Türkiye anayasal olmasa da, partili cumhurbaşkanlığının da ötesinde fiilen Başkanlık Sistemi´ne geçmiş gibi görünüyor.
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Ahmet Davutoğlu AKP´nin Genel Başkanlığı´na ve ilk başbakanlığına atamayla geldi. İkinci Başbakanlığa her ne kadar genel seçim yaşayarak gelse de, AKP´nin başına atanmasaydı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan O´nu işaret etmeseydi, miting miting sahalara çıkmasaydı başbakan olabilir miydi? Olamayacağı hepimizin malumu. Ancak Davutoğlu Başbakanlığındaki hükümette az çok ?Başbakan var gibi? geliyordu insana. Ya Binali Yıldırımlı hükümette bunu hissedebilecek miyiz?
Kesinlikle hayır. İspatı; İlk Bakanlar Kurulu´nun Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe´de toplanmasıdır. Diyarbakır´a Sayın Erdoğan´la beraber gitmeleri, İstanbul´un Fethi kutlamalarına beraber katılmaları, Binali´nin kutlamalarda kısa konuşmasının her cümlesinde ?Cumhurbaşkanımız? sözünü kullanması, Fetih´ten, Fatih´ten çok Erdoğan´a övgü yağdırması, ortada başbakan olmadığının delilidir.
YILDIRIMLI HÜKÜMET, AYLARIN PLANIDIR
Şunu iddia ediyorum ki; Binali Yıldırım hükümeti aylar öncesinden Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın talimatıyla hazırlanmaya başlanmıştı ve hayata geçiriliverdi. Sadece unvanı Başbakan olan Binali Yıldırım sanal medyada dillendirildiği gibi hükümeti, ?Bin- Ali, in Ali? talimatlarıyla yönetecektir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan sanal başkanlığa nasıl geldi?
Kabiliyetsiz, halka inemeyen, halkı ikna edemeyen, inandırıcı hiçbir proje sunamayan, başarısız, kendi yağları ile kavrulan, Mehter Takımı gibi iki ileri bir geri giden oy yüzdeleriyle genel başkanlıklarını korumaya çalışan Kılıçdaroğlu´lu ve Bahçeli´li muhalefet partileri sayesinde geldi.
2002 yılından bu güne geçen son ondört yılı gözlerinizin önüne getiriverin, bunun tamı tamına böyle olduğu görecek ve anlayacaksınız.
TEK HAYALLERİ BAŞKANLIK, ŞEHİTLER UMURLARINDA MI?
Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Memur Başbakan Binali Yıldırım, tüm hükümet üyeleri ve AKP´li vekillerin tek derdi var; Başkanlık. Partili cumhurbaşkanlığı ilkokul çağındaki bir çocuğun dahi anlayabileceği gibi geçiş süreci. Açılım Süreci dedikleri saçılım süreci gibi bu süreç de İnşallah gerçekleşemeyecek ama muhalefetin değil, Allah´ın Türk Milleti´ne lütfu ile?
Adamlar başkanlık hayalleri ile yataklarına giriyor, başkanlık sayıklayarak uyanıyorlar. Her gün şehit gelmiş, sayıları üç olmuş, beş, on olmuş umurlarında mı? Zaten şehide; Kelle diyen zihniyetten gelmiyorlar mı? Ancak uykuda sayıklamak iyi değil, tehlikelidir. Zihin altındaki düşünceleri bir bir ortaya çıkarıverir bir gün, bunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim.
AKP 14 yıldır şehit kanlarıyla beslendi ancak, bu özelliğini MHP´ye yüklemeyi gayet iyi becerdi. Ama artık şehit kanları aka aka deniz oldu, derya oldu. Gözyaşlarımız da aynı. AKP çok uzakta değil, şehit kanlarıyla oluşmuş bu derya ve denizde boğulacaktır.
Artık ?şehit var? denince ağlamak, ?başkanlık? denince tiksinti geliyor içime. Nereden geliyor bu başkanlık sevdanız. Padişahlık deseniz anlayacağım, sultanlık deseniz anlayacağım çünkü tarihimizde var. İnanıyorum ki başkanlık diye diye gideceksiniz. Bu başkanlık sevdanız ebediyen bitecek. Burada MHP´nin Büyük Olağanüstü Kurultayı belirleyici olacaktır. O gün de yakındır.
Görelim Mevlâ´m neyler, neylerse güzel eyler.
