Abdullah Ergun

Tarih: 15.01.2017 22:56

İNSAN GÖRÜNÜMLÜ MAYMUNLAR

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim alanında ülkenin içinde bulunduğu garabetin ve ülkeler sıralamasındaki dibe çöküş öykülerinin ardından hükümetten beklenen hamle geldi.

Hemen heyecanlanıp, eğitim sistemimizin kalitesinin artacağı üzerine hayaller kurmayın, müfredat hafifletiliyor.  

Müfredatımız muasır ülkelerin çok üzerinde bir ağırlığa sahip olunca, bizimle yarış edemeyen batılılara kıyak olsun diye midir bilmiyorum,  bizim hükümet, müfredatı hafifletme kararı almış.

Müfredatın ağırlığını da ?Evrim? konuları oluşturduğundan, evrim konularını müfredattan kaldırmış. Merhaba Ortaçağ Avrupası!

Yıllardır süregelen evrim tartışmalarına girebilecek feylozof bilgisine ve kültürüne sahip olmadığım için evrim hakkında yorum yapmayacağım. Taşlanma riskini de göze alamayınca birkaç cümle ile geçiştireceğim.

Tüm icraatlarını dini söylem üzerine geliştiren AKP hükümetleri, evrim gibi bilimsel bir konuda da elbette din referanslı bir çıkış noktası bulup, ?maymundan gelmedik? tarzında kısır ve bilimden uzak söylemlerle gene tribünlere oynama hesapları yapıyor.

Zinayı meşrulaştıran, domuzu kasaplık et statüsüne sokup ithalatını bizzat yapan, yüksek faiz politikalarında ısrar eden AKP´nin, bu tür din dışılıkları toplumdan gizleyip, insanoğlunun maymundan türediğini iddia eden evrim teorisine açtığı savaş ile cehaletin zirvesinde gezen yığınları etkilemeye çalıştığı aşikardır.

Elbette bizler insan olmanın anlamını Darwin´den veya insan eti ile beslenen batı medeniyetinden öğrenmeyeceğiz. Diğer taraftan Batılı müttefiklerimiz ile birlikte Irak´ta 1 milyon insanı katlederken, Evrim teorisini de yanlışlamıyorduk herhalde.

Darwin´den 850 yıl önce Türk bilim adamı Farabi´nin öğrencisi olan İran asıllı İbn Miskeveyh, El-Fevz´ül Asgar adlı eserinde Kur´an ve Hadis kaynaklarına dayanarak evrimi yazmıştı. Hem de Darwin´den kat be kat fazla teori içeren eserden sadece bir hadis nakledeceğim. Zira AKP zihniyeti Kur´an´dan çok hadis adlı rivayetleri baz alarak bir yeni din algısı oluşturma gayretindedir. Hal böyle olunca ben de hadislerden bir bilgi ile konuyu irdelemenin faydalı olacağını düşündüm.

Hz. Muhammed S.A.V bir hadislerinde şöyle buyuruyor: ?Hurmaya hürmet edin. O sizin amcanızdır. Allah CC. Hurmayı babanız Adem´in toprağından yarattı.?

Hadi bakalım sayın eğitim sistemi idarecileri, yoksa siz hadisleri  inkar mı edeceksiniz? Kur´an´da evrim konusuna hiç girmeyeceğim. Ama merak edenler Prof. Dr. Süleyman Ateş hocanın Yüce Kur´anın Çağdaş Tefsiri adlı esere başvurup, Kur´an daki evrim ayetlerini okuyabilirler.

Bunları evrimi savunduğum için anlatmıyorum. Sadece bu konularda hiç bilgi sahibi olmayan bir güruhun çocuklarımızın geleceği hakkında yanları üzerine yatarak verdiği kararların ne denli tartışmalı kararlar olduğunu anlatmak istiyorum.

Evrimi veya benzeri bilimsel teorileri sığ bilgilerle ve sadece dini gibi görünen sebeplerle reddetmek ancak Ortaçağ kilisesinin bilim ve sanatı önlemek adına ortaya attığı skolastik düşünceyi benimsemekten ibarettir.

Günümüz Türkiyesinin de en az ihtiyacı olan şey, İslam Rahipliğidir. Bilim ve sanatta birçok keşfi yapan atalarımız bu günleri görselerdi sadece lale devirlerinden ibaret bir miras bırakırlardı. Bundan dolayı her ortamda ?dedem? diye andığımız ve yollara köprülere isimlerini verdiğimiz tarihi şahsiyetlerin toprak altında sızlanmaları tabiidir. Bilime ve sanata karşı çıkanların dedesi, skolastik Avrupa´daki papazlar olabilir ancak. İyi araştırıldığında belki de böyle bir soyağacı karşımıza çıkabilir.

Son 15 yılda ülkeyi yönetenlerin bilim ve sanata olan öfkelerinin sonucunda her köşeye açılan İmam-Hatipler ortaya dökülmüş ve bilim adına geldiğimiz son nokta, Papaz eriğini imam eriğine dönüştüren makinanın icadı olmuştur. Hayvanat bahçesinden alınıp TÜBİTAK ?ın başına getirilen sayın yöneticinin ödül verdiği projenin ?ayet okunmuş fasülye? projesi olduğunu da hatırlarsak uydurulmuş dinin bilimi nasıl yere çaldığını gayet net görebiliriz.

Bilim ve sanata olan düşmanlığı ve kini bir tarafa bırakırsak aslında hükümetin müfredat değişimi kararını olumlu bir karar olarak yorumlamaya da çalışabiliriz.

50 yıl öncesinin eğitim sistemi bize Recep Tayyip Erdoğan´ı sundu. Gene 50 yıl öncesinin eğitim müfredatı bizler için ülkeyi son 15 yılda yönetmiş olan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Beşir Atalay, Nabi Avcı gibi isimler yetiştirdi. Şayet 50 yıl öncesinin müfredatı olmasaydı Ahmet Davutoğlu gibi birisi profesör olup, başbakan olup ülkeyi tüm dünya ülkeleri ile savaşın eşiğine getiremeyecekti. Şayet 50 yıl öncesinin müfredatı düzgün olsaydı, Lozan gibi varlığımızın teminatı olan anlaşmalar inkâr edilemeyecekti.

(Allah´tan bilim adına Aziz Sancar´lar, siyaset adına Devlet Bahçeli´ler, sanat adına Fazıl Say´lar  ve daha niceleri tüm bu evrim hengamesinde insan olarak kalabilmeyi başarmışlar ve halka umut dağıtıyorlar.)

Şayet 50 yıl öncesinin müfredatı olmasaydı başımıza son 15 yılda çöreklenmiş adamlar olmayacak ve bir vaiz, okumuş çocuklarıyla beraber bu ülkede darbe yapamayacaktı.

Yok yok, müfredat değişsin, sürekli değişsin. Eskinin savunulacak bir yeri olmadığını acı bir şekilde tecrübe ettik. Evrim düzmecesi de hemen kaldırılsın. Zira evrim konuları ile büyüyen sayın idarecilerimizin ülkeyi kaostan başka bir yere taşımadığını gördük. Evrimci sistemle yetişen bürokratların hırsızlığına şahit olduk. Evrim anlayışı ile yetişen din adamlarımızın ılımlı İslam projesinin bir parçası oluverdiklerini izledik. Evrim aldatmacası eşliğinde eğitim alan siyasetçilerimizin Atatürk Türkiyesini yıkmaya çalıştıklarını seyir ettik.

Bilimden, teknolojiden ve sanattan uzak, uydurulmuş dinin mensubu olmuş, uydurulmuş eğitim müfredatının ürettiği, uydurulmuş insan suretinde uydurulmuş nesillerin  gelecekte nasıl maymunluklar yapacağını da varın siz düşünün?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —