Bugün, 11 Kasım 2025 Salı

BEKİR YALÇINKAYA


Sen Çok Yaşayasın PİERRE LOTİ.. Nesillerin Ölüyorlar Çünkü..

Vahim bir gidişatın içinde bulunan bugünün Avrupa´sı; kimilerine göre medeniyet beşiği.. Kimilerine göre de demokrasinin yatağı.. Adaletin kaynağı.. Falan ile filân..


   Bu itibarla onlardan gelen binbir melâneti bilenlere göre de Vahşi Batı..

   Ortada yürüyenler ise Avrupalılar´a sıcak bakmaya mecbur Zavallılar Gürûhu..

   Yani Dünya´yı ateş sarsa kendilerine toz kondurmazlar zinciri..

     Nihayet kondurur oldular..

     Dolayısiyle bugünün Avrupalılar´ının; Dünya üzerindeki çeşitli milletlerin bazen birbirine ters, bazen birbirine yakın veya iç içe çeşitli tarife tâbi tuttukları bir Dalavereli Birlik oldukları gayet net anlaşıldı..   Artık dışlarında bayılanı da var.. İçlerinde ayılanı da..

  Meselâ Ermeniler bayılıyorlarsa İngilizler ayılıyorlar şimdilerde...

 Böylece; ?Bir naneye maydanoz olmaz? Avrupalılar´dan menkûl A(vrupa) B(irliği) son günlerde şiddetli bir Fay kırığıyla karşılaştı. Fay´ı kırılanlar ne kadar İngilizler´e tahakküme yeltenseler de havalarını alacaklar..

  Belki de gitgide AB arasından öyle tozlar kopmaya başlayacak ki bu fırtınaya çatıları dayanabilecek mi bilinmez.. Çünkü dostları dosta, postları posta benzemiyor bunların.. Muslukları da öyle.. Necip Fazıl misâli; Birinden Kir, ötekinden de Pislik üstüne Pislik akıyor..

   Meselâ Fransız Milleti´nin tozlu hâline bakacak olursak, PKK gibi bir terör illetinin bir numaralı hâmiliğini yapıyordu.. Yaptı da ne oldu.. Bir anlamda resmen Türk Düşmanlığı´na soyunarak Türk´e düşman olan terörü beslemekle sanki dâvâları hizmet görecekti ya.. Tersi oldu ve terör soyundan gelen bir başka teröristler canlarını öyle bir yaktılar ki, ?Diken Üstüne Yatak´ seriverdiler.. Bu günlerde kendi hâllerine bakıp tedbir almak yerine ülkemizdeki çullarına baktılar ve konsolosluklarının kapısına kilit vurdular.. Ödlek Avrupalılar işte böyledir..

   Türk dostluğu yerine Ermeni yalakalığını seçmeleri ödlekliklerine işarettir.. Halbuki bu milletin bir Napoléon Bonaparte´ları vardı ve birkaç asır öncesinden demişti ki; ?İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur, kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahib kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlub edilemezler.?

   Galiba bu hâli en son Maraş´ta yaşadıklarından suyun yönünü bir  Ermeniler, bir PKKlı´lar  tarafına çevirip duruyorlar..

   Yine de Bonaparte´ı anlamaları hiç mümkün olmadı..

   Onların yandaşlarının da bir İngiliz Sir Mark Sykes´leri vardı.O´ da demişti ki; ?Eğer kendilerini tanımış olsaydınız, Türkler´e hayran olurdunuz.?

  Nerdeeee.. Sir Sykes´ı da anlayamadılar.. İnadına PKK´yı kayıran oldular..

   Hattâ; ?Üstümüze kılıç çekilmedikçe, ülkemize, tebâma cefa edilmedikçe bizden kimseye zarar gelmez? diyen bir ecdad namlısı Osmanlı Pâdişâh´ı Fatih Sultan Mehmed Hân´ı dâhi anlayacak idrâkleri, sinsî emel ve ebedî heveslerine mağlûb düştü, kayboldu..

   Neticede; ?Avrupalı Millet´ dediğinizde ilk akla gelen (!) demokrasi bugünlerde çirkin yüzünü gösterdi ve ?PKK´ya çadır-madır derken Brüksel´deki işe güce yaramaz Avrupa Parlamentosu´nda Hâtıralı PKK/PYD sergisi açacak kadar rezilleştiler.. Neyin hâtırasına bu sergi; 32 yılın üstünde masum binlerce Türk insanını katledenlerin hâtırasına..

  Adaletleri de böylece tam gaz alabora vaziyeti aldı.. Parlamentolarında tek taraflı Sözde Ermeni Soykırımı palavrasını oylayacak kadar rezil-rüsvaylaştılar.. Bu da bir nev´i Anadolu´daki Ermeni Tehciri´nde çok büyük tesirleri bulunan Avrupalı Fransız´ların bir oyunuydu.. Bunlar ki ?Dananın kuyruğu bir koparsa ucunun nereye varacağını pek iyi biliyor ki suyun yönünü hep tersine çevirmekle meşgûller..´

    Peki bunların anlayabildikleri hiç bir şey yok mudur?

   Çok bir şey vardır.. Meselâ O´nlar; ?Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türkler´le savaşmalıdır? diyen İngiliz Komutan Towsend´ı çok iyi anlarlar..

  Halbuki adaletin tesisini, demokrasinin insanlık faydasına yerleştirilmesini ve Dünya insanlığına huzur sağlamayı istiyorlarsa Napoléon Bonaparte´ın bir başka; ?Bana Türkler´den kurulu bir ordu verin dünyayı rehin alayım? sözüne de kulak verebilirler ve AB´lerini böyle de güçlendirebilirlerdi..

   Nerdeeee.. Haçlılık ruhuyla bunu da anlayamıyorlar..

   Anlasalar da Türkler´den hiç kimseye, hiçbir güce bu suiniyetle bir ordu maiyet mi olur..

   Kısmen doğru olarak Fritz Neumark; ?Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır. Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz? diyor..

   Biz Türkler her devirde, her türlü doğrunun da, her türlü entrikanın da farkında olmuşuzdur..

   Halâ da mütemadiyen olmaya devam etmekteyiz de.. Etmeyenler ne yazık ki Ruslar´ın önünden kaçıp Âl-i Osmanîye´ye varıp sığındıktan sonra; ?Poltava´da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş.. Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum.

   Fakat bugün esirim, Türkler´in esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkâtin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar âlicenab, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı.? diyen İsveç Kralı Demirbaş Şarl´ı, İsveçli okudu da Belçikalılar niçin okuyamadılar?

   Muhakkak okudular da, bugünkü haysiyetsiz Avrupalı nesillerine âdeta bir vaziyetin vasiyetini hakikat olarak bırakan İsveç Kralı Demirbaş Şarl´ı onlar da anlayamadılar.. Çünkü hep kendi entrikalarının esiri olmaktan ve Türkler´e düşman kalmaktan bir türlü kurtulamadılar..

   Peki ahmak Avrupalılar´ın entrikalarına ayak uydurmaya niyetlenen Putin´e; ?Türkler´le sakın ola hiçbir zaman dalaşma.. Aklını başına devşir.. Onların vatanına, bayrağına, sancağına, namusuna, şerefine göz diken iflâh olmaz? der gibi Rus Generali Çarnayev hani makalesinde ne yazmıştı; ?Meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var:  Türklerin yaşayan hâtıraları! Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hâtıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Ölümden korkmayanlar bu hâtıralardan korkuyorlar.

   Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lâzım. Bu vaziyette ben, Türkler´in düzinelerle milleti idare edebilmelerindeki başarılı sırrı da anlıyorum; Onlar milletleri bir kere yeniyorlar. Fakat kazandıkları zaferi ruhlarda ve nesillerde yaşatmayı biliyorlar. Bir değil, birkaç ihtilâl bile Türk´ün iliklere işleyen gizli hâkimiyetini yıkmaya kâfi gelmeyecek. Türler´de yalnız sonsuz bir cesaret değil, idareleri sersemleştiren bir sihirbaz zekâsı da varmış. Zaten yarı Avrupalı´yı asırlarca boyunduruk altına almak başka türlü imkân olamazdı.? (Yılmaz Öztuna, Türkiye Tarihi, İst. 1964, cilt 2, s. 37; Yılmaz Boyunağa, Dost ve Düşman Gözü ile Türk İslâm sentezi,3. Baskı, İst. 1977, s. 41 )

  General Çarnayev´in bu sözleri galiba şu uçağını düşürmemize rağmen Putin´in Türkiye üzerinde tahakküm kuramamasına sebeb olsa gerek.. Ama gel gör ki şu Avrupalılar, Türk´ün hâtırası yerine şimdilerde PKK´nın hâtıralarından korkar oldular..

  Bu Avrupalılar ödlekten ödlekler.. Korkaktan korkak, alçaktan da alçaklar..

    Putin öyle de, ya Merkel denen riyakâr.. Yani şu Avrupalılar´dan iki yüzlü Alman Devleti Kadını..

   ..Ve O´na ve buna koltuk değneği olanlar..

   İlelebet düşmanlıklarını sinsice, hareketlerini alenî devam ettireceğe benziyorlar..

   Allah bu beyinsizlere akıl-fikir versin..

   Versin ki; "Türk asillerin asilidir. Yapmacık olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek soyluluk O´na, tabiatın hediyesidir. Sadelik içinde balâgatı (iyi konuşma, sözle inandırma ka´abiliyeti), zarif bir durgunluk içinde duygulu bir hayatiyeti ve parıltılı bir hayat içinde kibar bir hakikât hissettiren tek varlık Türkler´dir. Şark hülya ve efsaneler âlemidir. Türk, o rengârenk âlemin gözüdür, dilidir, ışığıdır ve yaşayan gerçeğidir."

   Türk Milleti´ni böyle okusunlar, böyle bilip,böyle tasdik etsinler..

   Ey! Körler, sağırlar, dilsizler, ahmaklar, Otta Benga vahşileri, Antilye Kasabları, Ortadoğu cambazları.. PIERRE LOTİ dedeniz size diyor size; ?Türk, o rengârenk âlemin gözüdür..?

   Ey kendi âlemlerinin kirlileri, mikrobları ve saralıları..

   İşitebildiniz mi? Anlayabildiniz mi? Sizin ruhunuz öldüyse ve idrâkiniz yok olduysa.. LOTİ var..

   Hay! Sen çok yaşayasın PIERRE LOTİ..

    Nesillerin Ölüyorlar Çünkü!  

 

18.5°