler aldık.
