Bugün, 3 Aralık 2024 Salı

İhsan Yelken


6'LI MASADA NELER OLUYOR?

Öyle ya, Cumhurbaşkanının yüzde 50+1 ile seçilmesi, her bir partiyi altın ayarında bir yere yerleştiriyor.


   Her gün en az bir haber almaya alıştığımız 6'lı masadan, bu günlerde yanık kokusu gelmeye başladı.

   A.Davutoğlu'na, Cumhurbaşkanı "Sizin kaç oyunuz var, ben böyle karar aldım" derse ne olur diye soruluyor, A.Davutoğlu, "Öyle dendi mi kriz çıkar, meclisteki desteği kaybeder, tekrar halkı sandığa götürmek zorunda kalır" diye tehdit dolu cevap veriyor.

   6 Eşit imza ile ülkeyi idare etmeye o kadar inanmışlar ki, yasada yeri var mı, yok mu bakan bile yok! Oy oranları yüzde 1 veya 1.5 u geçmeyen parti liderleri de buna hak diye direnebiliyorsa geleceği siz düşünün. Yarın stratejik bir kuruma atama yapılırken liderin biri adayı beğenmez ve imza vermez ise ne olacak? Yine mi bir kriz veya seçim?

   Ülke, eskiden anlaşamayan koalisyon hükümetlerinden çok çekti. Birinin bir tarafa diğerinin tersine çekerek, milleti sorunları ile başbaşa bıraktıkları günler unutulmadı. Adeta her gün çıkan  krizler vatandaşı yormuş ve bıktırmıştı... Bu 6 eşit imza ile ülke yönetim şekli de o günleri hatırlatıyor. Bu idare şekli, koalisyon hükümetlerinden daha ağır krizler doğurabilecek potansiyele sahiptir. Adeta pimi çekilmiş bir bomba gibi, iki, üç değil tam 6 patlamaya hazır koalisyon hükümet gibi...

   Öyle ya, Cumhurbaşkanının yüzde 50+1 ile seçilmesi, her bir partiyi altın ayarında bir yere yerleştiriyor. Yüzde 49,99 almak seçimi garantilemiyor. Bu yüzden üzerine konacak yüzde 0.5 ile 1.5 oyu olan SP, DP, DEVA ve GP her birini kendi başına yüzde 50+1 almış gibi dev aynasında görmesine sebep oluyor. Haklı olarak etkisi bu kadar büyük olan bir parti liderinin sesi de gür çıkacaktır.

  'Bu hassas zamanda böyle konuşulur mu?' diye, muhalefetin her kanadı eleştiri oklarını Davutoğlu'na çevirmiş iken, Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nu, hak vererek korumaya alıyor. Kimse birine 'Senin oyun kaç arkadaş?' sorusunu sorabilir mi? diye de ikna etmeye çalışıyor. Tabi ki, böylece kriz önleniyor, konu da kapanmış oluyor. Sonra, her parti liderinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağını ve her birine üç, beş bakanlık bağlanacağını da kabul ediyordur sanırım. Peki Cumhurbaşkanına ne görev kalıyor ki?

   Gizli ortak, yukarıdan habire kimleri aday olarak görüp görmeyeceklerinin işaretlerini veriyor. Bizi unutmayın, sizi izliyoruz sinyallerini gönderiyor. Hatta bizi hesaba katmaz, sözümüzü dinlemez iseniz kendi adayımızı çıkarırız gibi blöfte savuruyor. Daha nasıl dikkat etsinler? 6'lı masa, sizin gönlünüzü hoş tutmak için ne fedakarlıklar çekiyor, PKK'yı kınamamak için ne gayretler gösteriyor!

   Bir başka ortak da, "Ben başbakan olacağım" deyip elini güçlendirerek köşeye oturuyor. Kemal Kılıçdaroğlu'dan çok yardım görmesine rağmen, kendi belediye başkanları ile karşı karşıya getiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını istemediği kesin. Açıkça 'Kemal Kılıçdaroğlu olmaz' demiyor ama  bu anlama gelen çok laf ediliyor. Kemal Kılıçdaroğlu, bunların hepsini duyuyor fakat sessizliğini devam ettiriyor.

  Her şeyi göğüsleyip katlanan, hoş gören Kemal Kılıçdaroğlu, aylarca kendini parçaladı. Her yerde yaptığı tüm konuşmalarında vaatler verdi. Türkiye'nin her derdini çözebileceğini bir bir anlattı, bazen bir ayda, üç ayda, 2 yılda gibi çözüm takvimleri de verdi. Ayrıca bir de üstüne 6'lı masadaki sorun olabilecek çatlaklıkları onarmakla meşgul oldu. Buna rağmen çıkıp 'Ben adayım' deme esaretini gösteremedi. Hem 6'lı masanın kurucusu hem de oy oranına göre en büyük siyasi parti lideri olmasına rağmen, aday olamazsa kim olacak? Kendisinin, En çok hakka sahip olduğunun şuurunda değil mi? Siyasi hayatının sonunun geldiğinin farkında değil mi? Her şeyini kaybetme ile karşı karşıya kaldı. Sanırım Kılıçdaroğlu, elinden CHP alınmış emekliliğini geçireceği köşe hazırlığındadır.

 Aday olsa aynı akıbetten kurtulabilecek mi? Sanmam...

   Ne kadar çatlak çıksa da 6'lı masanın dağılma ihtimali sıfırdır. Çünkü büyük ve küçük oy oranlı

partiler birbirine şiddetle ihtiyaçları vardır. Büyük partilerin Cumhurbaşkanlığını kazanması için yüzde 0.5 oranına hatta daha az orana ihtiyaçları olduğu için onları kızdırmamak, küstürmemek için azami dikkat gösteriyorlar. Küçük parti liderleri de milletvekili olacaklar, belki üç, beş arkadaşlarını da meclise taşıyacaklar. Böyle bir fırsat ortamı sağlanmış durumda iken, ortamı bozma lüksleri yoktur. İster kazansınlar ister kaybetsinler bu yolda yürümeye mahkumlar... 

   2023 seçimlerinin ülkemiz için önemi çok büyüktür. Milletimin iradesi doğru yolu bulaçaktır. Milletimin, ülkenin geleceğini tehlikeye bırakmayacağına, iç muhalefet ile beraber güç birliği içinde olan dış güçlere fırsat vermeyeceğine inanıyorum...

   Yeniden görüşmek dileği ile...

   İhsan YELKEN.

7.5°