Çok kurnaz ve ketumlar ya.. Hemen bir bahaneye, sahiymiş gibi başvuruyor ve kendisini bulandıracak suyun yönünü bir başka menzile çeviriveriyor..
Eeee.. Haçlı´nın gözbebeği Alman da olsa, fiiliyat bir yana hiçbir kuşkuya dâhi mahal vermemeyi yeğliyor.
Öyle ki 2. Dünya Savaşı´ndan kalma Soykırım gerçeğini, Yahudiler´i avlayarak, Ermeniler´i tavlayarak Türkiye üzerine püskürtmekten çekinmiyorlar..
Peki bu üç devlete de baktığınızda, hepsi de ?Sütten çıkmış birer ak kaşık´ mıdırlar?
Almanya´nın tarihe geçen 1945 olayları ortada..
Ermeniler´in 1915´te bizatihî vatandaşı oldukları Osmanlı´ya ihanetleri; Fransızlar ve Ruslar´la ittifakları da, Karabağ´da daha dün yaptıkları kıyım da ortada..
Ya İsrail´in durumu?
Onlar da yıllar var ki gitgide zulümle vehamet kazanan ve vehamet kazandıkça da Filistin´den toprak kazanan bir hâlleri varken, yani Filistin baştanbaşa bir Açıkhava kodesine dönmüşken nedense Batı Dünyası bu ülkeye toz kondurmuyor..
Yani bunlar ?Körler sağırlar, birbirini ağırlar´ misâli her türlü naneyi yiyorlar ve ardından da postlarına çekilerek adil Osmanlı´nın tarihini red ve inkâr ile adaletsizliğin ne kadar payı varsa onu aparıyorlar..
Bu konuda Batı; ?İş bilenin, kılıç kuşananın´ modelini çizeduruyor..
Şu son varta; yani İsrail´e; İsrail´in Birleşmiş Milletler´deki sürekli temsilcisi Büyükelçi Danny Danon Arap ve diğer Müslüman ülkelerin protestolarına rağmen 193 âza ülkeden 109´unun oylarıyla BM Hukuk Komisyonu Başkanlığı´nın verilmesi de gösteriyor ki, asla bizlerin onlarla bir araya gelmemize ve adam gibi bir ittifakla düzeni bozuk âleme düzen vermemize imkân ve ihtimal yoktur..
Öyleyse, kendi yolumuzda, kendi tecrübe ve hesablarımızla ilerlememizden başkaca bir çaremiz yoktur..
Şimdi dönelim 30 yıl öncelerine ait geçmişimizdeki karma tesbitlerimize..
Kırk Sevgi Yazılarım´dan
Olaylar ve Düşünceler
Ötekileri hesaba katmıyoruz... Çığlıklarının yankısı sadece dönüp dolaşıp gene kendilerine ulaşıyor.
Bunu "bir çaresizlik" farzedelim.
Ama bazı ANAPlı milletvekilleri de Başbakan Özal´a halkın zam hususundaki kaygısını iletmeye çalışıyorlar.
"Başbakanım halk bizi sıkıştırıyor" diyorlar.
"Halkın zamlardan dolayı tepkisi büyümektedir" diye mühim bir konuyu dile getirmeye çalışıyorlar.
Acaba zamın etkisi sadece vatandaşa mıdır.
Vatandaşın tepkisi vardır diye mi zam konusu dile getirilecek. Bir gerçek apaçık bir defa daha ortaya çıkıyor. En büyük yükü her zaman çekmeye mahkûm sade vatandaştan başkasının "zamın atmosferinden" haberi olmuyor... Olmayınca da...
İşte böyle oluyor. Efendim "zam yapmaya mecburuz" zam, Serbest bir Ekonomi piyasasının tekelinde. Ve "hafta aşırı" vur abalıya., biçiminde...
***
Adolf Hitler Yahudi katliamından dolayı mahkemeye tâbi tutuldu. Bu mahkeme İsrail´in İzak Şamir´n Filistinliler´e aynı muamelede bulunmaya başlamasına kadar sürmüştür.
Adolf´un 45 yıl sonraki bu ´´bera´atı" belki de Filistinliler´in katliama maruz kalmasından dolayı gerçekleşmiştir.
Yani Adolf un çırağı Şamir´dir, bunu gerçekleştiren... Adil ve masum Yahudi, niçin bu çıraklığın tek ve garip temsilcisi olmuştur.
Hani Adolf Hitler kasaptı.
Hani Yahudiler masum bir milletti.
Yalancılık bu.. Düzenbazlık bu... Yahudi kanının çekişi bu...
Ama Kime... Adolf Hitler´e mi..
Ne münasebet... Hiç alakâsı yok.. Bu kanın her zerresi mikroptur. Hitlerin böylesine menfur harekete reva gördüğü millet de Müslüman değildi ki.. Sebebler de bu günküne benzemiyordu. Hak ve hukuk da bu günkü gibi çiğnenmiyordu... Ve insanın diyesi geliyor ki:
"Hitler haklıymış.."
***
devam edecek
