Tarih: 23.11.2017 10:59

Prof. Dr. Göçer Diyabetin Azalması İçin Sağlıklı Gıda Dedi

Facebook Twitter Linked-in

Diyabetin dünyada artış sıklığını gösteren grafikle sağlıklı olmayan gıdanın piyasada aldığı payı gösteren grafikler arasında son derece yakın bir paralellik var diyen Prof. Dr. Göçer,  Dolayısıyla biz sebepleri kullanmalıyız ve sebeplerin üzerine gitmeliyiz. Sağlık Bakanlığımız son yıllarda son derece olumlu çalışmalar yapıyor. Bakın sigarayla mücadelede çok büyük başarılar elde ettik. Obeziteyle mücadele için çalışıyoruz. Tuz kısıtlaması için çalışıyoruz. Okullarda, kantinlerde satılan ürünlerin  denetlenmesiyle ilgili Halk Sağlığı Kurumumuzun önemli kriterleri var, bunların kıstasları var. Hareketli yaşam için önemli kampanyalarımız var. Bunlardan sonuç alınıyor ama sebebine inmediğimiz sürece bu sıklığı istediğimiz sürece getiremeyiz. Bu modern çağın bir hastalığı. Dedi.

Prof. Dr. Göçer sözlerine şöyle devam etti. Amerika´da ve gelişmiş ülkelerde rakamlar benzer durumda. İfade edilen rakamlar %30 civarında ama ben Amerika´da gerçek rakamın %50 civarında olduğuna inanıyorum. Bu tartışmaların sonucunda bizim bir politika oluşturmamız lazım. Sağlık meselesi sadece siyaset meselesi değildir, bütün ülkenin meselesi, bütün tarafların meselesidir.  O yüzden bu tartışma ortamını son derece önemli görüyorum. Gelişmiş ülkelerde sağlıklı beslenme konusundaki duyarlılık artmakta. Sağlıklı olmayan gıda dediğimiz şey, bunun içerisinde diyaliz söz konusu olduğunda özellikle nişasta şekerini zikretmemiz, vurgulamamız gerekiyor. Bahsettiğim grafik aynı şekilde nişasta şekerinin 1970´lerde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte diyabetin artışını, obazitenin artışını da gösteriyor dedi.

Prof. Dr. Göçer, Türkiye´de sorunu tespit edip sorunu aceleyle çözemeyiz. Dolayısıyla Ustamız Hipokrat ne diyor? ? Bir hastalık ne kadar uzun bir süreçte oluştuysa, tedavisi için de o kadar sabırlı olmalısınız, zaman ayırmalısınız.? Bunun çok örnekleri var. Bir gıda tüketimi alışkanlığındaki yapılan değişikleri 20-30 yıl sonra gösteriyor. 30 bin hastayla yapılmış son derece güçlü bilimsel çalışmalar var. Bu tüketilen gıdalarla belirli hastalıklar arasındaki korelasyonu gösteriyor. Özellikle nişasta şekerleri konusunda son derece net ortaya koyuyor. Bugünden yarına sorunu hemen çözme gibi bir aceleciliğe kapılmadan, sağlıklı düşünüp, sorunu iyi ortaya koyup uzun vadeli politikalar oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün şeker meselesine baktığımız zaman nişasta şekerlerinin Türkiye´de kotası var. 250 bin ton civarından maksimum nişasta şekeri üretilebilir deniyordu. Ama ülkemizde nişasta şekeri yapımı konusunda kurulan tesislerin kapasitesi 1 milyon tondu. Dolayısıyla bu sektör her açığı, her fırsatı değerlendirmek suretiyle daha fazla nişasta şekeri üretti. İfadesine yer verdi.

Konuşmasında Prof. Dr. Göçer, diyabette kontrolümüzün söz konusu olabileceğini düşünüyorum. Önce gıda tüketimimizi, yaşam alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Bugün insan bu gıda endüstrisiyle aynen benzinli bir araca mazot konmuş motor gibi olur. Motor bozuluyor, tekliyor. Önümüzde fırsatlarda var. Dünyada gıda endüstrisinin sakıncaları artık anlaşıldı. Tam bu noktada Türkiye´de görece olarak bakir topraklarımız varken bizim daha iyi tarım ürünleri üretmemiz lazım.  Bu Türkiye´deki insanlarımızın beslenmesi için hem de dünyada sağlıklı, iyi gıda ihtiyacına cevap vermek için bir fırsat olabilir. Bu doğrultuda şuanda Türkiye´de çok doğru şeyler yapılıyor. Tarıma baktığımız zaman arazi toplulaştırılması ve daha efektif daha verimli üretim yapılması sağlanıyor. Ülkemizde İyi tarım ve iyi gıda uygulamaları da hız kazanmış durumda. Bir ürünün tarladan sofraya kadarki sürecini standardize etmezsek ve sağlıklı gıda konusunda gereken hassasiyeti göstermezsek diyabetteki rakamlar önümüzdeki yıllarda daha da vahim duruma gelecektir dedi.

Prof. Dr. Göçer, sivil toplumu, bilim insanları ve siyasetçileriyle hep beraber sorunların köküne inmemiz lazım. Bunu ortak platformlarda dile getirmemiz gerekli ve özellikle nişasta şekeri, zararlı gıdalar konusunda bizleri, politikacıları sizlerin de zorlaması lazım. Biz her platformda buna sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ama ülkenin buna sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Toplantının çok verimli olduğu kanaatindeyim. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı´nın organize etmiş olduğu çalışmalar bir çatı programı oluyor sözleriyle konuşmasını tamamladı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —