Bugün, 2 Nisan 2025 Çarşamba

Harun Kılıç


Volkan Konak...

"Oğlum her faniye rahmet dileme mecburiyetin yok. Hakkeden var etmeyen var!" demişti...


Kıbrıs'ta kalp krizinden vefat eden, tanınmış sanatçının vefatı üzerine her şeyde olduğu gibi bu ölümde de toplum ikiye, üçe yarıldı... 

Bu bağlamda;

Kişiyi sanatına, sanatçılığına, yazıp çizdiği eserlerine, siyasetine, siyasetçiliğine göre mi değerlendireceğiz?..

Yoksa içinde yaşadığı toplumun ortak değerlerine bakış açısına ya da kendisinin yaşam tarzına, söz ve eylemlerine bakarak mı değerlendireceğiz?..

Tartı da karar da sizin...

Yazıyı sıradanlıktan ve gelir geçer kavramlardan uzaklaştırmak için birkaç örnekle renklendirelim.

Mesela Aziz Nesin müthiş bir yazardı.

Amma toplum değerlerini ve dini inanışlarını hiçe sayıp, "aptal görecek" kadar hakir görüp aşağılayan bir ateist idi.

Mesela, Nazım Hikmet Borjeski toplumdaki bir kesimin kabulünce büyük bir şairdi.

Oysa O kaçtığı Rusya'da Stalin'e siyasi köpeklik yapan biriydi. Bu iddiamızın ispatı Türk ve insanlık düşmanı olan kanlı katile hitaben yazdığı bir şiiridir.

Mesela, bana göre de Necip Fazıl, kalemi kuvvetli, Sakarya şiiri efsanedir. Amma buna karşın kumara, içkiye, kadınlara karşı düşkünlüğü bilinen bir yönüydü...

Ki, narsist bir kişilik olan O'na göre, "milli şairimiz" Mehmet Akif, bile “kifayetsiz mütefekkir”, “küçük şair"dir...

Keza, İlyas Salman, Selda Bağcan, Metin Akpınar, Sabahat Akkiraz vb. Sanatlarını iyi icra eden kişilerdir. Ancak ideolojik körlükleri ve devlete isyan boyutundaki siyasi tutumları her şeyin üstündedir..

Örneğin, Aşık Veysel, Cem Karaca, Kemal Sunal, Adile Naşit, Ali Şen, Ferdi Tayfur vb. gibi vefat etmiş değerleri saygıyla, rahmetle anıyorum.

Öte yandan marjinalliği geçim kapısı yapıp, vatan, ezan, bayrak gibi mukaddes değerlere sövgüyü kendisine meşale edinenleri de, (eğer varsa) vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum...

Son tahlilde, Türk milleti en büyük hakemdir diyor, toplumun ortak ve kutsal değerlerine şaşı bakıp milli hassasiyeti olmayanlara, makyavelist kişiliklere karşı;

Yıllar, yıllar öncesi merhum Hacı Ziya Emmimden aldığım şu fetvayı göz önünde bulunduruyorum...

Ulular Ulusu emmim:

"Oğlum her faniye rahmet dileme mecburiyetin yok. Hakkeden var etmeyen var!" demişti...

Ki, sözünü tutuyorum!

Aynı zamanda sizlerin de bu husustaki karşı fikirlerinize katılmasam da karar sizin diyor, saygı duyuyorum...

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!

Harun KILIÇ

ANKARA

14.3°