Yazıma başlarken Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün yüce Türk milletine armağan ettiği Nutuk kitabının 1. sayfasında yer alan o veciz sözü hatırlatmak isterim:
?Tarihini bilmeyen milletler, yok olmaya mahkûmdur.?
Evet, bu sözü anlayabilmek ve idrak edebilmek muhakkak suretle mühim bir meseledir. Unutulmamalıdır ki, bu necip milleti ayakta tutan kökleri ve tarihidir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 13 Ekim 1923 tarihinden bu yana başkenti olan Ankara´nın; en güzide ilçelerinden, tarihi ve kültürel mirası ile ünlü tarihçilerin ve arkeologların ilgisini çeken Etimesgut´un değerini gelecek nesillere aktarmak için yoğun mesai ve emek harcayan insanların hikâyesini anlatacağım.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Etimesgut ilçesinin geçmişi sanıldığının aksine oldukça eski bir tarihe sahiptir. Bugünün en çok tercih edilen büyüyen ve hızla gelişen şehri olan Etimesgut aslında çok eski tarihlerde iskâna açık, insan yerleşmelerinin olduğu bir yerdi yapılan araştırmalara göre ilçe hudutları dâhilinde bulunan pek çok Kalkolitik, Eski Tunç Çağı, Demir Çağı, Hitit, Frig, Roma ve Bizans dönemlerine ait antik malzemelerin ve höyükler bulunmuş olması bu durumun açık bir göstergesidir. Ünlü alman haritacı Heinrich Kiepert çizmiş olduğu haritada Etimesgut´u kapsayan bölgeye ?Amakszy? ismiyle referans vermiştir. Geçmişe yolculuk yapmaya devam edersek, şayet Hititlerin bu bölgeyi Amakszy olarak da adlandırdığını görmüş oluruz. Tarih şeridinde birçok kez isim değişikliği yaşayan kültür ve tarih mirası Etimesgut, isminin esin kaynağı Ahi Mesut olmuştur. Ahi Mesut Osmanlı döneminde Ankara da yaşayan bir ahi reisidir.
Karanlık sayfalara terk edilmeye bırakılmış Etimesgut şehrinin tarihçesini yoğun bir mesai harcayarak gün yüzüne çıkaran Etimesgut Belediyesi, akademik düzeyde çalışmalar yapmıştır. Prof. Dr. İlber Ortaylı ile birlikte 12 üniversiteden 20´si profesör 60 akademisyen iki gün süren ?Uluslararası Tarihte Etimesgut Sempozyumu?nu gerçekleştirmiştir. Bu vesileyle hem akademik bir literatür oluşturulmuş hem de halkımız bilgilendirilmiştir. Bununla da yetinmeyen belediye başkanımız Enver Demirel bu akademik çalışmaları 3 ciltlik bir kitap haline getirtmiştir. Belediyeciliğin yalnızca yol yapmaktan ibaret olmadığını kendi ilçesinin tarihinin de araştırılması gerektiğini bizlere sadece söylemleri ile değil eylemleri ile göstermiştir. Tarihte örnek nahiyeden çağdaş bir kent haline gelen ilçemizi ve bu çağdaş kentin mimarını iyi tanımak araştırmak öğrenmek gerektiğini düşünüyorum. Ben çocukluğumun gençliğimin geçtiği bu ilçenin tarihi dokusunu öğrendiğim için çok şanslıyım. Bu kapsamda Sayın Belediye Başkanımız Enver Demirel´e ve bu çalışma için mesai harcayan çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Etimesgut´un tarihini ve kültürel değerlerini merak edenler ve araştırmak isteyenler akademik çalışmaların olduğu bu 3 ciltlik kitabı Etimesgut Belediyesi´nden ücretsiz olarak temin edebilirler. Yeter ki oturduğu ilçenin tarihini öğrenmek için bir çabanız olsun. Emin olun her bir belediye bürokratı bu isteğinizi memnuniyetle karşılayarak yardımcı olacaktır.