Bugün, 7 Aralık 2025 Pazar

BEKİR YALÇINKAYA


PAUL PAPA Dedi ki;

Aptal Herifler; Artık DARBE-MARBE YOK!?


   Civilceli Piyonlar´ın evvelce de oynadıkları Oyun´un Birinci Perdesi geçen 17-25 Aralık´lı tarihlerde kapanmıştı ya..

  Fakat bu defa Sivilceli Piyonlar´ın ?Suya Düşen Umutlar´ senaryosunu canlandıracak yeni Senaryo ?Mesih Fetö´nün Resmiler DARBE´si?, Arkası Karanlık Odalar´da yazılıyor ve sahneye koyuluyordu..

  Bu Senaryo´nun makus rolleri ve menfur rolcülerini birlikte seyretmek, şimdi Aziz ve Kahraman Türk Milleti´ne kalmıştı..

***

   ?Yaşı başından aşkındı amma Sarışın ve Alımlı Bir Kadın´dı Nazlı.. Hemcinslerine göre Maşallahlı´ca çıktığı sahne, ?Işık!´ bağırtısı-cayırtısıyla anında karanlığa perde indiriverdi..

   Darbe komedisine dıştan destekliler; tam da ?Artık izlenecek tarafı kalmadı´ düşüncesiyle ?Vay bize! Vay..! Işık söndü, devran döndü.. Vay bize! Vay bize!? feryad-ı figânını basacaklardı ki Perde Gerisi Mahpushâne´nin 68. Sivilceli Koğuş´undan 69. Koğuş´a doğru İspanyol Boğası ağzıyla tok bir ses yankılandı:

   -Nazlı!. Kız Nazlı!. Duyuyor musun beni..

   -Duymaz olur muyum.. Ben seni ne ZAMAN duymadım ki Mümta´aze?

-Dinle öyleyse, bak ne diyeceğim sana..

-De hele de..

 -Eskiden Milliyetçi´ydik.. Döndük Paralelci olduk, olduk da da n´olduk.. Vah bize, bize Nazlı!

  Seyircilerin  bir ?Haydaaa..!? çekip ?Ya huuu..? şaşkınlığı geçirdiği esna Nazlı tizden ses verdi;

-Ya huuu Mümta´aze, keser döndü, sap döndü.. Döne döne bize hesab döndü..

-Döndü de, yine de pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın be Nazlı! Bizim Salaklar bir işi beceremediler.. Akıllarını Cacıkla yediler besbelli.. Şey Komutan kodesde, yiğitlik taslayıp bak nasıl bir not bırakmış tutuklu masasına; ?Sizinle 1 ay sonra görüşürüz.. Sizden bunun hesabını soracağız..? Kahramana bak Nazlı..

 -Öyle deme, öyle deme, belki onun da bir bildiği vardır.. Bugünden hesapla bakalım 1 aya varıyor mu?  

-Ne bir aya varıyor mu Nazlı..

-Mümta´aze, sana n´oldu kuzum böyle.. 14 Ağustos! demediler mi? Bu süre ona denk geliyor mu gelmiyor mu.. diyeceğim amma nerdeee.. 40 sene; 480 aydır bir halt yiyemeyenler bir ayda mı yiyecekler.. Hem yerin dibi, şey.. kulağı var derler..

  Nazlı ağzını parmaklayıp sus işareti yaparak; ?Biii duyan olacak.. Ben susayım, sen de sussss biii Mümta´aze? diye fısıldadı.

Mümkün mü Mümta´aze,  sussss biii.. Almış başını gidiyor, susacağı yerde inadına eveleyip geveleyip duruyordu;

-Yav.. ben dememiş miydim..

-Ne demiştin yine Mümta´aze?

-Osmanlı Devleti olsaydı APO´ya rütbe verir BOZUK PAŞA yapardı..  R.Tayyip ?Hadi ordan..´ çekip anlamadı beni.. Amma, eğer ki Darbe yapılabilseydi HocaHumeniyn Efendi´m, anlayacaktı O´na.. HocaHumeniyn APO´cuğunu hemen BOZUK PAŞA yapacaktı.. Özerklik de verdi mi, Oh ne alâ; APO Paşa, PKK Baş´a.. Teröre Paydos... Gördün hele.. Darbe Günleri başladı başlayalı hiç PKK terörü oldu mu?

   Mümta´aze, soluksuz yel yutup harman savururken, Nazlı da ?Adam Kafa´yı Yedi´ diye düşünüyordu ki yan yan tarafın 70. Sivilceli Koğuşu´ndan biri öksürüverdi: ÖHHHÖÖ..!

  Nazlı mesaj almış gibi; biraz şüphe, biraz merakla sordu: Kimdir O?

 70. Sivilceli Koğuşu´ndaki cevab verdi:

  -Abla benim! Paşa Abi!..

 Nazlı sesin sahibini hemen tanıyamadı.. ?Bizden biri amma.. Bizde bir sürü  Abi´den Paşa var.. Acaba kim ola? diye iç geçiştirdiği sıra kulağına, şifreli bir meeee.. sesi geldi.. Kuzu! dedi içinden.. Kuzuuu.. bu.. ?Sen hiç boşa öksürmezsin HocaHumeniyn Kuzu´m.. Şifreli mifreli öksürmeyi bırak.. Nasıl olsa her şeyimiz açığa çıktı.. De hele, sende ne var ne yok??

-Abla! Bizim Tuzlukçu Hakan var ya, vefalı Vekilimiz..

  Nazlı.. ?Hele Şükür!? çekti; ?Eeee, Persilvanya´dan yeni bir müjde mi verdi yoksa?

-Ne müjdesi bee Abla.. Hakan´ı şapa oturtmuş HocaHumeniyn Efendi. Paracığı pulcuğu kalmamış da, Atalay´a mesaj atıyo.. "Kullan at, benim alanıma bakıyorum, hâlime bakıyorum sıfırlandık. Ev, araba, avukat... Boyuna masraf. Kimse yardım etmedi. Ona da gittim ve boş döndüm. Bizimle uğraşacak vakti yok. Çok sıkıldım"  diyo.. HocaHumeniyn Efendi sanki Hakan´dan daha mı rahat da.. Şatosunun önünde slogan atan Türkler´i çim makinesiyle susturmaya çalışacak kadar berbadlaşmış.. Üstüne bir de 5 milyonu kucaklayan bir Yenikapı çıktı.. Şu millete baksana.. Yıkılması mümkün mü? Efendi´nin canı burnunda.. Kimseyi görecek hâli mi kaldı ki..

   HocaHumeniyn Efendi´yi boşver Kuzu´m.. O´na Maskeli Corc´ları bir yol gösterir.. Sıyrılır işin içinden de.. Olan bizim fukara zavallı Hakan´a olmuş.. O´ da bizler gibi Fetugulle´ye geldi desene..

  Nazlı nasıl böyle diyebilmişti.. Şaşırdı ve derhal ağzını kapattı ama, bir kere Fetugulle lâfı ağızdan çıkmıştı. ?Neyse ki Kuzu´m da farkına varamadı.. Yoksa hapis-mapis demez hesabımı görüverir? vesvesesine düştüğü vakitte rahatlatıcı bir cevab geldi.

-Yok abla, Fetugulle´ye değil.. Anlaşılan FETÖgulle´ye gelmiş..

   Bu Kuzu neler diyordu böyle.. Nazlı´nın aklı bu defa ?Kuzu´cuk imamların yurtdışına tüyen savcıları, hakimleri, vekillerine takılmıştı.. Nazlı´ca düşündü: Aceb bunlar da bir FETÖgulle´ye geldilerm´ola ki..

  Her şey önce 68. Sivilceli Koğuşu´nun Nazlı´sının, 69. Sivilceli Koğuşu´ndaki Mümta´azerî Prof´la dertleşmesine göre rotasını çizmişti.Yine bir şeyler düşündü: ?Sanki bizler de FETÖgulle´ye gelmedik mi.. Bindiğimiz Âlâmetlerle Kıyamete Gidenler bir Mümta´aze, bir ben miyim? Anadolu ülkesi´nin Turkhia haritasına dâhil yüzlerce mahpushane koğuşlarında, nice öğüretmenlerimiz, nice mamurî memur, avcı, savcı, omuzulu apoletlilerimiz; Orta, ortanca, küçükboy-büyükboy, dekan, akil, akademisyen, komedyen, artist.. şu bu.. Say yaz babam.. Sayyaz.. Liste liste Asker Dipçiğine Darbe İpçiğine, dizilmediler mi???

   Bütün bunlara akıl yoran Nazlı, birdenbire ZAMAN´ında sarfettiği sözlerini hatırladı. Ne demişti o ara; ?Birileri körü körüne Cemâ´at düşmanlığı yaparsa, ben körü körüne Cemâ´at´i savunurum. Bir kere, Özel Yetkili Mahkeme Hâkimlerini ya da savcılarını neye göre "Cemâ´atçi" diye damgalıyorsunuz? Bazı dâvâların adil yürütülmediğini ileri sürebilirsiniz. Usûl hatalarından söz edebilirsiniz. Ama yanlışları hangi somut verilere dayanarak Cemâ´at´e fatura ediyorsunuz?

   Sûret-i haktan görünmek için mağdurla arama mesafe koyamam. Her türlü yasa dışı işlemin Cema´ât´e mâledilmesi, belli ki yolsuzlukları örtmeye çalışan iktidarın taktiği. Meselâ sınav soruları çalındı; Cemâ´at çaldı. Başbakan´ın ofisine böcek kondu; Cemâ´at koydu. Usûlsüz dinlemeler yapıldı; Cemâ´at yaptı. Hrant Dink öldürüldü; Cemâ´at öldürdü. Tahşiyeciler´e operasyon düzenlendi; Cemâ´at düzenledi..?

    Nazlı´nın; ?Bunları bana Allah mı söyletmişti ki de şimdi her biri aynen daha da fazlalıklarıyla bir bir ortaya çıkıyor? diye hayıflandığı sıra..

    Sivilceli Koğuşları Perde Arası Mola vermişti.. Seyirciler tam da Mola rahatlığını yakalamıştı ki, Koğuş Dışı Gezi Alanı´ndan hep aynı cümleleri tekrarlayan Alabora´ca bir ses yankılandı; Mesele sadece Gezi parkı değil arkadaş, Mesele sadece Gezi parkı değil arkadaş..?

   Bu ses; 71. Sivilceli Koğuşu´ndakilerin hoşuna gideceği yerde koro hâlinde; ?Leylâsı´nı yitirse her neyse, aklını yitirmiş Mecnun´a bak.. Oğlum.. Mesele gezi değilse ne yahu.. Kekeleyip durma, söylesene? diye çıkıştılar.

   Sahibinin İlk Sesi daha bir Alabora´ca kükredi;  

   -Abiler, Siz halâ anlamadınız mı. Hadi.. Hadi.. DARBE´ye gelin..?  

   71. Sivilceli Koğuşu mahkûmu acaba İslamoğlu mu-Ensaroğlu mu, Karagül mü-Karayağız mı, Çamurcu mu, Hüsni Mahalli mi, kim olduğu bilinemediği gibi ortaya çıkıp da ?ben şuyum´ da demediği esnada kendini ele vermez birisi öfkeyle Alabora´cayı azarladı:

 -Be hey ahmak! Darbe olmadı da ne oldu, biz nerdeyiz şimdi.. de Darbe haltı yiyorsun..

 Kendini ele vermez birisini sesinden hemencecik tanıyan Mümta´azerî Prof. olmuştu;

-Lan bu bizim Şahin.. Sende mi buradasın gözüm..

  Bazen birinin başına vursan, sesi döşünden gelirdi ya.. Nazlı da o misâl, Şahin´den önce davranıp Mümta´aze´yi cevapladı:

-Şahin´i de burada, Kartal´ı, Karga´sı, Saksağan´ı da.. Sen de.. Bende.. Bizler; ?Sende mi Brütüs´ü oynamıştık, sanki hançeri yiyen Gülüyen Sezar´ımız oldu.. Şu hâlimize bak.. Koğuştan koğuşa doldurulmuşuz.. Biz Sivilceli Koğuşları´na mahkûmuz, ama daha kaç İrinceli koğuşlarımız var, kim bilir. Neyse, sen kaçıncı koğuştasın Şahin.. 

  Şahin, kaçıncı koğuşta olduğunu nasıl hatırlasın ki.. Aklı fikri, Şükür´süzün, hainlere veryansın edişini dinliyordu: "Kendi halkına kurşun sıkanlar..! O´nların ardında kim varsa şerefsizdir, haindir. İzahı yok cezalandırılmalıdır. Yuh..!"

   Tam o sıra; Fuat Avni merteğinin Üniver Site´den bir öğrenici olduğu ortaya çıkmıştı.. Acaba bu yuhh çekiş O´na olmasındı.. Ama daha önlerde Sivilceli Koğuşu´na başmisafir Şahin´i vardı, Nazlı´sı, Bulaç´ı-bulamacı vardı.. Üzümcü´sü, anlısı Şanlı´sı.. Tekin´i tekin olmayanı.. Saltabaşı, Hafzabad´ı filân vardı.. ?Allah Allah..

Bu kimlere yuhhh.. diyordu böyle..Sakın Çiğli´yi ABD´ye satan, Marmaris´te pusuya yatan, Meclis´e, Türk SAT´a, Genelkurmaya ve Emniyet´i topa tutan.. Çıldırmış Komutanlar´dan Öztürk, Yazıcı, Karakuş, Sönmezateş ve Terzi gibi Beyin(siz)ler Takımı´nı kamuflemesine yuhhhluyor olmasındı Hakan.. İnsanın ŞÜKÜR! yerine, ?Tuzluğu kırılınca mı Aklı Başına devşirildi´ diyesi  geliyordu amma.. Neyse..

  Bu ?Daldan Dala,Yaldan Yala? gidip gelen Tiyatro´yu seyreden memleket evlâtları.. Bir anda şoka girer gibi, ne yuhhh.. diyebildiler.. Ne de şuh..

  Neyse ki ?Hainimi Ele Verme, Pislikleri Öne Serme Tiyatrosu´ iyi gidiyordu.. Yuhhha Yuh diyerek adamların eksozuna niye çaput tıkasınlardı ki.. Her şey açığa çıkmalıydı.. Varsın öttükleri kadar ötsünler, yuttukları kadar öğürsünlerdi..

   Çünkü.. Bugün Adalet çöktürüldüğü yerden doğruluyor, milletin istiklâl dâvâsı Hâkimî Mutlâk´ıyla ayağa kalkıyor ve kendisine ne kadar düşman varsa, verilen arkaları, fikirleri, fitneleri ve her türlü melânetleriyle yerle yeksan oluyordu..

    Böylece Tiyatro Oyunu zannedilen Çirkin bir İhanet Hakikati´nin Kapanış´ına SON hitamı düşmeden önce perdeye; O´ Semih Terzi denilen haini alnından vuran ve Darbe Gerçeği´ni Tiyatro Sıfatı´ndan çıkarıp atan Kahraman Asker Astsubay Ömer HALİSDEMİR´in resmi aksediyor ve sonra da güzel ismi yazılıyordu..

   ..Ve Aziz Müslüman Türk Milleti´nin şehidi gâzisi, genci yaşlısı, kadını ve erkeğiyle Varlık-Birlik Mücadelesi; an an ve bir bir gözlerinin önünden yeniden geçip gidiyordu..

  Sonra perdede o EN SON yazısı göründüğünde ise, esasen kendilerini izleyen en asiller, en kahramanlar dünyayı titreten derunî alkışlarını sadece kahramanlarına tutuyorlardı.

***

   Bir Vakit´ti.. Gecenin ilerleyen saatine denk gelen ve yeni bir perde açılışına gebe bir Vakit..

   Açılan perdede Yıl; 2. Bin Yıl´ı gösteriyordu..

   Sivilceli Koğuşları´nda Vatan hainlerinin oynadığı tiyatro, perdesini kapatalıdan beri epey zaman geçse de,  demek ki 3. Bin Yıl henüz doğmamıştı..

  71. Sivilceli Koğuşu´nan 72. Koğuş´a da varmak da mümkün olmamıştı..

  Ta uzaklarda.. Kıtalar ötesi bir yerlerde Gözaltları Şişkin ve İhanetle Pişkin  birine izafeten; ?Üzerinde Elli Yıldızlı tişört, başında Kavua Düşman Fötr, sağ elinde Kovboy´dan tabanca, Sol elinde Kardeş İngiliz´den Barebellom olan Batı Yaka Zalimi bir Haçlı Monsieur´ anırmaya başladı..

 -Haydi Darbe Oynayalım.. Haydi Darbeye.. Haydi Darbeye..

  Peki nerede bir darbe oynayacaklardı..

  Jül Sezar´ın Roma´sı, Napolyon´un Fransa´sı, Antik Yunan ve Yunanistan, Hindistan, Arjantin, Şili, Birmanya, Venezuela eskilerde oynamışlardı Darbe Oyunu´nu..

  Ya Afrika ülkeleri, nasıl saysak bunları? İran, Irak, Libya ve Mısır´da da yenilerde oynanmış ve bitmişti.. Filistin ve Suriye´de de halâ darbecilerin ayak oyunlarının izleri olsa da bunları Darbe´ye çekmek mümkün müydü..Birine Siyonist, diğerine Çarlık hâkimdi zaten..

  Her birinde Darbelere veya tevessüllerine imkân var mıydı?

  İşgâl edelim de demediklerine göre.. Darbe yapacak nereleri kalmıştı ki..

 71.5. Koğuşu´ndaki Gözaltları Şişkin ve İhanetle Pişkin; ?Hele sen önce beni bir kurtar da.. Bir de Darbe Yapılacak bir Ülke bul da.. Ömrümüz yeterse..

  Monsieur daha bir şevkle tekrar anırdı;

-Buluruz, çok yer var daha.. Nasıl olsa el attığımız her ülke de darbekolik oldu.. İyi de Biz şimdi kaçıncı yıldayız.. 4. Bin Yıl´a geldik mi Gözaltları Şişkinim ve İhanetle Pişkinim..?

   Boş boş konuşan bunları; Klonlama TİB´li Sanal Santral (!) sayesinde Vatikan´da dinleyen Papa II. PAUL, nihayet dayanamadı.. Aynı kanaldan öfkeyle bastı azarı; ?Ulan Waşingtın Sıpası CORC oğlu Corc´lar! Otur oturduğunuz yerde.. Siz 3. Bin Yıl´ın ilk ayağı bir Türkiye´yi bile AK´layamadınız.. 4. Bin Yıl´ın Türkiye´sini mi haklayacaksınız da beceriksizliğinizi paklayacaksınız.. Aptal Herifler!

   Artık DARBE-MARBE YOK!?

11.5°