Birincisi Anadolu’nun kapısını Türklere açmış, ikincisi ise işgal altındaki vatanı kurtarmıştır. Tarihimizdeki iki büyük zaferin birincisi olan Malazgirt zaferi, “Yurt açan” ikincisi olan ilimiz Afyonkarahisar’da Kocatepe’den başlayan Büyük Taarruz ise “Yurt kurtaran” zafer olarak Türk tarihine damga vurmuştur.
Büyük devlet adamı, sosyolog, fikir adamı aynı zamanda tarihin yetiştirdiği en büyük askeri dehalardan birisi olan Mustafa Kemal Paşa 22 Ağustos 1922 Cuma günü Batı cephesi komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile bir araya geldi. Büyük taarruz öncesi durum değerlendirmesi yaptılar. Türk ordusu ile Yunan ordusu sadece asker sayısınca bir birine yakındılar, Yunan ordusu Türk ordusuna göre silah ve cephane açısından çok üstün durumdaydı. Bu durum ancak bir baskınla lehimize çevrilebilirdi.
Baskın Afyon güneyinde Afyon - Çiğiltepe arasında 1. ve 4. kolordularla yapılacak, Kalecik Sivrisi/Kocatepe ve Tınaztepe arasında düşman yarılacak, süvari kolordusu saldırı öncesi Ahır Dağı’nı aşarak Sinanpaşa (Sincanlı) Ovasına inecek ve düşmanı arkadan çevirip İzmir yolunu kapayacaktı. Mustafa Kemal, 26 Ağustos 1922’de sabaha karşı Afyon Kocatepe’de sadece talihe değil, Türk milletinin kahramanlık, cesaret gibi üstün özellikleri ve asla esir edilemeyeceği gerçeğine güvenerek taarruz emrini verdi. Hazırlanan plan saat gibi tıkır tıkır işledi. 26 Ağustos sabahı, 05.30’da Kocatepe’den Türk topçu ateşiyle ve Allah Allah sesleri ile başlayan ve tarihimize Büyük Taarruz olarak geçen baskın harekâtından 4 gün sonra düşman, tarihin en büyük imha savaşlarından birisi olarak görülen Dumlupınar’da 30 Ağustos 1922’de tamamen imha edilmişti.
Ordular İlk Hedefiniz Akdenizdir İleri!
Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis ve birçok subay esir alındı. Kaçan Yunan ordusunun yeni bir savunma hattı oluşturmasını engellemek amacıyla Mustafa Kemal “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini verdi. Bu emirle başlayan takip 9 Eylülde Türk ordusunun İzmir’e girmesiyle sonuçlandı.
Bu emir, Türkleri tarih sahnesinden silmek isteyen, Batılı Emperyalistlere karşı büyük bir meydan okuma olmuştur.
9 Eylül sabahı Türk süvarileri 400 kilometre uzaktaki İzmir’e girdi. Dünya askeri tarihinde dokuz günde bu kadar hızlı kat edilen bir mesafe olmamıştır.
18 Eylülde işgalciler Anadolu’dan tamamen çıkarıldılar. Bu büyük zaferin kazanılmasında Mustafa Kemal Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet İnünü’den başka 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki (Subaşı) ve Kolordu komutanları Kazım (İnanç) Paşa ile Fahrettin Paşa’nın üstün hizmetleri olmuştur.
ALBAY REŞAT BEY
Bu mücadelenin eşsiz kahramanlarından birisi de Albay Reşat Bey’dir. Mustafa Kemal, Albay Reşat Bey’e muharebenin kaderini etkileyecek en kritik mevkilerden birisi olan Sincanlı Ovası’ndan Dumlupınar’a kadar tüm yolların önündeki en stratejik mevki olan Çiğiltepe’yi düşmandan temizlemesi emrini vermişti. Bu tepenin önemini çok iyi bilen General Trikopis komutasındaki Yunan Kuvvetleri başarılı bir direniş gösterdi. Reşat Bey 27 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal Paşa’ya telefonda düşmandan tepeyi yarım saat sonra alacaklarını bildirmiş ancak bunu başaramayınca üzüntüsünden ve verdiği sözü yerine getirememiş olmanın gururundan intihar ederek hayatına son vermiştir. Ne var ki Çiğiltepe, Reşat Bey’in intiharından 45 dakika sonra düşmandan temizlenmiştir.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere bize bu toprakları vatan yapan şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şâd olsun.