AKP, Türk Ordusu´ndan Öylesine Nefret Etmektedir ki...
TSK Belediye Zabıtası Yerine Konursa...
Bir Millet Ordusunu Aşağılamaya Başlamışsa...
"TSK´nın illerdeki temsilcileri olan garnizon komutanları milli bayramlarda protokoldan çıkarılmış. Bugün Resmi Gazete´de yayınlanan yeni yönetmelik ile yeni protokol listesi yayınlanmış.
Oysa Türk Milleti´nin bugünleri milli bayram olarak kutlamasını sağlayan Türk ordusunun döktüğü kan, verdiği şehitler ve gazileridir. Türk ordusu sadece İstiklal Harbi´nde ulaştığı sonuçlar ile yetinmemiştir. 1923´den bu yana Türk Ordusu Türk vatanında bağımsız bir devlet ve millet olarak yaşamamız için savaşmaya devam etmektedir. Sadece 1984 sonrasında PKK ile verilen mücadelede TSK´nın binlerce general, subay, astsubay ve erini şehit verdiği unutulmamalıdır. AKP´nin yeni protokol listesinin yayınlandığı bugün dahi Türk Ordusu, Türkiye´nin birliği için Türkiye içinde ve dışında şehit vermeye devam etmektedir.
AKP, Türk Ordusu´ndan öylesine nefret etmektedir ki, önce FETÖ´nün Türk ordusuna kumpas kurmasının önünü açmış, ordumuzun içeriden çürümesine yol açmış, şimdi 15 Temmuz sonrasında ise kurumsal olarak köklerini imha ve saygınlığını yok etme operasyonlarına bir başka boyutta devam etmektedir. AKP´li siyasetçilerin anlamadığı bir husus vardır. Anadolu´da yaşamak güçlü bir orduya bağlıdır. Güçlü ordu, sadece silahı güçlü olan ordu değildir, kendi milli sistemi ve halkın vicdanından sevgi ve saygı duyulan ordu demektir. Ordunun saygınlığına vurulan darbe aynı zamanda milli savunmaya vurulan darbedir. Ergenekon-Balyoz sürecinde AKP çok uyarıldığı halde kendisini herkesten akıllı zannetmiş ve yoluna devam etmiştir. Bu yol onu ve ülkemizi 15 Temmuz FETÖ´cü darbesine götürdü.15 Temmuz darbesinden ders çıkarmak yerine, ruhlarının derinliklerindeki derin Türk Ordusu düşmanlığı ile 15 Temmuz sonrasını orduyu FETÖ´den arındırarak güçlendirmek yerine, TSK´yı güçsüzleştirmek ve belediye zabıtası ruh haline sokmak için fırsat olarak değerlendiren AKP ülkemizi yeni bir felakete sürüklemektedir.
Yıllar önce ´Askeri Mecmua´daki (TSK´nın resmi yayın organı idi) bir makalede 1936´da Paris´teki askeri ataşemizin Ankara´ya yolladığı bir raporunu okumuştum. Askeri ataşemiz Paris´te bir cafede otururken, bir garsonun bir Fransız subayı ile olan konuşmasında subayı nasıl aşağılandığından hareket ile şu tespiti yapıyordu: ´Fransız ordusu yaklaşan savaşı kaybedecek. Çünkü bir millet ordusunu aşağılamaya başlamış ise yenilgisi cephe gerisinde başlamış demektir´. Aşağı yukarı bu anlamda idi rapor. 3 sene sonra Fransız ordusu Alman ordusu karşısında tarihinin en utanç verici mağlubiyetine uğradı.
Bugün ordumuz Suriye´de savaşıyor. Musul´da yeni bir hareket başlayabilir. Türkiye içinde terör örgütlerinin saldırılarını göğüslüyor. Kısa bir süre sonra Afrin´e bir harekat başlayabilir. Washington ile Ankara arasında büyük bir gerilim var. Sadece ABD-Rusya gerilimi değil, NATO-Rusya gerilimi de artıyor. Ortadoğu´da büyük bir çatışma ihtimali var. Özetle, FETÖ ile birlikte yıllarca kumpas kurulmasına izin verdiğiniz, milliyetçi-vatanperver kadrolarını ´Ergenekoncu´ diye tasfiye ettiğiniz Türk Ordusu´na veya sayenizde ondan geriye kalanın ruhuna daha fazla saldırmayın.
Bu satırları yıllarca Türk Ordusu üzerinde çalışmış, kitaplar yazmış, dersler vermiş ve en son kitabı Kasım 2013´de ´Kendi Ülkesinde Kuşatılan Ordu:TSK´ olan bir akademisyen ve siyasetçi olarak yazıyorum. Bu yazdıklarım siyasi karalama değil, milli güvenlik ile ilgili tespittir. Dinlerseniz, kulak verirseniz sizin için ve ülkemiz için iyi olur. Dinlemez iseniz ne yazık ki, bir millet olarak hepimiz için kötü olacak."